BM'ye bağlı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi kadın cinayetlerinin geçen yılını ele aldıkları bir rapor yayınladı. Rapora göre kadınlar için en tehlikeli yer normalde kendilerini güvende hissetmeleri gereken yer olan ev.

Bugün 25 Kasım. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Birleşmiş Milletler (BM) kadına şiddetin ciddiyetini gözler önüne sermek için yeni bir rapor yayınladı. Bu rapora göre dünya genelinde her gün yaklaşık 140 yetişkin kadın ve kız çocuğu, eşleri ya da aile bireyleri tarafından öldürülüyor.

BM’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi’nin hazırladığı rapora göre geçen yıl 85 bin yetişkin kadın ve kız çocuğu erkekler tarafından kasten öldürülmüş. Bu cinayetlerin yüzde 60’ı (51 bin 100) kurbana yakın kişi tarafından işlenmiş.

Birimin bulgularına göre dünya genelinde kadınlar için en tehlikeli yer normal şartlarda kendilerini güvende hissetmeleri gereken evler. Çünkü bu istatistikte yer alan cinayetlerin büyük kısmı ev ortamında işlenmiş. Örgütün Başkan Yardımcısı Nyaradzayi Gumbonzvanda “Verilerin bize anlattığı şey kadınların kendilerini en güvende hissetmeleri gereken yer olan ev içi yaşam alanlarında ölümlerine neden olan bir şiddete maruz kaldıkları” diyor.

“Bu rapordaki verileri buzdağının görünen kısmı olarak görüyoruz” diyen Gumbonzvanda bunun sebebi olarak tüm kadın ölümlerinin kayıt altına alınmamasını ve ölüm nedenlerinin hepsinin doğru bir şekilde kadın cinayeti olarak kayıtlara geçirilmemesini gösteriyor. Ayrıca bilgiye erişimin kısıtlı ya da hiç olmadığı topluluklar da var. Ajans dünya genelinde birçok ülkenin yetersiz veri toplaması nedeniyle raporu hazırlarken sürekli duvara çarptıklarını söyledi.

Kadın cinayetlerini diğerlerinden ayıran ne?

Bu bakımdan bir parantez açıp “kadın cinayeti”nin, uluslararası toplumda “feminisid/femisid” olarak bilinen durumun ne olduğunu açmakta yarar var. Kadın cinayeti bir kadının sadece cinsiyetinden dolayı öldürülmesi demek. Bu cinayetlerde motivasyon daha çok kadının toplumsal rollerine uymadığının düşünülmesi ve kadın düşmanlığı. Cinayeti işleyen de gücünü ve kontrolünü kaybettiğini düşünen erkekler.

Raporda ayrıca hem erkek hem de kadınların aile içi ya da partner şiddetine maruz kalabileceği belirtiliyor. Ancak bu noktada kadın ve erkek cinayetleri arasındaki temel bir farka da dikkat çekiliyor. Şöyle:

Geçen yıl cinayete kurban giden kişilerin yüzde 80’ini erkekler oluşturuyor. Yani erkeğin cinayete kurban gitme oranı kadından daha yüksek. Ancak erkek cinayetlerinin yalnızca yüzde 12’si aile içi ya da partner şiddetinden kaynaklanıyor. Bu da erkek cinayetlerinin çoğunun aile bağlamı dışında meydana geldiği anlamına geliyor. Oysa kadın cinayetlerinin yüzde 60’ı aile içi şiddet ya da partnerleri tarafından işleniyor.

Şiddetin en çok görüldüğü kıtalar

BM’nin tahminlerine göre küresel kadın cinayetlerinin oranında iki yıl öncesine göre bir azalış söz konusu. İki yıl önce bu sayı 89 bindi. Ancak partnerleri ya da aile üyeleri tarafından öldürülen kadınların sayısında artış söz konusu. Ajansın verilerine göre eş ve partnerlerin sebep olduğu kadın cinayetlerinin en yüksek olduğu yer Afrika. Afrika’yı Amerika ve Okyanusya takip ediyor.

Avrupa ve Amerika’da kadınların çoğu partnerleri tarafından öldürülürken diğer yerlerde suçlular daha çok yakın aile üyeleri olmuş. Ajans Fransa, Güney Afrika ve Kolombiya verileri, kadınların ölmeden önce yetkililere şikayette bulunduğunu gösteriyor. Buna göre Fransa’da 2019-2022 yılları arasında kadın cinayetlerinin yüzde 79’unun yakın partnerler ya da aile üyeleri tarafından işlendiğini gösteriyor. Şiddet içeren suçlar ve istismar gibi diğer kadın cinayetlerinin ise toplam sayının yüzde beşini oluşturduğu görülüyor.

Bugün Kadına Karşı Şiddetle Mücadele günü: 327 günde tam 405 kadın erkekler tarafından öldürüldü