Fransa Başbakanı Michel Barnier dün parlamentoda son bir oylama yapılmadan bütçe tasarısını geçirdi. Bu da hükümetin düşme ihtimalini artırdı çünkü bu hafta mecliste Barnier’ye karşı güvensizlik oylaması yapılacak.Barnier’nin meclise söz hakkı tanımadan böyle bir karar alması muhalefet partilerini kızdırdı. Hem sol ittifaktan hem de Marine Le Pen’in aşırı sağcı Ulusal Birlik’ten (RN) milletvekilleri bir an önce güvensizlik oylaması yapılması için önerge sundu. Oylamanın yarın sabah saatlerinde yapılması bekleniyor.
Hükümetin düşme ihtimali ve Fransa’nın yıl sonuna kadar bütçe geçiremeyeceği endişeleri piyasaları altüst etti ve daha bu yaz yapılan erken seçimde parlamentoda net bir çoğunluk sağlanamadığı için ayyuka çıkan kaosu daha da belirginleştirdi. Öyle ki dün Yunan tahvilleri Fransız tahvillerinden daha güvenilir olarak görüldü.
Barnier’nin düşme ihtimali ülkenin en büyük 40 şirketinin yer aldığı CAC40 endeksini yüzde 0,2 oranında düşürdü. Ancak yatırımcılar Fransa’nın henüz ekonomik krizin eşiğinde olmadığını ya da en azından bunu konuşmak için erken olduğunu söylüyor. Borsa endeksi S&P geçen hafta Fransa’nın kredi notunu tekrardan teyit ederek ülkenin “siyasi belirsizliğe rağmen ekonomisinin dayanıklı olduğunu” söyledi.
Neydi bu tartışmanın sebebi?
Bütçe çıkmazı hükümetin ilk büyük sınavı oldu. Fransa Euro bölgesinde en yüksek borç/ekonomik çıktı oranlarından birine sahip. Artan bütçe açığı nedeniyle Avrupa Birliği’nden uyarı almış durumda. Barnier bütçeyi 60 milyar Euro azaltmaya çalışarak zor ve hiç de popüler olmayan bir fikri sahiplendi. Son anketlere göre Fransız halkı bütçe kesintileri ve vergi artışını gerektiren kemer sıkma politikasına karşı çıkıyor, çoğunluk da Barnier’nin düşmesini istiyor.
Dün tartışılan yasa, şu anda parlamentoda konuşulan üç farklı bütçe tasarısından biri olan sosyal güvenlik tasarısıydı. Dünkü oturumdan önde de Le Pen ve Barnier arasında bir gerginlik söz konusuydu. Le Pen göçmenlere yapılan yardımlar kesilmezse ve enflasyon oranlarının altında kalan emekli maaşlarını dondurma tedbirleri kaldırılmazsa güvensizlik oylaması yapılmasını isteyeceğini söylemişti.
Merkez sağcı Barnier ise bütçe kabul edilmezse ciddi ekonomik sorunların ortaya çıkacağı uyarısını yapmış, finans piyasalarında dalgalanmalara dikkat çekerek yeni yıl bütçesiz girerlerse birtakım sorunlar yaşayacaklarını söylemişti. Ne var ki Le Pen Barnier’nin uyarılarını ciddiye almayarak onu “felaket tellallığı” yapmakla suçladı.
Yeni seçim olmayacak
Aslında Barnier, Le Pen’e bazı tavizler verdi. Elektrik vergilerini artırmaktan vazgeçti, kayıtsız göçmenlerin sağlık hizmetlerinden faydalanma kapsamını azalttı. Ancak bunlar yeterli olmadı. Barnier verdikleri tavizlere rağmen Le Pen’den onay alamamasını gerekçe göstererek tasarıyı oylama yapmadan meclisten geçirmek için anayasal yetkisini kullandı. Zira merkezciler ve muhafazakârlardan oluşan kendi koalisyonu bütçe tasarısını geçirmek için yeterli oya sahip değildi. Barnier meclisteki açıklamasında “Kişisel çıkarları ulusumuzun geleceğinin önüne koyduğumuz için Fransızların bizi affedeceğini sanmıyorum” dedi.
