İsrail’in Lübnan’a kara harekatı başlatmasının ardından bölgede atmosfer daha da kritik hal aldı. Lübnan makamları Hizbullah’ın kullandığı iletişim cihazlarının patlatıldığı 17 Eylül’den bu yana İsrail saldırılarında 104’ü çocuk ve 194’ü kadın olmak üzere toplam 1273 kişi öldüğünü açıkladı.
Hizbullah’la 8 Ekim 2023’ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu 23 Eylül’de Lübnan’ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah İsrail ordusunun 27 Eylül’de Beyrut’a düzenlediği hava saldırılarında öldürüldü. Nasrallah’ın öldürülmesi ardından “İsrail duracak mı” sorusu sorulurken Netanyahu yönetimi kara harekatı başlattıklarını açıkladı.
Ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzeye göç dalgası devam ederken Suriye’ye on binlerce kişinin göç ettiği belirtiliyor. Lübnan’a yönelik saldırılar devam ederken hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem de Dışişleri Bakanlığı’ndan da açıklama geldi.
Erdoğan: İsrail’i çok net uyarıyorum
Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM 28. Dönem 3. Yasama Yılı Açılış Toplantısı’nda konuştu. Kürsüden İsrail’e seslenen Erdoğan “İsrail’i çok net bir şekilde uyarıyorum, Lübnan’a kara harekatının sonuçları geçmişteki işgallerine benzemeyecektir” dedi.
“İsrail saldırganlığı Türkiye’yi de içine almaktadır” diyen Cumhurbaşkanı “Vatanımız, milletimiz, bağımsızlığımız için bu devlet terörüne elimizdeki her imkanla karşı duracağız. İşgal, terör, saldırganlık hemen yanı başımızdadır. Karşımızda hukukla mukayyet bir devlet değil, kandan beslenen, işgalle semiren bir katil sürüsü var” diye konuştu.
Vadedilmiş topraklar konusuna da değinen Erdoğan “Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır. İsrail bir yandan Gazze’de soykırım, Lübnan’a terör saldırıları yaparken aynı anda bölge ülkelerini kendi ateşine çekmek için her türlü provokasyonu deniyor” dedi.
Özel: Ne duruyoruz o zaman?
CHP lideri Özgür Özel de konuya Meclis’in açılış resepsiyonunda değindi. Erdoğan’ın TBMM’de İsrail’e ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine Özel “İsrail’in geçen sene kasım ayından beri bir devlet terörü yaptığını her zaman söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz. Dünyanın her yerinde, başta ikinci başkanı olduğum Sosyalist Enternasyonal olmak üzere, dünyanın her yerinde bu meseleyi dikkate sunuyorum ve Filistin için destek istiyorum” dedi.
İsrail’in Hamas’ın 7 Kasım’daki saldırılarını araçsallaştırdığını ifade eden Özel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Belli ki İsrail o saldırıları ya bekliyormuş, ya biliyormuş. ‘Böyle güçlü istihbaratı olan bir ülke nasıl fark etmedi?’ diyorduk. ‘Bu kadar güçlü hava savunması olan bir ülke nasıl avlandı?’ diyorduk. Demek ki fark etmeyesi varmış ve aslında kuvvetli bir bahane arıyormuş. Yaptığı iş, soykırıma varan işler. Çocukların katli, kadınların katli, hepsini bir kez daha lanetliyorum. Bu öyle bir noktaya geldi ki Orta Doğu’daki bütün denklemi değiştirmek üzere her şeyi göze almış durumda. Buna karşı uluslararası toplumun harekete geçmesi gerekiyor. Bugün Erdoğan’ın ‘İsrail er ya da geç durdurulacak…’ Geçi kalmadı bunun. İsrail durdurulmazsa ne olduğu ortada. Yani öyle geç durdurmak yok. Bir an önce durdurulması için bütün dünyanın harekete geçmesi, Erdoğan’ın da bugüne kadar yaptıklarının fazlasını yapması lazım.”
‘Kapalı oturuma acilen ihtiyaç var’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gazze’deki durumun vahametini geç kavradığını savunan CHP lideri “Ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıp da Meclis’in kürsüsünde ‘İsrail Türkiye’ye saldıracak’ diyorsa, bir kapalı oturma acilen ihtiyaç vardır. Gelecekler ve bu Meclis’i bilgilendirecekler. Biz de soracağız, biz de söyleyeceğiz. Bunun tutanakların 10 yıl açıklanamayacağı bir kapalı oturuma muhtaç olduğu konusu açık. Bu konuyu arkadaşlarımız çalışacaklar, gerekli temasları yapacaklar” diye konuştu.
