Japonya’nın güneybatısındaki bir havaalanı büyük olasılıkla İkinci Dünya Savaşı sırasında “kamikaze” saldırılarını engellemek için atılan Amerikan bombasının pist yakınında patlaması sebebiyle kapatıldı. Patlayan bomba uçak pistinde derin bir krater oluşturdu, Miyazaki Havaalanı’ndan yapılacak 90 uçuş iptal edildi.
200 kiloluk bombayı inceleyen Japonya Kara Savunma Kuvvetleri patlayıcının İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma olduğunu söyledi. Patlamada ölen ya da yaralanan kimse olmadı fakat kamera görüntüleri olaydan yalnızca iki dakika önce bir uçağın kalkış için bombanın yanından geçtiği görüldü. Hükümet riskin sona erdiğini ve pist onarım çalışmalarının bir hafta içinde tamamlanacağını aktardı.
Miyazaki Havaalanı bir tesadüf değil
ABD ve Japonya İkinci Dünya Savaşı’nın iki büyük düşmanıydı. Japonya onca işgale ve bombardımana rağmen direnişini sonuna kadar sürdürmüştü. Miyazaki Havaalanı da bu direnişin en kritik üslerindendi. Havaalanı savaşın sonlarına kadar Japon ordusunun deniz üslerinden biri olarak görev yaptı. Japonya’nın ABD gemilerini batırmak ya da tahrip etmek amacıyla gerçekleştirdiği konvansiyonel intihar saldırılarının, yani “kamikaze” operasyonlarının da merkez üslerinden biriydi Miyazaki.
İkinci Dünya Savaşı’nın en “ateşli” cephelerinden biri olan Pasifik tarihin en karanlık olaylarından bazılarına da sahne oldu. ABD, savaşın sonuna doğru Hiroşima’ya “Küçük Oğlan” Nagazaki’ye de “Şişko Adam” ismini verdiği iki atom bombası fırlattı.
Atom bombalarından Pasifik ittifakına
Pasifik bugünlerde tarihteki gerilimlerine benzer bir süreç yaşıyor ama bu kez taraflar farklı. ikinci Dünya Savaşı’nı biraz kurcaladığımızda dahi “barışmazlar” diyeceğimiz iki güç bugün bölgede Çin’e karşı müttefiklik kurmuş durumda. Japonya ve ABD yanlarına Güney Kore’yi de alarak bölgede günden güne gücünü artıran Çin’in hegemonyasını kırmak için işbirliğine gidiyor.
Bu işbirliği üç ülkenin Freedom Edge adlı bir ortak askeri tatbikat düzenlemesiyle iyice ciddiye bindi. Bu tatbikatta üç ülkenin füze, denizaltı ve hava saldırılarına karşı savunmalarının güçlendirilmesi amaçlanmıştı. Tatbikat geçen yıl Camp David’de yapılan üçlü zirvede kararlaştırılmış, ABD’de alınan bu karar ise bölgede öncü olmak isteyen ABD’nin hamlelerine dair bir ipucu olmuştu.
Üç ülkenin füze, denizaltı ve hava saldırılarına karşı savunmalarının güçlendirmek üzere yaptığı tatbikat bölgenin bir diğer “süper gücü” Kuzey Kore’nin gündemine de oturmuştu. Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı Pyongyang’ın ABD ve müttefiklerinin başını çekeceği askeri bloğun bölgede güçlenmesini görmezden gelmeyeceğini ve agresif bir yanıtla bölgesel barışı koruyacağını söylemişti. ABD’nin bölgedeki hareketliliğinden rahatsız olduğunu belirten Kuzey Kore NATO vurgusu da yapmıştı. Bakanlıktan yapılan açıklamada Washington’un hem Seul’u hem de Tokyo’yu NATO’ya dahil etme çabalarını sürdürdüğü belirtilmişti. Kuzey Kore’nin Güney Kore, Japonya ve ABD için “Asya’nın NATO’su” ifadesini kullanması dikkat çekiciydi.