Ekvador son günlerde yaşanan şiddet olaylarıyla gündemde. Şiddet eylemlerinin tırmandığı ülkede Devlet Başkanı Daniel Noboa savaşta olduklarını söylemişti. Çete liderlerinin hapisten kaçtığı, cezaevlerinde isyanların yükseldiği, hatta kartel üyelerince bir TV yayınının basıldığı ülkede gözler Guayaquil’de. Guayaquil, son olaylarda öne çıkmasının dışında da büyük önem taşıyan bir liman kenti. Ama önce dilerseniz son yaşananlarda Guayaquil olayların tam neresindeydi, bir hatırlayalım.
Ekvador’un belki de en güçlü çetelerinden Los Choneros’un lideri “Fito” lakaplı José Adolfo Macías Villamar Guayaquil’de tutulduğu cezaevinden kaçtı. Fito geçen aylarda da bu hapishaneden kaçmış, yakalandığında başka yere nakledilmesi önerilerine kulak tıkayan yargı onu yine Guayaquil’deki cezaevine nakletmişti. Ocak ayında Fito yine kaçtı ve cezaevinde de isyan ateşi harlandı. Ekvador’un en büyük liman şehri Guayaquil TV baskınıyla da gündeme geldi. Kent son yaşananlar dışında uyuşturucu çetelerinin de vazgeçilmez bir nakil noktası.
Guayaquil limanı çetelerin elindeki uyuşturucuyu Avrupa ve ABD’ye transfer etmesinde önemli rol oynuyor. Kartel ve uyuşturucu konusunda başı çeken Kolombiya ve Peru ile komşu olan Ekvador, Guayaquil’de yuvalanan çetelerle ciddi uğraş içinde. Bu uğraş son zamanlarda katlanarak artan şiddet olaylarıyla daha ciddi bir hal aldı.
Liman kentinde kedi – fare oyunu
Ekvador’un en büyük limanı ve ihracat merkezi olan Guayaquil’de uyuşturucu çeteleri ve sahil güvenlik güçleri adeta kedi-fare oyunu oynuyor. Buradaki liman Ekvador ekonomisi için hayati önem teşkil ediyor. Petrol hariç muz ve karides gibi önemli ürünlerle Ekvador’un ihracatının yüzde 80’i buradan geçiyor. Ama burası uyuşturucu için de önemli bir hat olarak kullanılıyor. Kaçakçılıkla mücadelede ön saflarda yer alan sahil güvenliğin komutanı Fernando Alvarez AFP’ye “Avrupa’ya gelen kokainin yüzde 70’i Ekvador’dan geliyor ve bu kokainin yüzde 80’i de Guayaquil’den yola çıkıyor” dedi. Alvarez’e göre Ekvador dünyadaki başlıca kokain tedarikçisi haline geldi ve uyuşturucunun çoğu dünyanın en büyük kokain üreticisi komşu Kolombiya ve Peru’dan çıkıyor. Alvarez ve ekibi her gün Guayas Nehri’nde devriye geziyor.
‘Gerçek örümcek adamlar’
Sağ taraflarında karides çiftliklerini koruyan mangrov ormanları, solda çetelerin demir yumrukla hüküm sürdüğü sefil ve yoksul mahalleler… Sahil güvenliğin işi de zor. Guayaquil’i açık denize bağlayan yaklaşık 75 kilometrelik kanal boyunca sürat teknelerine, dalgıçlara, diğer yandan da artık zengin uyuşturucu kaçakçılarınca kullanılan denizaltılara dikkat etmek zorundalar.
Bir başka tehdit de kanolarla ya da küçük teknelerle uyuşturucu getiren, halat ve merdivenle Amerika Birleşik Devletleri’ne ya da Avrupa’ya giden tanker ve konteyner gemilerine tırmanan ve kaçak malları buralarda saklayan suçlular…
Adının açıklanmasını istemeyen sahil güvenlik görevlisi “Bu suçlular gerçek birer örümcek adam” diyor. AFP’ye ismini vermeden konuşan görevli Guayaquil’de bolca bulunan mangrov ormanlarının da uyuşturucu kaçakçıları için saklanmayı kolaylaştırdığı bilgisini veriyor.
Sahil güvenliğe göre bazıları balıkçı kılığına giren davetsiz misafirler genellikle karanlıkta eyleme geçiyor.
OHAL güvenlik güçlerinin işini kolaylaştırdı
İsmini vermekte beis görmeyen Alvarez şöyle devam ediyor: “Çeteler genellikle yasadışı mallarını taşıyan gemileri takip ediyor ve peşlerinde birini gördüklerinde de ateş açmaktan çekinmiyorlar. Şiddete her zamankinden daha meyilliler ve güvenlik güçleri üyelerini de satın almaya çalışıyorlar. Çeteler üç büyük uluslararası kaçakçıyla işbirliği içinde: Meksika’nın Sinaloa ve Jalisco Yeni Nesil kartelleri ve İtalya’nın kötü şöhretli ‘Ndrangheta mafyasıyla bağlantılı Arnavut gruplarla.”
Alvarez bugünlerde kendi birimince yakalanan suçluların yaklaşık yüzde 80’inin uyuşturucuyla ilgili olduğunu belirtiyor.
Yaptıkları görevin genel itibariyle çok güç olduğunu ifade eden Alverez ilan edilen OHAL’in işleri kendi lehine değiştirdiğini söylüyor. Alvarez “Güç kullanımına ilişkin kurallar değişti. Bu çeteler artık savaşan güç kabul ediliyor ve bu daha güçlü şekilde karşılık vermemizi sağlıyor.”
Barışın adasından şiddetin kalesine…
Bir zamanlar “barışın kalesi” olarak anılan Ekvador kartellerin yuvalanmasının ardından son zamanlarda büyük bir krize sürüklendi. Son şiddet olayları ülkenin en güçlü narkotik çetelerinden birinin patronunun bir hafta önce Guayaquil hapishanesinden kaçmasıyla tetiklendi.
Ülke genelinde bir süredir güvenlik kriziyle boğuşan Ekvador hükümeti “Fito” lakaplı çete elebaşı Adolfo Macias Salazar ile birkaç mahkumun Guayas kentindeki hapishaneden kaçması ve ardından polis araçlarının bombalı saldırılara uğraması üzerine 9 Ocak’ta 60 gün sürecek olağanüstü hal (OHAL) ilan etmişti. 23.00 ile 05.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı uygulanacağı duyurulmuştu.
OHAL kararının ardından suç örgütleri çok sayıda polis kaçırmış ve araçları ateşe vermişti.
Sosyal medyada paylaşılan videolarda çete üyelerince kaçırıldıktan sonra başlarına silah dayanan polisler Devlet Başkanı Noboa’dan yardım isterken görülmüştü.
Hükümet son altı günde yapılan operasyonlarda gözaltına alınan çete mensubu sayısının 1534’e çıktığını ve bunlardan 158’inin tutuklandığını açıkladı. Operasyonların polis-asker işbirliğinde yapıldığı belirtilen açıklamada bu süre içinde beş çete üyesinin öldürüldüğü, iki polisin de hayatını kaybettiği kaydedildi. Açıklamada operasyonlarla rehin tutulan 11 polisin çetelerden kurtarıldığı, 575 silah ile 478 el yapımı patlayıcının ele geçirildiği belirtildi. 5,6 tondan fazla uyuşturucuya el konduğu vurgulanan açıklamada operasyonların kararlılıkla süreceği bilgisi paylaşıldı.