Japonya Başbakanı Kişida Fumio, komşu ülke Güney Kore ile yumuşama sürecine hızlandırmak üzere pazar günü Seul'e geldi. Ancak Japon lideri, Kore'nin 20. yüzyılın başlarında maruz kaldığı sömürge yönetimine karşı ne söyleyeceğini bekleyen bir halk bekliyor.

Japonya Başbakanı Kişida Fumio’nun Güney Kore’ye iki günlük ziyareti, Güney Koreli mevkidaşı Yoon Suk Yeol’un mart ayındaki Tokyo ziyaretinin ardından geldi. ABD’nin Asya’daki bu iki önemli müttefikinin birbiri ardına gerçekleşen resmi ülke ziyaretleri kopuk ilişkilerin yeniden rayına oturacağının işaretlerini gösteriyor.

Bu normalleşmeyi herhalde en çok ABD memnuniyetle karşılıyordur. Zira yıllardır Tokyo ve Seul’ü hem Kuzey Kore’nin nükleer tehditlerine karşı hem de Çin’in Pasifik’teki güçlenen ekonomik ve askeri hırslarına karşı işbirliği yapmaya çağırıyor. ABD Başkanı Joe Biden, nisan ayının sonlarına doğru Washington’da Yoon ile bir araya geldiğinde, ‘Japonya ile yürüttüğü cesur ve ilkeli diplomasi’ için Güney Koreli başbakana teşekkür etmişti.

Zorla çalıştırılan insanlar, sistematik olarak tecavüze uğrayan kadınlar…

Aslında Tokyo ve Seul arasındaki husumet eskilere dayanıyor. Güney Kore’nin Japonya’nın sömürgesi olduğu yıllarda Koreliler Japon isimleri almaya zorlanmış, okullarda Kore dili ve tarihi müfredattan çıkarılmış ve on binlerce kadın sistematik olarak Japon askerlerinin tecavüzüne uğramıştı. Tarihe ‘rahatlatıcı kadınlar’ (comfort women) olarak geçen bu kadınlar arasında hayatta kalanlar halen yaşadıklarının karşılık bulması için hak mücadelesini sürdürüyor. Güney Korelilerin tüm bunlara karşılık beklediği şey Japonya’nın suçlarını kabul ederek özür dilemesi.

Güney Kore ve Japonya’nın ilişkisini kopma noktasına getiren de Güney Kore hükümetinin zamanında İkinci Dünya Savaşı sırasında zorla çalıştırılan kurbanlar için Japonya’dan talep etmesiydi. Japonya bunu şiddetle reddetmişti. Ancak Güney Kore’de hükümetin değişmesiyle Yoon Japonya’ya karşı daha yumuşak bir diplomasi yürütmeye başladı. Bu kapsamda Japonya’dan tazminat talep edilmeyeceği, kurbanların acılarının Güney Kore hükümeti tarafından bizzat tazmin edileceği açıklandı. Yoon buna ek olarak da, Japonya’dan ‘100 yıl önceki tarihi yüzünden özür dilemesinin beklenmemesi gerektiğini’ söyledi.

Tokyo’ya uzatılan bu zeytin dalı, Güney Kore diplomasisini yeniden şekillendirme hareketinin bir parçası olup, tedarik zincirleri ile Hint-Pasifik meselesi gibi konularda başta ABD olmak üzere ‘ortak değerlere’ sahip ülkelerle yakınlaşma politikasını kapsıyor. Tabii Japonya için bu tavizler büyük bir nimet olarak görülürken, Güney Kore halkı Yoon’u ‘hain ve küçük düşürücü diplomasi’nin mimarı olarak görüyor.

Zorlu liderlik sınavı

Tazminat meselelerinden dolayı 2018’de Güney Kore’ye karşı ihracat sınırlaması getiren Japonya, bu kısıtlamaları geçen hafta kaldırarak Güney Kore’yi yeniden beyaz listesine aldı. Yoon da halkını Japon şirketlerin gönüllü olarak bu kurbanlar için bağış yapacağı yönünde teskin etmeye çalışıyor. Ancak akademisyenler, Güney Korelilerin birkaç Japon şirketin bağışındansa Kişida’nın söylemlerine daha çok önem verdiğini belirtiyor.

Analistler Seul gezisinin Kişida için bir liderlik sınavı olacağını ve bunu Yoon’un uzlaşma çabalarına katkı sağlayabileceğini göstermek için fırsat olarak kullanabileceğini söylüyor. Kişida, iyileşen ilişkilere ‘ivme kazandırmak istediğini’ söylese de analistler, iç politikalarındaki baskılar göz önüne alındığında on yıllardır süregelen gerginliğin kolayca ortadan kalkacağına inanmıyor. Ama yine de umut yok denilemez.

Son anketlerde Güney Koreli gençlerin en az olumlu baktığı ülkeler sıralamasında Çin, Japonya’nın yerini aldı. Aslında Güney Koreliler, Japonya ile ilişkilerin normalleşmesine Tokyo’nun tarih konusundaki tutumunu değiştirmesi şartıyla sıcak bakıyor.

Ne var ki ikili zirvenin ardından düzenlenen brifingde gazetecilere konuşan Kişida, Güney Kore halkına pek de istediklerini vermedi. “O dönemin zor koşulları altında korkunç acılara ve kederlere katlanan insanları düşündüğümde kalbim acıyor” diyen Kişida, ayrıntıya girmeyerek ve resmi bir özür dilemekten kaçınarak, pek çok yorumcuya göre önceki yönetimlerin duruşunu miras aldığını gösterdi.

Kuzey Kore’yi dizginleme çabaları: ABD, 40 yıl sonra Güney Kore’ye nükleer denizaltı gönderecek