İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ülkesinin TV kanallarından Kanal 14’te Gazze’deki savaşın yakında yeni bir aşamaya geçeceğini duyurdu, “Savaş sona ermeyecek ama en azından şiddetli aşaması sona ermek üzere. Odağı Lübnan sınırına çevireceğiz” vurgusu yaptı. Aynı gün Savunma Bakanı Yoav Gallant ABD’ye gitmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada ABD’li yetkililerle savaşın “C aşamasına” geçişini konuşacağını söyledi.
Netanyahu’nun bu sözleri 7 Ekim’den beri görmeye alıştığımız katliam görüntülerinin azalacağı anlamına geliyor ama İsrailli lider böylece iki şeyi de netleştirmiş oldu. İlk olarak ABD’nin geçen ay önerdiği ve Hamas tarafından olumlu karşılanan çerçeve anlaşma İsrail tarafından bir kez daha reddedildi. İkincisi yeni savaş, Hamas’ın müttefiki Lübnan Hizbullahı ile İsrail arasında, Lübnan’da yaşanabilir. Çünkü Gazze’den çekilen birlikler Netanyahu’ya göre bu kez Lübnan sınırına gönderilecek.
Netanyahu, Lübnan’a doğrudan savaş ilan etmekten kaçınıyor ve diplomatik yolların açık olduğunu söylüyor. Ama Gazze’de benzer bir diplomatik yaklaşıma meyletmiyor. Sebebi de hükümetteki aşırı sağcı kanadın Hamas ile anlaşmaya karşı olması. Ateşkes halinde hükümetten çekileceklerini söylüyorlar, ki bu Netanyahu’nun çöküşü anlamına gelir. Netanyahu’nun partisi aşırı sağcı diğer partilerle anlaşması sayesinde Knesset’te ucu ucuna çoğunluğu sağlayabilmişti. Hükümet dağılır erken seçime gidilirse Netanyahu’nun yenilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Bununla birlikte İsrailli liderlerin iddiasına göre ocak ayından beri Gazze’de şiddetin dozu düşmüş durumda ve Refah operasyonunun sonlandırılması bu aşamanın tamamlanması anlamına gelecek. Savunma Bakanı Gallant’ın ofisinden dün yapılan açıklamaya göre İsrailli bakan savaşta “C aşamasna geçmenin” ne anlama geldiğini ABD’li yetkililere anlattı. Peki tüm bunları nasıl yorumlamak gerekiyor? Gazze’deki savaşta yeni bir aşamaya geçilmesi İsrail, Hamas ve Lübnan açısından bizleri nasıl bir gelecek bekliyor olabilir? New York Times’ın Jerusalem Temsilcisi Patrick Kingsley önümüze dört senaryo koyuyor:
1. Gazze’de baskınlar düzenlenecek ama daha küçük ölçekli
İsrail’in Refah işgali sona erdiğinde Gazze genelinde Nuseyrat mülteci kampındaki dört rehineyi kurtarmak için yapılana benzer kurtarma operasyonları düzenlenmesi bekleniyor. Askeri yetkililer, Hamas savaşçılarının yeniden güç kazanmasını önlemek için savaşın önceki aşamalarında kontrol altına aldıkları mahallelere kısa baskınlar düzenlemeye devam edeceklerini söylüyor.
İsrailli askerler, Gazze işgalini şeridin kuzeyinden başlatarak en güneydeki Refah’a kadar sürdürdü. Ne zaman ki Han Yunus’taki işgale odaklanıldı, işte o zaman Hamas’ın gücünün kırıldığının iddia edildiği Gazze’nin kuzeyinde çatışmalar yeniden alevlendi. Bu da İsrail’in Gazze Şeridi’ni kontrol altına aldığını iddia etmesine rağmen Hamas’ın gücünü kıramadığının bir göstergesi.
Ayrıca Nuseyrat mülteci kampına düzenlenen baskında dört İsrailli rehine için 270’den fazla Filistinli öldürülmüştü. Yani bu baskınların orantılı güçle yapılacağının da garantisi yok. Filistinli sivillerin İsrail ve Hamas çatışması altında kalması çok olası.
