Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın aylarca devam eden Irak ziyaretleri sonucunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan nihayet 12 yıl sonra Bağdat’a gitti. Yetkililerin “stratejik” ve “kritik” kelimeleriyle tanımladığı, ele alınan projeler kapsamında “kârlı” da görünen ziyarette Kalkınma Yolu Projesi, terörle mücadele, Kerkük-Yumurtalık boru hattı ve Irak açısından çok büyük öneme sahip su konusunun öne çıkması bekleniyordu.
Öyle de oldu. Erdoğan Reşid ile görüşmesinde terörle mücadeleyi ve suyu ele alırken, Sudani ile görüşmesinde öne çıkan konu başlığı Kalkınma Yolu Projesi oldu. Terörle mücadelede önceki söylemlerine benzer bir şekilde “Komşularımıza kendi topraklarımızdan saldırı düzenlenmesini hoş karşılamıyoruz ama bizim topraklarımızda da herhangi bir saldırıya sıcak bakmıyoruz” mesajı verdi. Kalkınma Yolu Projesi ve su meselesi dahil 26 anlaşmaya imza atıldı.
Heyette kimler vardı?
Ziyaret Bağdat ve Erbil ayağı olmak üzere iki adımdan oluştu. Erdoğan ilk olarak Bağdat’ta Başbakan Muhammed Şiya Sudani tarafından karşılandı. Erdoğan yanında Fidan, Güler başta olmak üzere İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç’ı da götürdü. Erdoğan Bağdat’ın ardından Irak Kürdistan Özerk Yönetiminin başkenti Erbil’i de ziyaret etti.
Reşid görüşmesinde terörle mücadelede PKK’nın statüsü sorunsalı
Bağdat’ta askeri geçit töreninin ardından Erdoğan Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ile Bağdat Sarayı’nda basına kapalı bir görüşme yaptı. Sonrasındaki açıklamalardan anlaşılıyor ki ikili toplantıda öne çıkan esas konu terörle mücadele oldu.
Reşid Irak’ın terörle mücadelede ortak çalışmayı desteklediğini ve kendi topraklarının komşularına saldırmak için kullanılmasına karşı olduğunu söyledi. Ancak İngiliz haber ajansı Reuters’in haberine göre Reşid’in vurguladığı bir şey daha dikkat çekti: Topraklarına yönelik herhangi bir saldırıya da karşı çıktı.
Bu ilginç bir açıklama, çünkü Erdoğan ve Bakan Güler ziyaretten haftalar önce Pençe Kilit operasyonunun bu yaz sona ereceğini, ancak 30-40 kilometrelik bir alanı kapsayan daha büyük bir operasyon başlayacağını söylemişti. Fidan’ın açıklamalarından bu operasyonun Irak’ın rızası ve desteğiyle düzenlenmesinin amaçlandığı anlaşılıyor. Zira operasyonlar her ne kadar Irak’ın kuzeyinde düzenlense de Bağdat buna yıllarca tepki gösterdi.
Ama bakanların ve MİT başkanının Irak mesaileri Bağdat’ın PKK’nın terör örgütü değilse bile yasaklı örgüt olarak tanımasına yaradı. PKK’nın Irak’ta yasaklı örgüt olarak tanınması o topraklarda siyasi faaliyet yürütemeyeceği anlamına geliyor. Ancak “siyasi mülteci” statüsünde olabilecekler.
Türkiye tarafının asıl isteğinin Irak’ın PKK’yı terör örgütü olarak tanıması olduğunu Erdoğan Sudani ile basın toplantısında şu sözlerle vurguladı: “Resmen terör örgütü ilan edilerek Irak topraklarındaki varlığının en kısa zamanda sonlanacağına olan güçlü inancımı bu vesileyle mevkidaşlarımla paylaştım. Bu komşuluk ve kardeşlik hukukumuzun da gereğidir.”
