Suriyeli cihatçı muhalifler pazar günü başkent Şam’ı ele geçirerek Beşar Esad yönetimine son verdi. Bunun bir sonucu olarak 13 yıldır süren iç savaş da sona ermiş oldu. Bu savaşta Esad’ın kullandığı kimyasal silahlar nedeniyle binlerce Suriyeli hayatını kaybetti. Şimdi bu silahların kontrolünün bir zamanlar El Kaide’yle bağlantısı olan Ebu Muhammed El Colani’nin grubu Heyet Tahrir El Şam’a (HTŞ) geçmesi, uluslararası toplumda endişeye neden oldu.
Esad’ın kimyasal silahları hakkında neler biliyoruz?
Suriye’nin kimyasal silah geçmişi ne?
Esad iç savaşın ilk günlerinde muhalifler ve siviller üstünde kimyasal silahlara başvurdu. 2012 yılında dönemin ABD Başkanı Barack Obama, Esad bu silahları kullanmaya devam ederse “kırmızı çizgi”yi aşarak ABD’nin askeri müdahalesinin meşru olacağı konusunda uyarmıştı. Esad bu uyarıyı dikkate almayarak 21 Ağustos 2013’te Şam yakınlarındaki Guta’ya sarin gazı saldırısı düzenledi. Aralarında çocukların da olduğu 1400’den fazla sivil öldü.
ABD’nin misilleme ihtimaline karşın Rusya ve Amerika arasında yapılan “Suriye’deki kimyasal silah programı”nın sonlandırılması anlaşmasına uymayı kabul etti. O güne kadar kimyasal silah kullandığını reddettiğinide not düşelim. Bu anlaşmanın ardından Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne Suriye’nin kimyasal silah stoklarını imha etme görevi verildi. Bu görevi sayesinde o yılın Nobel Barış Ödülü’nü bu örgüt aldı.
Örgüt sonraki dokuz ay boyunca yaklaşık bin 100 metrik ton sarin, VX ve hardal gazı ile bunların taşıma mekanizmalarını imha etti. Haziran 2014’te Suriye’nin beyan ettiği tüm silahların ortadan kaldırıldığı açıklandı.
Peki niye bu endişe?
Örgütün açıklamasındaki anahtar kelimeler “Suriye’nin beyan ettiği” silahlar. Yani Suriye’nin kimyasal silah envanterinin hepsi imha edilmemiş olabilir. O dönemde bile ABD ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Esad’ın bazı kimyasal silah tesislerini ve stoklarını sakladığından şüpheleniyordu. Bu şüphe üç yıl sonra Han Şeyhun’da 80’den fazla sivilin öldürüldüğü kimyasal bombardımanla doğrulanmış oldu.
Obama’nın Dışişleri Bakanı Yardımcısı Antony Blinken o dönem New York Times’a “Amacımıza tam olarak ulaşamadığımızı, Suriyelilerin beyanlarında tamamen dürüst olmadıklarını biliyorduk” demişti.
Han Şeyhun saldırısından bir yıl sonra 7 Nisan 2018’de Şam yakınlarında düzenlenen bir diğer kimyasal bombardımanda yaklaşık 50 kişi daha hayatını kaybetti. ABD, İngiltere ve Fransa bu saldırıya Esad yönetimine bağlı üç kimyasal silah depolama ve araştırma tesisini bombalayarak karşılık verdi. Pentagon ise Esad hükümetinin büyük olasılıkla kimyasal silah kabiliyetinin bir kısmını koruduğunu kabul etti.
Ne kadar kimyasal silah kaldı ve bunlar nerede?
Amerikan istihbaratı geçen haftaya kadar Esad’ın kimyasal silahlara başvurup başvurmayacağını görmek için bu silah depolarını yakından takip ediyordu. Ama şimdi Esad hükümeti düştü ve silahların çalınmasından ya da başka amaçlarla kullanılmasından endişe duyulmaya başladı. Tabii bu silahların var olma ihtimali, işgalci güçlerin saldırılarına kılıf uydurmasına da yaradı.
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar dün silahların “aşırılık yanlılarının eline geçmesini önlemek” için Suriye’deki şüpheli kimyasal silah ve füze stoklarına hava saldırıları düzenlediklerini söyledi. Oysa uzmanlar bu kimyasal silahların sayısının epey az olduğunu düşünüyor. Bunda etkili olan şey de 2017 ve 2018’deki saldırılarda kullanılan kimyasal saldırıların büyük roketlerle değil de el bombalarıyla yapılmış olması.
Kimyasal silah öyle kolay bulunabilen bir şey mi?
Değil. Kimyasal silahlar kullanıma hazır şekilde depolanmıyor. Mesela sarin gazının bileşenleri uçucu olduğu için savaş başlığına eklenmeden saatler önce, hadi bilemediniz günler önce, yapılması gerekiyor. Uzmanlar örgütün bu kimyasal gazları nasıl yapacağını bilmediği müddetçe hazıra konmasının pek muhtemel olduğunu düşünmüyor.
Bu arada Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü de Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini söyledi. Örgüt yeni bir hükümet kurulduktan sonra yeni yönetimle işbirliği yaparak Esad döneminden kalma kimyasal silah tesislerini imha etmek istiyor.