Gazze’de 28 binin üzerinde Filistinlinin yaşamını yitirdiği savaş bütün şiddetiyle sürerken Filistin Yönetimi savaştan sonra bölgeye kalıcı çözüm arayan Batı’nın “iki devletli çözüm” önerilerinin gölgesinde değişikliğe gitti. İlk adım Başbakan Muhammed Iştiyye’nin istifası oldu.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde düzenlenen haftalık hükümet toplantısında konuşup Filistin Devlet Başkanı Abbas’a istifasını sunduğunu söyleyen Iştiyye bunu 20 Şubat Salı günü Abbas’a sözlü olarak ilettiğini anlattı. Hükümetinin Filistin halkının ihtiyaçlarıyla İsrail’in yerleşim planlarına direnme mücadelesinde denge oluşturduklarını anlatan Iştiyye “Hükümetin istifasını Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın yetkisine bıraktım” dedi.
Iştiyye’nin sunduğu istifayı kabul eden Abbas ise istifasını sunan Iştiyye’den ve kabinedeki diğer bakanlardan yeni hükümet kuruluncaya kadar geçici hükümet olarak çalışmalarını sürdürmelerini istedi.
Gazze Şeridi’ndeki gelişmeler bağlamında gelecek dönemde hükümet düzeyinde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Iştiyye ulusal temele dayalı Filistin uzlaşmasını sağlayacak birlik müzakerelerine ve tüm Filistin topraklarını yönetecek geniş katılımlı birliğe ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
The Palestinian Authority’s government resigned, an early step toward the overhauls the U.S. and Middle Eastern powers see as a condition for the body to take charge of Gaza after the war https://t.co/iwC3t6zVVS https://t.co/iwC3t6zVVS
— The Wall Street Journal (@WSJ) February 26, 2024
‘Bu karar soykırımın gölgesinde alındı’
Filistin yönetiminin İsrail’in uygulamalarına karşı mücadelesini sürdüreceğini belirten Iştiyye Filistin devleti kuruluncaya kadar İsrail’e karşı mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizdi. İstifa kararını hem Gazze Şeridi’nde hem de işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te Filistin halkına saldırılar, güvenliğe dayalı, siyasi ve ekonomik gelişmeler ışığında aldığına dikkati çeken Iştiyye sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu karar Filistin davası ve siyasi rejimimizin karşılaştığı benzeri görülmemiş şiddetli saldırıların yanı sıra Gazze’de halkımıza karşı uygulanan zorla aç bırakma, göçe zorlama gibi soykırım suçlarının gölgesinde alındı.”
İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin Batı Şeria ve Kudüs’te benzeri görülmemiş saldırılar yapmasının da kararda etkili olduğuna işaret eden Iştiyye Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nı (UNRWA) tasfiye etme girişimlerinin olduğu ve Filistin yönetiminin de siyasi rolünden uzaklaştırılarak idari bir araca dönüştürülmeye çalışıldığını kaydetti.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları döneminde Filistin hükümetinin de zor ve karmaşık mücadeleler verdiğinin altını çizen Iştiyye “İşgale karşı mücadeleye devam edeceğiz. Filistin yönetimi de Filistin devletinin kurulması için ulusal mücadelesini sürdürecek” dedi.
İsrail üzerindeki baskı artıyor: Peki şimdi ne olacak?
Bu hamlenin Batılı ve Arap hükümetlerin Filistin Yönetimi’ne yaptığı baskıyla kariyerden politikacıların teknokrat bir ekiple yer değiştirmesinin önünü açması planlanıyor. İsrail’in Gazze’ye askeri saldırısı beşinci ayına yaklaşırken Gazze’nin gelecekteki statüsü uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu en tartışmalı konular arasında ve çatışmanın sona erdirilmesi için kilit önem taşıyor.
Tel Aviv hükümeti yardım akışını artırmak ve Gazze’nin güneyindeki Refah kentinden sivilleri tahliye etmek için ordunun bir planı sunduğunu duyurdu. Planı açıklamadı ama işgal etmeye çalıştığı Gazze’ye sığınan bir milyondan fazla Filistinliyi nasıl koruyacağını açıklaması için İsrail üzerindeki baskı da artıyor.