Kalkınma Yolu Projesi dahil 26 projeye imza atıldı
Bu görüşmeyi Sudani ile olan ve daha kritik görüşme izledi. Sudani ile hem baş başa hem de heyetler arası görüşmelerin ardından görüşmeden önce gündeme gelen 20 milyar dolarlık Kalkınma Yolu Projesi için anlaşma imzalandı. Anlaşmada sadece Irak ve Türkiye’nin değil, projeye finansman sağlayacak Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de (BAE) imzası var. Kalkınma Yolu Projesi Körfez üstünden deniz yoluyla Basra’ya, oradan da karayolu ve demiryollarıyla Türkiye’ye ve Avrupa’ya uzanan, Irak ve Türkiye’yi birbirine bağlayacak küresel anlamda önemli bir proje.
Ticari koridorlar sadece Türkiye’nin gündeminde değil. Çin’in Afganistan’ı da içine alan, çok geniş bir alanı kapsayan Kuşak ve Yol girişimine karşılık ABD de Asya’dan Ortadoğu’ya ve oradan Avrupa’ya uzanacak başka bir koridor peşinde. Türkiye her iki projenin de yıldız ismi değil. Kuşak ve Yol girişiminde Türkiye’ye bir rol verilse de bu rol o kadar büyük sayılmaz. ABD’nin projesinde ise Türkiye’den ziyade Yunanistan öne çıkıyor. Türkiye’nin bu noktada yıldız olabileceği koridorlar Zengezur Koridoru ve Kalkınma Yolu Projesi.
Proje önemli olsa da tamamlanıp tamamlanmayacağı da soru işareti doğuruyor. Çünkü Irak Ortadoğu’nun tüm kaosunu üstüne çeken bir mıknatıs gibi. Örneğin İran’a IŞİD tarafından saldırı düzenlendiğinde İran’ın misillemesi Irak ve Suriye’ye oluyor. Ya da ABD’nin Ortadoğu’daki askeri üsleri vurulduğunda ceremesini yine Irak çekiyor. Ayrıca Irak’ın kuzeyindeki PKK sorununun da çözüme ulaştırılması gerekiyor. İstikrarsız bir bölge olmasından dolayı projenin yürüyüp yürümeyeceği çoğu uzmanın endişesi.
Türkiye ile Irak arasında 26 anlașma imzalandı. pic.twitter.com/kUH3KnhavX
— T.C. İletişim Başkanlığı (@iletisim) April 22, 2024
Su meselesinde ortak yol bulundu gibi
Bağdat Türkiye’den çıkan ve Irak’ın ana su kaynakları olan Dicle ve Fırat nehirlerinden daha büyük pay alarak su sıkıntısını çözüme ulaştırmak istiyor. Iraklı yetkililer uzun zamandır Türkiye’nin bu nehirlere inşa ettiği barajların Irak tarafındaki su seviyesinin düşmesine neden olduğunu ve ülkenin kuraklık sorununu daha da kötüye götürdüğünü iddia ediyor. Ankara ise Irak’ın daha etkin su kullanımı için sulama teknolojisini değiştirmesi gerektiğini savunuyor.
Irak Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan resmi açıklamaya göre Reşid Erdoğan’a Irak’ın bu sudan “adil pay alma hakkı olduğunu” söylemiş. Erdoğan Ankara’nın Irak’ın karşı karşıya olduğu su sorununun farkında olduğunu ve iki ülkenin “ortak çıkarları göz önünde bulundurarak işbirliği yoluyla ortak bir daimi komite” kurduğunu söyledi. Taraflar arası “Irak Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Su Alanında İşbirliği Çerçeve Anlaşması” imzalandığını belirtmek gerekiyor. Sudani su anlaşmasının 10 yıl süreceğini ve su kaynaklarının “ortak ve eşit paylaşımının” sağlanacağını söyledi.
