ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken son bir yıldır 10’u aşkın kez Ortadoğu’ya geldi. Bunların her biri Gazze’deki sorunlarla ilgiliydi. Şimdi görevinin son günlerinde bambaşka bir sorun için uçağa bindi: Suriye’de Beşar Esad’ın düşüşü sonrası bölgede neler olacak? Bu sorunun cevaplarını aramak için de önce Ürdün’e gitti, ondan sonra dün Türkiye’ye geldi. Onu Ankara’daki Esenboğa Havaalanı’nda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşıladı. Blinken dinlenemeden havaalanının şeref salonunda Erdoğan’la görüştü. Bugün de Blinken’in programı doluydu. Sabah saatlerinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la bir saate yakın görüştü. İki mevkidaşın ana gündem maddeleri Suriye ve Gazze’ydi.
Görüşme kapalı kapılar ardında gerçekleşti, iki mevkidaş daha sonra ortak basın açıklaması yaptı ama gazetecilerden soru almadı. Fidan bu görüşmede Suriye’nin geleceğinin ve bu gelecekte Türkiye, ABD ve diğer bölgesel aktörlerin ne gibi bir rol alabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını söyledi. Suriye’de istikrarın sağlanması ve terörizmin yeni Suriye’de kendine yer bulamamasının gündeme geldiğini söyleyen Fidan, PKK ve IŞİD’in bölgede kendine hakimiyet alanı kurmamasının esas öncelik olduğunun altını çizdi.
Ankara, ABD’nin IŞİD’le mücadele gerekçesiyle desteklediği YPG’yi terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak kabul ediyor. Türkiye ve ABD arasındaki Suriye anlaşmazlığı da bu noktada başlıyor. Çünkü Türkiye, YPG’nin Suriye’nin kuzeyinden silmek isterken ABD bu gruba teçhizat desteği veriyor. Suriye’de geçen hafta Esad’ın kontrolündeki bölgelere şiddetli saldırıların düzenlendiği sıralarda Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) da YPG’nin aktif olduğu Tel Rıfat’ı aldı önce, sonra da Münbiç’i. SMO’nun ilerleyişini sürdürürse YPG’nin en kritik merkezlerinden Rakka’ya girebilir. Ama burada ABD faktörü devreye giriyor. İşte bu yüzden Blinken’in ziyareti kritikti.
Blinken kendi konuşmasında “IŞİD’in geriletilmesine yönelik çabaların sürdürülmesinin zorunluluğunu da ele aldık. Ülkelerimiz IŞİD’in ortadan kaldırılması ve bu tehdidin bir daha ortaya çıkmaması için uzun yıllar boyunca çok çalıştılar ve çok şey verdiler. Bu çabalarımızı sürdürmemiz bir zorunluluktur” dedi. Bu arada Blinken ABD ve Türkiye gibi ülkelerin Suriye için neler yapabileceği konusuyla ilgili olarak bölgede görmek istedikleri konusunda genel olarak mutabık olduklarını söyledi.
Bununla birlikte Blinken Ankara’ya gelmeden önce PKK’nın Türkiye için “sürekli tehdit” oluşturduğunu söyleyerek “Ama Suriye’de geçiş hükümetinin daha iyi bir yöne doğru gitmesini istediğimiz bu dönemde ek çatışmaların ortaya çıkmasından kaçınmak istiyoruz” demişti.
Bu arada dün Blinken Türkiye’deyken, MİT Başkanı İbrahim Kalın da Şam sokaklarını arşınladı.
Gazze’de ateşkes muamması
Her iki bakan da Gazze’de ateşkesin bir an önce sağlanması gerektiğini söyledi. Blinken buna ek olarak “Son birkaç haftada gördüklerimiz bunun mümkün olduğuna dair daha çok cesaret verici işaretler. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Fidan ile yaptığım görüşmelerde, Hamas’ın nihayetinde bu işin sona ermesine yardımcı olacak bir anlaşmaya evet demesinin zorunluluğundan bahsettim” dedi. Hamas son dönemde Hizbullah’ın İsrail ile anlaşmaya varması nedeniyle daha da yalnızlaştı. Ancak kalıcı ateşkes ve İsrail askerlerinin Gazze’den çekilmesi konusunda geri adım atmıyor.
Öte yandan Mossad Başkanı David Barnea uzun zaman sonra bir kez daha Katar’a gitti. Bunun sebebi de ateşkes görüşmelerinin yeniden canlanıp canlanamayacağını görmek. İsrail Türkiye’yi arabuluculuk faaliyetlerinde görmek istemediğini birçok kez dile getirse de Blinken bunun tam tersi olarak Ankara’nın Hamas ile görüşerek meseleyi nihayete erdirme konusunda rol oynamasını takdirle karşılayabileceklerini söyledi.
Blinken gidici
Ne var ki Blinken 20 Ocak’ta Donald Trump’ın Beyaz Saray’a girmesiyle önemi kalmayacak bir dışişleri bakanı. Onun yerine geçecek kişi de Florida Senatörü Marco Rubio olacak muhtemelen. Trump’ın Biden dönemi politikalarını sürdürüp sürdürmeyeceği belirsiz. Kabinesine seçtiği isimlerin büyük kısmı YPG’yi “IŞİD’e karşı savaşan kahramanlar” olarak görüyor, hatta ulusal güvenlik bakanı olarak seçtiği Mike Waltz bir ara YPG savaşçılarına koşulsuz vize verilmesini bile önermişti.
Trump ise kabinesinden biraz farklı düşünüyor. Esad rejimi düşmeden bir gün önce “Bu bizim meselemiz değil, karışmayalım” diyerek Suriye’deki meseleye karışılmamasını savundu. Trump ilk döneminde de Suriye’deki Amerikan askerlerinin çekilmesini istemiş, bu yönde adımlar atmışsa da yine kendi kabinesindeki itirazların ağır basması nedeniyle geri adım atmak zorunda kalmıştı. Kendine sağlık bakanı olarak seçtiği Robert F. Kennedy Jr.’a göreyse Trump henüz bu fikrinden geri adım atmış değil, Amerikan askerlerinin Türk güçleriyle Suriye güçlerinin arasındaki savaşta kalacağından endişe duyuyor.