2. Gazze’de iktidar boşluğu oluşabilir
İsrail Gazze’deki askerlerinin büyük kısmını Lübnan sınırına çekerse didik didik aranıp hâlâ bulunamayan Yahya Sinvar gibi Hamas liderlerinin bölgedeki hakimiyetini yeniden sağlaması mümkün olabilir. İsrailli askerler Gazze’ye düzenli aralıklarla baskın düzenleyerek Hamas’ın eski gücüne kavuşmasını pekâlâ engelleyebilir ama bu, büyük aşiretlerin ve çetelerin nüfuz için Hamas ile rekabet ettiği Gazze’de iktidar boşluğunun süresinin uzamasına neden olabilir.
Bu boşluk Gazze’yi yeniden inşa etmeyi, yardımların daha güvenli bir şekilde dağıtılmasını ve sivillerin acılarını hafifletmeyi zorlaştıracak bir durum ortaya çıkarır. İktidar boşluğu ve İsrailli askerlerin yardım araçlarının yollardaki güvenliğini sağlamamayı tercih etmesi, sigara kaçakçılarının yardım araçlarını daha çok rahatsız etmesine neden olduğunu daha geçen hafta yazmıştık.
Bu arada İsrail’in Gazze’ye kaçak yollardan silah getirilmesinin önüne geçmek için Refah sınırındaki kontrolünü elden bırakmayacağı tahmin ediliyor. İsrailli askerlerin çekilmeyeceği bir diğer yerin de kuzeyle güneyi ayıran ve iki bölge arasındaki serbest geçişi engellen yer olması bekleniyor.
3. Hizbullah’la savaşmak ya da tansiyonu düşürmek
İsrail ordusu kuzey sınırına daha fazla askeri göndererek Lübnan’ı işgal etmek için hazır olduğunu gösterecek. Bu hareket Hizbullah savaşçılarının Lübnan’ın güneyinden çekilmesine neden olabilir. Ancak tam tersi bir etki de yaratabilir. Hizbullah bölgeye yığılan İsrailli askerlere daha fazla roket saldırısıyla karşılık verebilir. Bu da topyekûn bir savaşa dönüşebilir. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah geçen hafta örgütün İsrail’i işgal edebileceği konusunda uyardı.
Bu tırmanmanın ucu Güney Kıbrıs’a kadar yayılabilir. Çünkü Nasrallah geçen haftaki konuşmasında Güney Kıbrıs’taki havaalanı ve askeri üslerin İsrail tarafından kullanılmaya başladığını söyledi ve bunun karşılıksız kalmayacağını ima etti. Aynı şekilde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, HaberTürk’e verdiği demeçte Güney Kıbrıs’ın İsrail’in askeri üssü haline geldiğini söyleyerek “Ortadoğu’daki savaşa karışırsan o ateş gelir seni bulur” diye uyardı.
Öte yandan İsrail’in Gazze’de yeni aşamaya geçerek saldırılarını hafifletmesi Lübnan ile tansiyonun düşmesini sağlayacak adım olabilir. Nasrallah şubat ayındaki açıklamasında Gazze’de çatışmalar durduğunda Hizbullah’ın ateşi keseceğini söylemişti. Olur da Lübnan ve İsrail arasındaki sükûnet dönemine geçilirse evlerinden ayrılan İsrailliler kuzeye dönebilir.
4. Biden yönetimi ile süregelen gerginlikler
Netanyahu, Gazze’de saldırıları hafifleteceklerini söyleyerek Biden ile arasındaki çatışmaların kaynağını bir nebze olsun azaltmış oldu ama bu çatışmanın tamamen sona erdiği anlamına gelmiyor. Malum, Netanyahu geçen hafta açık açık ABD’nin silah yardımlarının yeterli olmadığını, azaldığını iddia etmişti. ABD’den gelen cevap ise Refah işgali sebebiyle belli başlı bombalara ambargo uygulandığı ama geri kalan tüm yardımların yapılmaya devam ettiği şeklindeydi.
Ayrıca iki liderin anlaşmazlık yaşadığı bir diğer konu da savaş sonrası Gazze planı. Netanyahu hâlâ dişe dokunur bir plan sunmuş sayılmaz, böyle bir plan sunan eski savaş kabinesi bakanı Benny Gantz ile ters düşerek daha böyle bir plana hazır olmadığını gösterdi.