İkinci durak Erbil: PKK meselesi gündemden çıkarılmalı
Erdoğan’ın Bağdat’tan sonraki durağı ise Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin hakim olduğu IKBY’nin merkezi Erbil. Erbil’de 2014-2018 yılları arasında Adana’daki Ceyhan Limanı üstünden ham petrol ihraç edilebilmesi için inşa edilen boru hattından kaçak petrol taşınması gerekçesiyle kesilen 1.5 milyar dolarlık para cezasını kimin ödeyeceği konuşulacak. Bu ceza geçen yıl Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından kesilmişti, ama bilindiği kadarıyla Türkiye henüz bu parayı ödeme girişiminde bulunmadı.
Ayrıca Türkiye’nin kesilen para cezası nedeniyle çalışması duran Kerkük-Yumurtalık boru hattının konuşulması gerekiyor. Bu boru hattının kapalı kalması Irak’a yılda 20 milyar dolara patlıyor ama sorun Türkiye’den değil Bağdat ve Erbil arasında orta yol bulunamamasından kaynaklanıyor. Yoksa Türkiye kendi açısından bu boru hattını açmanın bir sorun teşkil etmeyeceğini vurguluyor.
Öte yandan IKBY Başkanı Neçirvan Barzani Erdoğan’ın bölgeye ziyaretini “tarihi” olarak niteleyerek “kritik bir döneme denk geldiğini” söyledi. Bu kritik dönemden kasıt muhtemelen Barzaniler ile Talabani aşireti arasında son seçimlerden sonra gerilen ortam. Barzani sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Irak ve Kürdistan Bölgesi’nin Türkiye ile güçlü siyasi, ekonomik ve güvenlik bağlarının bir işareti. Başkan Erdoğan’ı Erbil’de karşılamayı, barış, istikrar ve ekonomik kalkınma gibi acil konuları tartışmayı sabırsızlıkla bekliyorum” dedi.
Bağdat’tan sonra Erbil’e ulaşan Erdoğan ve heyeti Erbil Havalimanı’nda resmi törenle karşılandı. Erdoğan, IKBY’nin başkentindeki Başkanlık Sarayı’nda Başkan Neçirvan Barzani ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani ile görüştü.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada görüşmeye ilişkin şu ifadelere yer verildi:
“Erdoğan görüşmede Irak’ın her geçen gün şiddetten uzaklaştığını görmenin memnuniyet verici olduğunu, PKK meselesinin artık gündemden çıkartılmasının vaktinin geldiğini, Türkiye’nin terörle mücadelede ortaya konan birlikteliğe önem verdiğini ve bunu ileri seviyeye taşıma kararlılığının bulunduğunu ifade etti.”
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ve beraberlerindeki heyetle Erbil’de görüştü.
Görüşmede, bölgesel ve küresel meseleler ile terörle mücadele konuları ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Irak’ın… pic.twitter.com/ZaEuEQVipu
— T.C. İletişim Başkanlığı (@iletisim) April 22, 2024
Açıklamaya göre Erdoğan, Irak ile çok kapsamlı hukuki metinler imzalandığını ve bu işbirliği perspektifinin IKBY bölgesini de kapsadığını, Bağdat’ta imzalanan mutabakat zaptı ile dünyaya ilan edilen Kalkınma Yolu’nun bütün Irak’ın refah ve huzuruna hizmet edeceğini, Bağdat ve Erbil yönetimlerinin üçüncü tarafların müdahalesine imkan vermeden sağlıklı bir diyalog ve çalışma ilişkisi tesis etmesi gerektiğini ifade etti.
Heyetler arası yapılan görüşmeler basına kapalı gerçekleşirken, Türkiye’nin IKBY ile ticari ilişkileri ilerletme isteğini ortaya koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ovaköy-Fişhabur Hudut Kapısı’nın en kısa sürede açılması, Derecik-Zeti Hudut Kapısı’ndan araç geçişinin başlatılmasının önemli olduğunu belirtti.
Irak’taki resmi temaslarını tamamlayan Erdoğan daha sonra “TC-CAN” uçağı ile Türkiye’ye hareket etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Erbil Uluslararası Havalimanı’ndan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani, IKBY Bakanları, Erbil Valisi Ümit Hoşnav ve Türkiye’nin Erbil Başkonsolosluğu görevlileri uğurladı.