Düşünün ki yıllar içinde saçlarınız dökülüyor, kilo alıyorsunuz. Günlerinizi nasıl geçirdiğinizi unutmaya başlıyorsunuz. İşte Fransa’nın güneyinde bir kadın bu sorunlarla boğuşurken çocukları ve arkadaşları da kadının Alzheimer olmasından endişe ediyordu. Jinekologlara, nörologlara gitmişti ama bir türlü derdine çare bulamamıştı. Ancak 2020’nin sonlarında bir gün karakola çağrıldığında yaşadıklarının ardındaki sarsıcı gerçeği öğrendi.
Polisin anlattığına göre 50 yıllık kocası Dominique Pelicot onu uyutmak için yediğine içtiğine uyku hapı koyuyor, uyuduktan sonra da kendisine cinsel saldırıda bulunuyordu. Pelicot’nun neredeyse 10 yıl süren bu tacizlerine daha sonra başka erkekler de dahil olmuş, başına gelenlerden habersiz kadın rızası olmadan kayda alınmıştı.
Tecavüzü sil baştan tanımlamak
Bu dava Fransa’da cinsel suçların ele alınış şeklinin incelemeden geçtiği bir dönemde görülecek. Fransız yasalarında tecavüz “şiddet, zorlama, tehdit ya da şaşırtma yoluyla işlenen cinsel penetrasyon eylemi” olarak tanımlanıyor. Feminist bazı milletvekilleri ise bu ifadeyi değiştirmek istiyor. Tanıma “rızasız cinsel ilişkiye girmenin” tecavüz olduğunu, “rızanın her an geri çekilebileceğini” ve “cinsel saldırının bir başkasının muhakeme yeteneğini kaybetmesine neden olduktan sonra yapılması halinde de rızadan söz edilemeyeceğinin” açık açık eklenmesini istiyorlar.
Bir kişiyi kötü niyetle uyuşturma vakasını ele alan komisyona liderlik eden Milletvekili Sandrine Josso “Fransa’da saldırganlar konusuna naiflikle, inkarla yaklaşılıyor” diyor. Komisyonun kurulmasına da geçen yıl uyuşturulan Josso ön ayak olmuştu. Şu an bir senatör Josso’nun şampanyasına uyuşturucu kattığı gerekçesiyle tutuklu.
İşte bu noktada Avignon davası hem kadınlara cinsel saldırı düzenlemek için uyuşturucunun kullanılmasına hem de saldırganların genel profiline dikkat çekmek açısından önem taşıyor. Zira her gün gördüğümüz, hatta selamlaştığımız, hiç ummadığımız insanların içinden böyle şeyler çıkabiliyor.
Polis kadını karakola çağırıp da bu olanları anlattığında kadın da inanmakta güçlük çekmişti. 18 yaşından beri beraber olduğu bir adamın bunu yapabileceğine inanamamış, polise kocasının “şefkatli” ve “düşünceli” olduğunu söylemişti. Ama sonra kendisi bilinçsizken çekilen fotoğraflar bir bir önüne konmuştu.
Pelicot gerçekten de sıradan bir erkek gibi görünüyordu. Eğitimli bir elektrikçi, girişken ve bisiklet kullanmayı seven bir adamdı. Ortanca çocuğu Caroline Darian (takma adı) iki yıl önce yayınlanan “Ve Sana Baba Demeyi Bıraktım” adlı kitabında Pelicot’yu “sıcak ve ilgili bir baba” olarak tanımlamıştı. Annesi 20 yıl boyunca Paris’te kurumsal bir şirkette yönetici olarak çalışıp evi geçindirirken, onu okula götürüp getiren de, geç saatlerde kendisini partilerden alan da, bir şey yapmak istediğinde onu cesaretlendiren de babasıydı. Anlayacağınız normal bir baba imajı çizmekte zorluk yaşamamıştı bu adam.
Şüpheler ne zaman başladı?
Her şey yolunda gibi görünüyordu. Ta ki 2020 yılında bir marketteki üç kadın Pelicot’yu elindeki kamerayla etek altlarını çekmeye çalıştığı iddiasıyla polise ihbar edene kadar. Tutuklanıp daha sonra kefaletle serbest bırakılan adamın her ihtimale karşı iki cep telefonuna, iki kamerasına ve dizüstü bilgisayarına elkonmuştu.
Cihazları inceleyen polis cinsel saldırıya işaret eden 300 fotoğrafa ve baygın bir kadının birçok kişi tarafından saldırıya uğradığı videoya ulaşmıştı. Pelicot’nun Skype mesajlarında da eşini uyuşturmakla övündüğüne ve diğer erkekleri evine davet ettiğine rastladılar. Soruşturma devam ettikçe cihazlardan birinde “istismar” başlıklı bir klasörde çoğunda tarih ve etiketin olduğu 20 binden fazla video ve fotoğraf buldular.
