İşgal altındaki Golan Tepeleri’nde Mecdal Şems kasabasına düzenlenen roket saldırısında 12 kişinin ölmesi üstüne Lübnan Hizbullahı’nı suçlayan İsrail gece boyu Lübnan’ı bombaladı. Dürzilerin çoğunlukta yaşadığı Mecdel Şems, 1967’deki Arap-İsrail savaşından bu yana İsrail işgali altında olan Golan Tepeleri’nde.
Saldırı sonrası İsrail doğrudan Lübnan Hizbullahı’nı sorumlu tutsa da Hizbullah saldırıyı gerçekleştirdiğini kabul etmedi. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bugün Tokyo’da düzenlediği basın toplantısında ellerindeki tüm bulguların roketin Hizbullah tarafından atıldığına işaret ettiğini söyledi. Saldırı sırasında ABD’de olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bundan sonra nasıl adımlar atacaklarını görüşmek için ABD’den ayrıldı ve bugün hükümetinin üst düzey bakanlarıyla bir araya geldi. Güvenlik kabinesi Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’a misillemenin ölçeği ve zamanına kararlaştırma yetkisi verdi.
Bununla birlikte İsrail ordusu gece boyu İsrail sınırına yakın Sur Limanı’nı çevreleyen bölgeyi vurdu. Ordu ayrıca İsrail-Lübnan sınırının yaklaşık 96 km kuzeyindeki Bekaa Vadisi’ne de saldırı düzenledi. Lübnan medyası gece yarısından sonra başlayan ve sabaha kadar süren saldırılar sonucunda büyük hasar oluştuğunu ve zarar gören insanlar olduğunu açıkladı. Ancak zarar görenlerin sivil mi yoksa Hizbullah mensubu mu olduğu söylenmedi.
Hizbullah reddediyor ama…
Taraflar arasında itidal çağrısı yapan Blinken Tokyo’daki basın toplantısında şimdiye kadar saldırıyla ilgili topladıkları tüm bilgilerin Hizbullah’a işaret ettiğini söyledi. Can kayıplarından dolayı “derin üzüntü duyduklarını” belirten Blinken “Terörizmin hiçbir haklı gerekçesi olamaz, nokta. Elimizdeki tüm bulgular roketlerin Hizbullah’tan geldiğini, Hizbullah’a ait olduğunu gösteriyor” dedi.
“İsrail’in vatandaşlarını terör saldırılarına karşı savunma hakkını destekliyoruz” diyen Blinken Gazze’de ateşkesin sağlanması için harcadıkları mesainin sadece Gazze için değil, İsrail ve Lübnan arasındaki “mavi hat” boyunca sükuneti sağlamak için fırsat yaratmak olduğunu söyledi.
İsrail merkezli Kanal 14 televizyonu ortaya bomba bir iddia attı. Kanalın verdiği habere göre Netanyahu Hizbullah’a yapılacak operasyon için ABD’den onayı aldı. Bu İsrail’in Lübnan’a geniş çaplı saldırılar düzenleyebileceği anlamına geliyor. İddiayla ilgili henüz açıklama gelmedi.
7 Ekim’den beri İsrail topraklarına düzenlenen en kanlı saldırı
Futbol sahasında, çocukların çoğunlukta olduğu bir futbol sahasına düzenlenen saldırı, 7 Ekim’den beri İsrail kontrolündeki topraklara yapılan en kanlı saldırı oldu. İsrail 7 Ekim’de Hamas’ın sürpriz saldırısında 1200 kişiyi kaybetmiş olsa da savaşın ilerleyen dönemlerinde Gazze’de hastane ve Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı okul demeden düzenlediği saldırılarla çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 39 bin Filistinliyi öldürdü.
Lübnan Hizbullahı savaşın ikinci gününden beri İsrail’in kuzeyinde İsrailli askerlerle çatışma halinde. Bu yüzden İsrail’in kuzeyiyle Lübnan’ın güneyinden toplamda 160 bin insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. İsrail, normalde kuzeyde yaşayan vatandaşlarını eylül ayında evlerine döndürmeyi amaçlıyordu ancak savaşın büyüme riski arttıkça bu plan ileri tarihlere ertelendi.
Başta hükümetteki aşırı sağcı siyasetçiler olmak üzere bazı İsrailliler Netanyahu’nun benzer saldırıların yaşanmaması için Güney Lübnan’a geniş çaplı kara harekâtı başlatmasını istiyor. Ancak bu öneriye katılmayan İsrailliler de var. Hamas’tan çok daha gelişmiş tünellere ve gelişmiş silahlara sahip olduğu düşünülen Hizbullah’ın vereceği karşılığın boyutunun yıkıcı olmasından endişe eden İsrailliler bunlar.
İsrail savaş konusunda bölünmüş durumda
Siyasi arenada ve orduda da bölünmeler söz konusu. İsrailli komutanlar da Gazze’deki savaş devam ederken ikinci bir büyük savaşa girmekten çekiniyor. Hamas ve Hizbullah ile aylardır devam eden çatışmalar nedeniyle İsrail’in sahip olduğu mühimmat stoku azaldı. Dolayısıyla mühimmatlarını yeniden doldurmadan böyle bir işe girişmek istemiyorlar.