Kapalı oturumla ilgili Meclis Başkanı’ndan randevu talep edeceklerini söyleyen Özel “Yani ülkenin Cumhurbaşkanı diyorsa ki ‘İsrail yakında bize saldıracak’ Ne duruyoruz Meclis’i bilgilendirmek için? Milletin en meşru temsil organı burası. Bu çatının altında bu laf bu kadarla bırakılamaz” ifadesini kullandı.
Özel şöyle devam etti:
“Ülkenin ana muhalefet lideri, Erdoğan’ın Meclis kürsüsünde kurduğu cümle kadar rahat cümleler kurmamalı, kurmayacak. Ama bir kapalı oturumda Erdoğan dilinin altındaki baklayı çıkaracak. Benim elimde istihbarat örgütüm yok. Benim elimde askeri istihbarat yok. Benim elimde çok farklı devletin olanakları yok. Bu olanakları olan hepimize gelecek, bunu anlatacak. Ben bunu bir siyasi polemik değil, meselenin ciddiyetine verdiğim önem ve Meclis kürsünden söylenen bu söze atfettiğim öneme binaen söylüyorum. Bunu bir siyasi polemik alanı olarak değil, derhal üzerinde müzakere edilmesi gereken bir alan olarak değerlendiriyorum.”
Dışişleri: İşgal girişimi
Bu arada Dışişleri Bakanlığı da İsrail’in Lübnan’a kara harekatı başlatması sonrası bir açıklama yaptı. Bakanlık İsrail’in saldırılarının işgal girişimi olduğunun altını çizdi.
Açıklamada İsrail’in Lübnan’a kara saldırısı başlatarak bu ülkenin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmesinin hukuksuz bir işgal girişimi olduğu bildirildi. Açıklamada saldırının bir an önce sona ermesi ve İsrail askerlerinin Lübnan topraklarından çekilmesi çağrısı yapıldı.
Dışişleri açıklaması şöyle devam etti: “Söz konusu saldırı sadece bölge ülkelerinin değil bölge dışı ülkelerin de güvenlik ve istikrarını hedef almaktadır. Bu tehlikeli işgal girişimi sonucunda yeni bir göç dalgasının ortaya çıkması ve tüm dünyada aşırıcıların zemin kazanması kuvvetle muhtemeldir. Bu gelişmelerin İsrail’e siyasi destek ve silah sağlayan ülkeleri de etkileyeceği unutulmamalıdır. BM Güvenlik Konseyi uluslararası hukukun gereğini yapmalı ve Lübnan’ın işgaline yönelik bu saldırıya karşı gereken önlemleri almalıdır. İsrail tarafından işlenen her suç aynı zamanda uluslararası hukuka ve BM Şartı’na indirilen bir darbedir.”
Diğer taraftan açıklamada bölgede sükunetin tesisi için atılması gereken başlıca adımın Gazze’de acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması olduğu da kaydedildi. Açıklamada “Gazze’ye barış getirilmesi tüm insanlığın sorumluluğudur” dendi.
Lübnan’daki Türkleri tahliye planı hazır
Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Lübnan’daki güvenlik durumunun daha da kötüye gitmesi ihtimali üzerinden tahliye planı hazırladıklarını açıkladı. Açıklamada “Lübnan’daki vatandaşlarımızla alakalı planlamalar ilgili kurumlarımızla eş güdüm halinde yapılmış ve vatandaşlarımızın deniz veya hava yoluyla tahliye edilmesi için alternatif planlar hazırlanmıştır. Süreci yürütmek üzere ‘Dışişleri Bakanlığı Koordinasyon ve Destek Merkezi’ tesis edilmiştir. Bakanlığımız, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Göç İdaresi Başkanlığı görevlilerinden müteşekkil bir heyet halen sahadaki çalışmalarını sürdürmektedir. Olası tahliyeye dahil edilmek amacıyla kayıt yaptırmak isteyen vatandaşlarımızın başvuruları, 24 saat görev yapan Konsolosluk Çağrı Merkezimiz (+90 312 292 29 29) aracılığıyla toplanmaktadır.
Lübnan’da bulunan vatandaşlarımızın, muhtemel tahliye kararına ilişkin olarak Bakanlığımızın ve Beyrut Büyükelçiliğimizin duyurularını yakından takip etmeleri önem arz etmektedir. Diğer ülke vatandaşlarının ülkemiz üzerinden tahliyesine ilişkin esaslar da belirlenmiş olup, şu ana kadar destek talep etmiş olan 20’ye yakın ülkeyle beraber gerekli hazırlıklar sürdürülmektedir” dendi.