ABD İsrail işgali altında Batı Şeria’daki Filistin nüfus merkezlerini yarı özerk şekilde yöneten “reformdan geçirilmiş” bir Filistin Yönetimi’nin savaş sonrasında Gazze’yi yönetmesi çağrısı yapıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise savaş sonrasında Gazze’de Filistinli bir otoritenin rol üstlenmesine karşı çıkıyor.
Filistinliler tarafından etkisiz, yolsuzluğa bulaşmış ve ABD ve İsrail hükümetinin iyi niyetine fazlasıyla bağımlı olarak algılanan Mahmud Abbas yönetimi anketlere göre Batı Şeria ve Gazze’de kendilerine olan halk desteğinin düştüğünü gördü ve Filistinlilerin yaklaşık yüzde 90’ı Abbas’ın istifasını istiyor. Bu popülerlik kaybı İsrail’in çekilmesinin ve Abbas’ın Gazze’nin yönetimini devralmasının önünde büyük engel teşkil ediyor.
Filistinlileri uluslararası alanda temsil eden Filistin Kurtuluş Örgütü’nden (FKÖ) bir yetkili “Bu hükümet değişikliğine doğru atılmış yarım bir adım” dedi ve önerilen değişikliklerin Abbas’ı kapsamadığını söyledi. Örgütten bir başka yetkili ise Filistin Yönetimi’nin gelecekteki teknokrat hükümetinin yeni finansman ve uzun vadeli siyasi perspektif olmadan Gazze’yi yeniden inşa etme ve yönetme konusunda başarılı olamayacağını savundu.
Abbas’ın yeni planı: El Fetih-Hamas birleşmesi gelir mi?
Üst düzey yetkililere göre Abbas, Arap ve ABD’li yetkililere eski Filistin Ekonomi Bakanı ve Dünya Bankası yöneticisi Muhammed Mustafa’nın başbakan adayı olduğu yeni bir hükümet kurma için çalışma yaptığını söyledi.
Abbas birçok Filistinli yetkiliyi de Gazze’nin yeniden imarı için plan hazırlamakla görevlendirdi. Plan Dünya Bankası’nın gözetiminde çalışıp uluslararası bir muhasebe firmasına tabi olacak bir yeniden imar otoritesinin kurulmasını içeriyor.
Savaştan sonra Gazze için beş Arap ülkesi tarafından hazırlanan plan ise radikal İslamcı Hamas hareketinin geniş ölçüde laik FKÖ’ye katılmasını ve Filistinli gruplar arasında yıllardır süren bölünmenin sona ermesini öngörüyor.
Arap yetkililer FKÖ’nün iki numaralı ismi ve Abbas’ın yakın arkadaşı Hüseyin El Şeyh’in Hamas’a sert muhalefeti nedeniyle savaş sonrasındaki düzenlemelere engel teşkil edeceğinden şikayet ediyor.
Gazze’nin geleceğine dair soru işaretlerinden biri de İsrail’in kategorik olarak karşı çıktığı, Hamas’ın Gazze’nin gelecekteki yönetiminde ne rol oynayabileceği. Filistin Yönetimi’nin iktidar partisi El Fetih’in bazı üst düzey üyeleri 2007 yılında Gazze’de iktidarı El Fetih’ten zorla alan rakibi Hamas ile uzlaşma arayışında.
El Fetih’in yakında Moskova’da Hamas ve diğer Filistinli gruplarla görüşmesi bekleniyor. Ancak toplantı hakkında bilgi sahibi yetkililer Rusya’nın birleşik Filistin cephesi için net bir yol haritasından yoksun olması nedeniyle Moskova’daki toplantıların büyük ölçüde sembolik olacağını söylüyor.
Filistinli eski barış müzakerecisi Diana Buttu, Filistin Yönetimi’nin İsrail işgali altında egemenlikten yoksun olması ve Abbas’ın otoritenin sınırlı ayrıcalıklarını kendisinde merkezileştirme çabaları nedeniyle Başbakan Iştiyye ve kabinesinin hiçbir zaman geniş bir güce sahip olamadığını söyledi.
Buttu “Filistin Yönetimi’nin beş yıl ayakta kalması, geçici olması gerekiyordu fakat 30 yıl oldu. Tıpkı eski bir arabanın bozulması gibi. Iştiyye yaşam destek ünitesine bağlı bir pozisyon devralmıştı” dedi.