Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol ülkesini bir gecede siyasi kaosa sürükleyen başarısız sıkıyönetim girişiminden bu yana ilk kez kamuoyu önüne çıkarak özür diledi. Yoon iki dakika süren konuşmasında “Acil sıkıyönetim ilanının sebebi devlet işlerinin yürümesinden nihai sorumlusu olan şahsımın çaresizliğiydi” dedi. Bugün mecliste azil oylaması yapılacaktı, muhalefet tam kadro parlamentoda olsa da bu yeterli olmadı. Çünkü iktidar partisinin milletvekilleri oylamayı boykot etti. Halk da sokağa dökülerek hem Yoon’a hem de iktidar partisine karşı protesto düzenledi.
Halkta endişe ve rahatsızlık yarattığını kabul eden Yoon, “Çok üzgünüm ve büyük şok yaşamış olduğunu düşündüğüm halkımdan içtenlikle özür diliyorum” diye konuştu. Bugün parlamentoda azil oylamasıyla karşı karşıya kalacak Yoon “sıkıyönetim ilanıyla ilgili hukuki ve siyasi sorumluluktan kaçmayacağını” söyledi. Ancak halkın günlerdir kendisinden istediği gibi istifa etmedi.
Yoon salı gecesi televizyonda yayınlanan konuşmasında ülkenin muhalefetini “Kuzey Kore sempatizanı” ilan ederek bu kişilerin devlet işlerinin yürümesine engel olduğunu iddia etti. Başkanın gerekçesi bütçenin bir türlü meclisten geçememesiydi. Çünkü parlamento seçimlerini muhalefetteki Demokrat Parti kazanmıştı, mecliste çoğunluk onlardaydı.
Özür var istifa yok
Darbe ve diktatörlük tarihi çok taze olan ülkede sıkıyönetim kararı tepkiyle karşılandı. 190 milletvekili, ordunun kuşattığı parlamento binasına girip sıkıyönetim kararını reddetmek için çitlerin üstünden atlamak zorunda kaldı. Parlamento binasının dışında siyasetçilerle gazeteciler askerlerle karşı karşıya geldi. Tüm bunlar Yoon’u geri adım atmaya zorladı.
Ama Yoon’un geri adım atması yeterli değildi. İstifa etmediği her gün yeni bir sıkıyönetim ilan edebilirdi. İşte bu yüzden bazı milletvekilleri evlerine gitmek yerine parlamento binasında kalmaya başladı. Böylece olası bir sıkıyönetim kararında hemen kararın feshini oylayabileceklerdi. Yoon bu şüphelerle ilgili olarak “Kesinlikle ikinci bir anayasa değişikliği girişimi olmayacak” diye güvence verdi.
Yoon kürsüden inerken “Görev süremin kalanında siyasetimizi istikrara kavuşturma işini partime bırakacağım. Sebep olduğum endişe için halkımızdan özür dilerim” dedi.
İktidar partisi azil oylamasına katılmadı
Siyasi analist Suh Bok Kyung, Financial Times’a Yoon’un özrünün Halkın Gücü’yle yaptığı anlaşmadan kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Yani Yoon, azil oylamasında partisinin desteğini alıp iktidarda kalsa bile istifasını vererek yetkilerini partisine devretmiş olacak.
Tam da Suh’un dediği gibi iktidar partisi azil kararına oy vermedi. Mecliste genel kurul oturumu başlarken iktidar partisinin bazı üyeleri, Yoon’un eşinin yolsuzluk davasına özel savcı atanmasını oyladıktan sonra meclisi terk etti. First lady’nin davasına özel savcı atanması kararı da meclisten kıl payı geçemedi. Kararın geçmesi için 200 milletvekilinin oy vermesi gerekiyordu ancak sadece 198 kişi oy kullandı. İki oy eksik kaldığı için karar meclisten geçemedi.
BBC News’in haberine göre bu milletvekilleri, Yoon’un azil oylamasını boykot etmek için meclisi terk etti. İçeride iktidar partisinden sadece bir kişi kaldı, o da açık açık Yoon’un azlini isteyeceğini söyleyen Ahn Cheol Soo’ydu. Muhalefetteki milletvekilleri ise “Hainler buraya gelin” diye bağırdı. Kısa süre sonra Halkın Gücü’nden bir milletvekili daha, Kim Ye Ji, oylamanın yapılacağı salona döndü. İlerleyen vakitlerde üç milletvekili daha salona döndü.
Ve Yoon azledilemedi…
Meclis Başkanı Woo “Kore Cumhuriyeti’nin demokrasisi halkının kanı ve gözyaşlarıyla kuruldu. Tarihin, halkımızın ve dünyanın önünde yargılanmaktan korkmuyor musunuz? Ancak oylamaya katılarak demokrasimizi koruyabilirsiniz” dedi.
Sonuç olarak oylamaya 195 milletvekili katıldı. Meclisin 300 üyesinden 200’ü lehte oy kullanırsa yasa meclisten geçiyor. Gerekli koşullar sağlanmadığı için Yoon azledilemedi. Muhalefetteki Demokrat Parti vazgeçmeyeceklerini söyleyerek Yoon’un azlini yeniden isteyeceklerini söyledi.
Bu arada meclise öyle bir kaos hakimdi ki milletvekillerinden biri bunu YouTube’da canlı yayınlamak istedi. Meclis Başkanı Woo Won Şik ise o milletvekilinden yayını durdurmasını istedi.
Kendi partisindekileri bile tutuklatmayı düşünmüş
Yoon’un partisi Halkın Gücü’nün Genel Başkanı Han Dong Hoon, bu konuşmanın ardından cumhurbaşkanının istifasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Gazetecilere konuşan Han “cumhurbaşkanının görevini sürdürmesinin imkansız olduğunu” söyledi. Kendisi de Halkın Gücü üyesi olan Daegu Belediye Başkanı Hong Joon Pyo, Yoon’un 2017’de azledilen cumhurbaşkanı Park Geun Hye gibi görevden alınan ikinci cumhurbaşkanı olması halinde “partinin varlığını sürdürmesi için hiçbir neden kalmayacağını” söyledi.
Sıkıyönetim ilanının olduğu gün Han ve partinin diğer unsurları Yoon’a sırtını dönse de sonraki günler cumhurbaşkanının arkasında durdular. Ne var ki Han da cuma günü fikir değiştirerek Yoon’un görevden alınması gerektiğini savunanlar safına geçti. Han’ın ani görüş değişikliğinin arkasında Yoon’un tutuklanacaklar listesinin ortaya çıkması oldu. Buna göre Yoon muhalif siyasetçileri ve eski müttefiklerini de içeren geniş bir tutuklama listesi hazırlamıştı.
Bu listede Han’ın, muhalefet lideri Lee Jae Myung’un, Meclis Başkanı Woo’nun ismi vardı. Ülkenin istihbarat teşkilatına bu listedekileri tutuklaması için gerekli fon ve personel desteğini de vermişti.