İsrailli yetkililerden bazıları şimdilik Hizbullah ile yaşanan çatışmanın diplomatik yollardan çözümüne açık olduklarını söylüyor. Örneğin İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oren Marmorstein, 2006’da alınan ancak hiç uygulanmayan BM kararı uygulanıp da Güney Lübnan silahsızlandırılırsa tam teşekküllü bir savaşın önüne geçilebileceğini söyledi. İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz ise sözcüsü kadar temkinli değildi. Kanal 12’ye konuşan Katz, “Hizbullah’ın tüm kırmızı çizgileri aştığına şüphe yok. Vereceğimiz karşılık da bunu yansıtacak. Topyekun bir savaşla karşı karşıya olduğumuz ana yaklaşıyoruz” diyerek, geniş ölçekli bir savaşın patlak verebileceğini söyledi.
Bununla birlikte İsrail Gallant, Golan Tepeleri’nde “öldürülen masum erkek ve kız çocukları için yas tuttuğunu” söyleyerek, Lübnan Hizbullahı’nın “bu kaybın bedelini ödeyeceğini” söyledi. Sosyal medya platformu X’teki hesabından konuşan Gallant “İsrail’de 150 bin Dürzi, milyonlarca Yahudi ve Arap İsrailli var. Hepimiz yan yana yaşıyoruz ve hepimiz Hizbullah’ın terör faaliyetlerinden muzdaribiz. İran’ın vekil gücü Hizbullah’ın bu kayıp için bedel ödemesini sağlayacağız” dedi.
Gallant Mecdel Şems’teki futbol sahasını saldırı sonrası ziyaret ederek, kasabanın konsey başkanı Dolan Ebu Salah’a “İsrail devleti bu korkunç trajedi karşısında yanınızda. Bunun sorumlusu Hizbullah’tır ve bedelini de ödeyecektir” dedi. Netanyahu’nun başbakanlık ofisi de gece saatlerindeki açıklamasında Gallant’ınkine benzer bir açıklama yayınlayarak “Hizbullah şimdiye kadar ödemediği ağır bir bedel ödeyecek” dedi.
Mecdel Şems’i ziyaret eden isimlerden biri de Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’ydi. Gazetecilere konuşan Halevi “Buradaki futbol sahasına Felak-1 roketi düştü. Bu bir İran roketi, İran’da üretildi” diyerek saldırıyı gerçekleştirenin Hizbullah olduğu yönündeki iddialarını tekrarladı. “Gerekirse güçlü bir karşılık vereceğiz” diyen Halevi “Bizim görevimiz kuzeyde, Celile’de ve Golan Tepeleri’nde yaşayanları güvenli bir şekilde evlerine döndürmek. Zor bir gün geçiriyoruz, daha iyi günler için çalışacağız” dedi.
Netanyahu döner dönmez güvenlik kabinesi ile dört saati aşkın bir süre görüştü. Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamaya göre toplantıda İsrailli lidere ve Gallant’a Golan saldırısına verilecek yanıtın ölçeğine ve zamanlamasına karar verme yetkisi verildi. Yedioth Ahronoth gazetesine göre geçen haftaki Yemen saldırısı üstünkörü konuşulduğu için bugünkü toplantıda her bir bakana söz hakkı tanındı. Ancak habere göre Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben Gvir oylama sırasında çekimser kaldı.
İtidal çağrısı etkili olacak mı?
Analistler İsrail ve Hizbullah arasında yaşanan gerginliğin savaşa dönüşmesinden aylardır endişeli. Lübnan’da çoğu Hizbullah üyesi olmak üzere 460’tan fazla kişi öldürüldü. BM ve Lübnan Sağlık Bakanlığı’na göre şimdiye kadar ölenlerin 12’si çocuk, 21’i sağlık çalışanı olmak üzere 100’ü aşkını sivildi. İsrail hükümetine göre çatışmalarda şimdiye kadar ölen askerlerin sayısı 22, sivillerin sayısı ise 24.
BM Lübnan Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert ve Lübnan’daki BM Barış Gücü Komutanı Korgeneral Aroldo Lázaro’nun ortak açıklamasında her iki tarafa da “itidal” çağrısı yapıldı. Açıklamada “Bunun tüm bölgeyi inanılması güç bir felakete sürükleyecek daha büyük bir yangını ateşleyebileceği” uyarısı yapıldı. Lübnan Dışişleri Bakanı Abdallah Rashid Bouhabib de İngiliz haber ajansı Reuters’e İsrail’in vereceği karşılığın “bölgesel savaşı tetikleyeceğini” söyledi. Bouhabib BBC’ye saldırıyı Hizbullah’ın gerçekleştirdiğini düşünmediğini söyleyerek “Bu ya İsraillilerin ya da Hizbullah’ın yaptığı bir hata muhtemelen” dedi.
Reuters’e konuşan güvenlik yetkilileri, Hizbullah’ın alarmda olduğunu ve olası bir savaşa karşı hem Lübnan’ın güneyindeki, hem de Bekaa Vadisi’nin doğusundaki önemli yerleri tahliye ettiğini söyledi.