Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis geçen ay Washington’da ABD Başkanı Joe Biden’la görüşmüştü. Ziyaretin ardında hangi niyetlerin yattığı günlerce yazılıp çizilmiş, birtakım spekülasyonlar dönmüştü. Hristodulidis nihayet o görüşmede gündeme gelen konunun ne olduğunu açıkladı: GKRY’yi NATO’ya üye yapmak.
Rum medyasında yer alan bilgilere göre Hristodulidis planını ilk olarak 30 Ekim’de Biden’a, 7 Kasım’da da Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi sırasında NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’ye iletti. Rutte pazartesi günü Türkiye’yi ziyaret etti, ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde konunun gündeme gelip gelmediği bilinmiyor.
Bu aslında GKRY’nin Soğuk Savaş’tan bu yana benimsediği tarafsızlık politikasına ters düşen bir talep. Ancak bu ittifak mevcut şartlarda GKRY’nin işine geliyor. Avrupa’nın Ukrayna savaşındaki en büyük korkusu savaşın kendi topraklarına da sıçraması. GKRY nihayetinde sıcak denizlerde kalan, Rusların da sık tercih ettiği bir yer. Ayrıca GKRY’nin Gazze savaşı başladıktan kısa süre sonra İsrail için lojistik üs haline gelmesi de Lübnan Hizbullahı’nın gözdağı verdiği bir konuydu. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da o dönem “Ortadoğu’daki savaşa taraf olursan o ateş gelir seni bulur” demişti.
Bir de tabii Türkiye ile çözülemeyen bir anlaşmazlık olarak Kıbrıs sorunu var. Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) GKRY ile eşit haklara sahip olması gerektiğini savunuyor. Bu mümkün olana kadar da iki yönetimli federal hükümete yanaşmayacağının sinyali veriyor, ki bu KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da sık dile getirdiği bir koşul.
Üye olması işine yarar, ama böyle bir şey mümkün mü?
Eğer GKRY NATO’ya üye olabilirse ittifakın beşinci maddesi gereği ona karşı bir saldırıda diğer tüm ülkeler kendilerine saldırılmış gibi devreye girecek. NATO’ya üye olmanın avantajı burada başlıyor. Ancak Hristodulidis Türkiye’nin bu üyeliğe itiraz etmesinin çok yüksek ihtimal olduğunu söyleyerek ittifaka katılımın şimdilik mümkün olmadığını vurguladı. Bununla birlikte Kıbrıs Ulusal Muhafızları’nın ABD’nin yardımıyla savunma kabiliyetlerini geliştirme fırsatından mahrum bırakılmaması gerektiğini de not düştü.
Kore Savaşı’ndan beri NATO üyesi olan Türkiye, Kıbrıs’ın kuzeyinde 35 binden fazla asker barındırıyor. Ayrıca GKRY’yi de tanımayan Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni 1963 yılındaki çatışmalardan bu yana fiilen ortadan kalkmış bir yapı olarak görüyor. Bu nedenle de Türkiye ve GKRY arasında diplomatik ilişki yok. Bir ülkenin NATO’ya üye olabilmesi için oy birliği, yani tüm üyelerin evet oyu vermesi gerekiyor. Türkiye de ittifakın üyesi olduğu için sürece direnme hakkına sahip. Bu gücünü daha önce İsveç ve Finlandiya’da kullandı nitekim. İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine karşılık bu ülkelerde terörle mücadelede daha kapsamlı yasalar yapılması, silah ambargosunun kaldırılması ve en önemlisi Amerikan Kongresi’nden bir türlü geçmeyen F-16 satışının geçmesi sağlanmıştı. Ancak Kıbrıs meselesi tüm bunlardan daha meşakkatli bir konu.
Bu konuyla ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığı’nın yaptığı son açıklama da Kıbrıs üyeliğine kesin bir şekilde karşı çıktıklarını gösteriyor. Açıklamada “Türkiye NATO üyesi bir ülke olarak ittifakın genişleme kararlarının oy birliğiyle alındığını hatırlatır ve bu süreçlerin herhangi bir ülkenin ulusal güvenlik endişelerini dikkate alarak yürütülmesi gerektiğini savunur. Mevcut durumda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin NATO’ya üyelik başvurusu Türkiye açısından kabul edilemez bir gelişmedir. Bu girişim Kıbrıs meselesindeki hassas dengeyi bozacak ve çözüme yönelik müzakere süreçlerini olumsuz etkileyecektir” dendi.
NATO’ya üye olmasa da savunma yardımlarını artırmada kararlı
Hristodulidis Amerikan haber ajansı AP’ye “Ordumuzun bu tür fırsatları kaybetmesini istemediğimiz için ABD ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu fırsatları en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceği konusunda görüşmeler yapıyoruz. Olumlu yanıtları için Amerika tarafına da teşekkür ediyoruz. Her şey yerli yerine oturduğunda Kıbrıs Cumhuriyeti NATO üyesi olabilir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin caydırıcı güce sahip olması son derece önemlidir” dedi. Hristodulidis Lübnan’ın başkent Beyrut’a sadece 182 kilometre uzakta, Ortadoğu’ya en yakın Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke olarak Kıbrıs’ın askeri altyapısını iyileştirmenin kritik olduğuna değinerek hükümetin şu anda ABD ile hava üssü, AB ile de deniz üssü konusunda görüşmeler yürüttüğünü söyledi.
Güney Kıbrıslı liderin bu açıklamaları ocak ayında Ankara’da Türkiye, KKTC, Yunanistan GKRY ve İngiltere arasında yapılması planlanan beşli gayriresmi toplantıdan önce geldi. Kısa süre önce Tatar ve Hristodulidis New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde düzenlenen akşam yemeğinde bir araya gelmişti.