Klasördeki ilk dosyalar 2011 tarihliydi. Şüpheli listesi de 83’e yükselmişti. Polis bu şüphelilerden sadece 51’inin kimliğini tespit edebildi. Yani dışarıda hâlâ 32 sapık var. Sistematik tecavüze uğrayan kadın, ne kocasının ne de diğer erkeklerin cinsel saldırısına uğradığına dair hiçbir şey hatırlamıyordu. Polise anlattığına göre fotoğraflardaki erkeklerden sadece birini tanıyordu, o da kasabadaki komşularından biriydi.
Cezası 20 yıl olabilir
Market olayından iki ay sonra bir kez daha tutuklanan Pelicot’ya bu kez ağırlaştırılmış tecavüz, uyuşturucu verme ve cinsel istismar suçlamaları yöneltildi. Pelicot’ya yöneltilen diğer suçlamalar ise eşinin, kızının ve iki gelinin mahremiyetlerini ihlal ederek özel görüntülerini yasadışı şekilde kaydetmek ve zaman zaman bunları başkalarıyla paylaşmak. Suçlu bulunursa 20 yıla kadar hapis cezası alabilir.
Pelicot ayrıca 1991 yılında 23 yaşında bir kadına tecavüz ve cinayet ile 1999 yılında 19 yaşında bir kadına tecavüz girişimiyle ilgili olarak da soruşturuluyor. Her iki davada da mağdurları temsil eden avukat Florence Rault, Pelicot’nun tecavüz girişimlerini kabul etmekle birlikte cinayetle bağlantısını reddettiğini söyledi.
Soruşturma sırasında polise verdiği ifade de “eşine normalde reddedeceği şeyleri yaptırabilmek ve giydirebilmek için uyuşturucu vermeye başladığını” söyleyen Pelicot, daha sonrasında başkalarını da eve davet ettiğini anlatıyor. Bunun için evine çağırdığı adamlardan para aldığını da kesinlikle kabul etmiyor.
Diğer erkeklerle sohbet sitelerinde tanışmış
Dava dosyasına göre Pelicot evine çağırdığı erkeklerin çoğuyla bir sohbet sitesinde tanışmıştı. Sadece Fransa’da 2021’den 2024’e kadar 23 binden fazla suça karışmış bu kötü şöhretli site Avrupa genelinde yürütülen 18 aylık soruşturmanın ardından haziran ayında kapatıldı, sahibi de tutuklandı. Pelicot bu erkeklerle sohbet sitesindeki “son insu” odasında tanışmıştı. Bu kelimeler “kişinin bilgisi dışında/habersiz” gibi anlamlara geliyor.
Polise anlattığına göre Pelicot eşi uyanmasın diye evine gelecek erkeklere birtakım kurallar koymuştu. Sigara içmemek, kolonya kullanmamak, mutfakta soyunmak, ellerini sıcak suyun altında tutmak (ki soğuğu hisseden kadın uyanmasın) gibi. Pelicot böyle gecelerin sonunda eşinin vücudunu temizleyerek hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.
Savunmaları suçlarından beter
Çekilen fotoğraflardan, videolardan ve çevrimiçi mesajlardan yola çıkan polis memurları, sonraki iki yılı diğer şüphelileri tespit edip tutuklamakla geçirdi. Dün Fransa’nın Avignon şehrinde aralarında Pelicot’nun olduğu 51 kişi yargılanmaya başladı. Şüphelilerin meslek skalası ise çok geniş: Kamyon şoförleri, askerler, marangozlar, tüccarlar, hapishane gardiyanı, hemşire, bankada çalışan bilişim uzmanı, yerel bir gazeteci… Yaşları 26 ila 74 arasındaki değişen bu saldırganlardan çoğunun bir ilişkisi ve çocukları var.
Çoğu kadına bir kez tecavüz etmekle suçlansa da kimisi eve altı kez dönmekle suçlanıyor. Gerçekleri öğrenir öğrenmez kocasından boşanan ve soyadını değiştiren kadın şimdilerde 70’li yaşlarında. Pelicot’nun avukatı adamın tutuklandığından bu yana sorgulandığı her sefer suçunu kabul ettiğini söylese de diğer sanıklar tecavüz suçlamalarını reddediyor. Hatta bazıları “kocanın iznini almanın yeterli olduğunu” düşündüklerini bile savunabiliyor. Kimilerinin savunması da içler acısı. Kadının uyuşturulmayı kabul ettiğini iddia ediyorlar çünkü.
Suçlanan erkeklerden sadece biri Pelicot’nun eşini tecavüz etmekle suçlanmıyor. Bunun sebebi de onun suçunun farklı olması. Dava dosyasına göre bu kişi Pelicot’nun izinden giderek kendi eşini uyuşturup tecavüz etmekle suçlanıyor. Beş kişiyse cihazlarında çocukların cinsel istismar görüntülerini bulundurmakla da suçlanıyor.
Darian kendi aile travmasını başka aileler de yaşamasın diye “Beni Uyutmayın” adlı bir dernek kurdu. Derneğin amacı adından da anlaşılacağı üzere uyuşturucu kullanılarak işlenen suçların tehlikeleri hakkında kamuoyunu bilinçlendirmek.