Çinli balıkçı tekneleri mayıs ayının ortalarından beri Güney Çin Denizi’ndeki Scarborough Sığlığı’na akın ediyor. Bazıları zaten bir süredir Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesindeki resifin etrafında dolanıyordu. Bu tekneler dışarıdan bakıldığında balık tutmak için denize açılmış basit balıkçı tekneleri gibi görünebilir. Ancak amaçları öyle değil. Ülkelerin hak ettiği ihtilaflı sığlığın yakınındaki balıkçılara malzeme götürmeyi amaçlayan Filipin filosuna karşı koymak için oradaydılar. Nihayetinde yardım filosu sığlığa ulaşamadan geri dönmek zorunda kaldı.
Bu Çin tekneleri Beijing’in varlığından nadiren bahsettiği ve hak iddia ettiği tartışmalı toprakları elinde tutmak ya da almak için uzun süredir kullandığı deniz milislerinin bir parçası. Milislerin bölgedeki sicili kabarık. Scarborough Sığlığı’nın 2012 yılında Çin’in ele geçirilmesinde de Güney Çin Denizi’ndeki yüksek profilli toprak anlaşmazlıklarından birini başlamasında da bu milislerin rolü kilitti.
Sığlık, Çin ve bölgede hak iddia eden diğer ülkeler arasında tehlikeli çatışmalara sahne olan birkaç yerden biri. Dünyanın stratejik ve ekonomi açısından en önemli su yollarından biri olan Pasifik’te potansiyel parlama noktalarından biri haline geldi. Filipin sahil güvenlik gemisi BRP Bagacay, nisan ayında Scarborough Sığlığı yakınlarında Çin’in sahil güvenlik gemilerinden gelen tazyikli suyla vuruldu örneğin. Deniz milisleri, sahil güvenlik gemilerini destekleyici rol oynuyor.
Kim bu deniz milisleri?
Deniz milisleri yıllardır var olan bir şey. Ama Çin’in mevcut Devlet Başkanı Şi Cinping’in iktidara geldiği 2012’den beri çok daha profesyonel, donanımlı ve militerleşmiş bir halde. Bu milisler ikiye ayrılıyor. Biri balıkçı teknesi görünümündeki en az 100 tekneden oluşan profesyonel filo. Spratly Backbone Fishing Vessels (SBFV) olarak bilinen diğer filo ise Hainan ve Guangdong’daki limanlarda faaliyet gösteriyor ve Çin’in Güney Çin Denizi misyonlarına dahil edilen gerçek balıkçı teknelerini de kapsayan daha büyük bir grubu oluşturuyor.
Profesyonel filo askeri ekipmanlara sahip daha güçlü teknelerden oluşuyor. İhtilaflı bölgeleri izleyen uydulardan rahatlıkla görülebiliyor. SBFV’yi tespit etmek ise daha zor. Çünkü daha düşük uydu vericilerine sahipler. Hatta bazılarında bundan hiç yok. Bazı teknelerde yapısal ve teknolojik iyileştirmeler yapıldı.
Her iki filonun mürettebatının da sivil balıkçılar ve denizcilerin yanı sıra Çin hükümetinin eğitim programından geçen eski askerlerden oluştuğuna inanılıyor. The Guardian’a konuşan Asya Şeffaf Denizcilik Girişimi (AMTI) direktörü ve Güney Çin Denizi uzmanı Greg Poling’e göre teknelerde cidden balıkçılık yerine milis faaliyetlerde bulunuluyorsa mürettebatın beş ile altı kişiden oluşan daha küçük mürettebatı olduğunu söylüyor.
Nasıl finanse ediliyorlar?
AMTI’ye göre milisler hükümet sübvansiyonlarıyla finanse ediliyor. Mürettebatta yer alanlardan bazıları devlete ait kurumlardan tam zamanlı maaş alıyor. SBFV mürettebatı milis görevlerinden balıkçılıktan caydıracak meblağlarda yakıt sübvansiyonu da alıyor.
Stanford Üniversitesi’nde şeffaf denizcilik projesi SeaLight’ın direktörlüğünü yapan Ray Powell, “Bu mürettebatlar isterlerse balık avlayabilirler, ara sıra avlıyorlar da zaten. Ama genelde oldukları yerde duruyorlar. İhtilaflı bölgelerde sadece durmak ve yakıt harcamamak onlar için en ekonomik yöntem” diyor.
AMTI tarafından 2021 yılında yayınlanan bir raporda milislerin Çin hükümeti tarafından organize ve finanse edildiği konusunda hiçbir soru işareti kalmadığı belirtiliyor. Raporda milislerin “uluslararası hukuku ihlal eden” eylemlerinden Beijing’in sorumlu olduğu da vurgulanıyor. Ancak Şi hükümeti milislerin faaliyetlerini de, bir balıkçı teknesinden fazlası olduklarını da pek kabul etmiyor.
Beijing Scarborough Sığlığı gibi bölgelerdeki operasyonlarını “hakkını koruma” eylemleri olarak savunuyor. Powell’e göre Çin milislerin bu koruma çabalarının bir parçası olduğunu kabul etmekle birlikte hangi teknelerin milis tekneleri olduğu konusunda “ketum davrandığını” belirtiyor.
Nasıl hareket ediyorlar?
Milisler Sarı Deniz, Endonezya, Vietnam ve Malezya’nın münhasır ekonomik bölgeleri dahil bölge genelinde faaliyet gösteriyor. Ama gözlemcilerin gözünü asıl diktiği bölge Filipinler ile tansiyonun yükseldiği Güney Çin Denizi.
Filolar yabancı ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerinden izinsiz geçiyor, ihtilaflı sığlıkları ve adaları abluka atına alıyor, Amerikan donanması da dahil pek çok gemiye tehlikeli manevralar yaparak tazyikli su püskürüyor. Tekneler çarpışma riskini artırmak ve diğer gemilerin rahat hareket etmesini önlemek için sık sık birlikte hareket ediyor, bazen resiflerde aylarca kamp kuruyorlar.
Çinli yetkililerin açıklamaları, daha saldırgan operasyonlar için önce profesyonel filoların bölgeye gönderildiğini gösteriyor. Poling “Profesyonel filolar doğrudan tehdit yaratsa da en azından küçükler. SBVF daha büyük olmasıyla baş ağrıtıyor. Sadece demir atmakla yetiniyorlar. Diğer hükümetler iki filoya farklı davranmak zorunda. Biri doğrudan askeri tehdit yaratırken diğeri sadece baş belası” diyor.
Diğer ülkeler konuya nasıl yaklaşıyor?
ABD ve Filipinler başta olmak üzere birçok hükümet Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki saldırgan davranışlarını ve deniz milislerinin operasyonlarını birçok kez kınadı. Filipinler’in müttefiki ABD, milisleri “hiçbir hukuka dayanmayan hak iddialarını uygulamak için” uluslararası hukuku ihlal etmekle suçladı. Milislerin son eylemlerinin hedefi olan Filipinler de denizdeki faaliyetlerinin Çin’in eylemleri nedeniyle bozulmayacağını söylüyor.
Öte yandan Çin’in bir müttefiki olarak görülen Vietnam ise bir zamanlar en azılı düşmanı olan ABD ile son dönemde yakınlaşmaya başladı.