Barnier tasarının dün oylanmasına izin verebilirdi. Böyle bir durumda bütçeyi geçirmekte başarısız olacak, yasama süreci devam edecek ancak alt mecliste sorunlar çözülmeden kalacaktı. Anayasa gereği Macron gelecek temmuzdan önce meclisi feshedemez. Dolayısıyla Barnier büyük tavizler vermediği sürece bütçe tasarısını zorla kabul ettirmekten başka seçeneği yok.
Le Pen oturumdan önce gazetecilere “Barnier 11 milyon seçmene kulak asmak istemedi. Herkes sorumluluğunu yerine getirmeli” dedi. Sol görüşlü Boyun Eğmeyen Fransa’nın milletvekillerinden Mathilde Panot ise Barnier’nin “RN ile onursuzluğun içinde kıvranarak kınanmaktan kaçmaya çalıştığını” söyledi ve sonra ekledi: “Bu çarşamba hem onursuzluğu hem de kınanmayı tadacak.”
Beşinci Cumhuriyet’in en kısa ömürlü hükümeti olabilir
Ülkenin Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un sadece üç ay önce başbakan olarak atadığı Barnier ve kabinesi zor günlerden geçiyor. Çoğu kişi hükümetin bu hafta düşmesini bekliyor. Eğer beklenen senaryo gerçekleşirse Barnier hükümeti, 1958’de başlayan Beşinci Cumhuriyet’ten bu yana en kısa ömürlü hükümet olacak. Ayrıca 1962’den bu yana da güvensizlik oylamasıyla düşen ilk hükümet olacak.
Macron cumhurbaşkanı olarak kalmayı sürdürecek ancak gelecek yılın bütçesini belirlemek için son tarih olan 21 Aralık’a haftalar kala yeni bir başbakan ataması gerekecek. Bu da ülkeyi siyasi, hukuki ve ekonomik açıdan bilinmezliğe sürükleyecek.
Bu yaz yapılan erken seçimlerin sonunun güvensizlik oylamasıyla geleceği çoğu kişinin beklediği bir şeydi. Çünkü hiçbir parti ve koalisyon çoğunluğa sahip olamadı. Meclis üç bloğa ayrılmış durumda: Göçmen karşıtı ve aşırı sağcı RN ile müttefikleri, dört sol partinin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi ittifakı ve Barnier’yi destekleyen merkezciler ve muhafazakârlardan oluşan güçsüz koalisyon.
Macron’un Barnier’yi başbakan ataması, mecliste en çok sandalyeye sahip Yeni Halk Cephesi’ni doğal olarak kızdırdı. O zamandan beri de sol cepheyle merkez cephe arasında kan davası var. Yeni Halk Cephesi Barnier hükümetini devirmeye ant içti ancak bunu yapmak için aşırı sağın da oylarına ihtiyaç duyuyordu. Le Pen elindeki gücün farkında olarak düne kadar hükümeti düşürmeye yanaşmadı.
Frnasa ABD tarzı bir kapanmayla mı karşı karşıya?
Pek sayılmaz. Barnier hükümeti devrilirse 2025 bütçe planları yılsonuna günler kala reddedilmiş olacak. Ancak Barnier veya halefi geçici önlemler alarak Fransa’nın gelecek yıl için bütçeye sahip olmasını sağlayabilir. Mesela yeni bir bütçe onaylanana kadar yürütmenin bir önceki yılın bütçesini birkaç aylığına gelecek yıla devretmesine olanak tanıyan özel bir yasa çıkarılabilir.
Özel yasa için parlamentonun onayı da gerekiyor ama Le Pen’in partisi daha önce belli koşullar altında böyle bir yasayı destekleyeceğini açıklamıştı. Ancak böyle bir senaryo, Fransa’nın borçlarını azaltmasını isteyen Brüksel ve finans piyasalarını endişelendirebilir. Çünkü bu yılın bütçesini gelecek yıl aynı şekilde sürdürmek, ülkenin bütçe açığını artıracak.