İsrail basını dün Hamas’ın yurt dışındaki üst düzey liderlerinin Türkiye’de olduğunu söylemesi üstüne ortalık karıştı. Bu olay ilk olarak İsrailli haber kuruluşu KAN’ın yaptığı haberle gündeme geldi. Aslında Hamas liderlerinin Türkiye’ye sık sık gidip geldiği biliniyor, ancak bu gelişin tam da Katar’daki Hamas ofisinin kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir döneme denk gelmesi dikkat çekti. Malum iki hafta önce ABD’nin ısrarları sonucunda Katar’ın Hamas liderlerini başkent Doha’daki ofisi kapatma konusunda uyardığı iddia edilmişti. Bu iddia daha sonra yalanlansa da Katar’ın arabuluculuk rolüne ara vermesi nedeniyle söylentilerin önü kesilmedi.
Katar geri çekilirse Hamas’ın yurtdışındaki liderleri nereye gider sorusunun cevabında akla gelen ilk ülke Türkiye. NATO’daki müttefiklerinin aksine Türkiye Hamas’ı terör örgütü olarak görmüyor. Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Gazze savaşının başında Hamas için “mücahitler topluluğu” ifadesini kullandı. Türkiye’nin bir NATO ülkesi olması İsrail’in Türkiye’yi doğrudan hedef alamayacağı anlamına geliyor ama Hamas’a ev sahipliği yapmak tam da NATO üyesi olması nedeniyle Türkiye için handikap yaratabilir.
Bunun ilk işareti ABD’den geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matt Miller, Hamas liderlerinin Türkiye’de olmasıyla ilgili haberler üstüne Hamas ile “her zamanki gibi iş yapılamayacağı” uyarısını yaptı. Miller “Kötü bir terör örgütünün liderlerinin hiçbir yerde rahatça yaşamaması gerektiğine inanıyoruz. Buna kilit önemdeki müttefiklerimiz ve ortaklarımız dahil” dedi. Öte yandan Miller Hamas liderlerinin Katar’dan Türkiye’ye taşındığı haberlerini doğrulayabilecek durumda olmadıklarını söyledi. Sözlerine bir de “Hamas ile her zamanki gibi iş yapılamaz” uyarısını not düştü.
Hamas liderlerinin Türkiye’de olduğunu söyleyen Arap diplomat bunun geçici mi kalıcı mı olduğu konusunda açıklama yapmadı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili Hamas’ın siyasi bürosuna mensup kişilerin zaman zaman Türkiye’yi ziyaret ettiğini ancak örgütün ofisinin Türkiye’ye taşındığı iddialarının “gerçeği yansıtmadığını” söyledi.
Katar neden Hamas ofisini kapatmak istesin?
Bu arada Hamas’ı sınır dışı etmek Katar için iki ucu keskin kılıç. Sonuç olarak Hamas’ın ofisinin başka bir ülkeye taşınması Katar’ın müzakerelerdeki önemini de azaltabilir. Oysa tüm bu süreçte Katar’ın ismi diplomasi sahnesinde çok daha fazla öne çıkmıştı.
Beyaz Saray 8 Kasım’da 2012’den beri ev sahipliği yaptığı Hamas ofisini kapatması için Katar’a baskı yaptığını açıkladı. ABD’li yetkililer bu baskıya gerekçe olarak Hamas’ın rehine anlaşmasını defalarca reddetmesini gösteriyor. Doha’daki Hamas ofisi ABD ve diğer ülkelerin Hamas ile müzakereleri yürütebilecekleri bir merkez olması amacıyla açılmıştı. Ancak geçen yıldan beri ABD Katar’a bu ofisi kapatması için baskı yapıyor. ABD’ye göre müzakerelerde ilerleme kaydedilmediğine göre Doha’daki ofisin açık kalmasına da gerek yok.
Ateşkes neden sağlanamıyor?
ABD’nin bu uyarısı Biden yönetiminin Ortadoğu’daki tansiyonu düşürme yolunda adımlar attığı bir döneme denk geliyor. Bu bakımdan ABD Başkanı Joe Biden’ın danışmanlarından Amos Hochstein bugün Lübnan’ın başkenti Beyrut’a gitti. Ancak bu girişimlerin başarılı olması beklenmiyor çünkü her iki taraf da ateşkese sıcak bakmıyor. Özellikle İsrail, ABD seçimlerinde kazanan Donald Trump olduğu ve kabinesini İsrail destekçileriyle doldurduğu için daha da cüretkâr hale geldi.
Hamas savaşın kalıcı olarak sona ermesini ve İsrail’in Gazze’den çekilmesini istiyor. Ancak Hamas’ı yok edene kadar savaşı sürdürme sözü veren İsrail bugüne kadar sadece kısa süreli ateşkeslere evet dedi. Ayrıca Netanyahu hükümeti ateşkes boyunca İsrail güçlerinin bölgede kalmasının “bir gereklilik” olduğunu da savunuyor.
Bu süreçte İsrail anlaşma koşullarını defalarca değiştirdi. İsrail’deki uzmanlar İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu hareketlerle rehineleri serbest bırakmaktansa siyasi kariyerini korumaya odaklandığını söylüyor. Netanyahu’nun radikal yandaşlarına kalsa İsrail Gazze topraklarının kontrolünü elinde tutmaya devam edip yerleşimcileri bölgeye yönlendirmeli. Ayrıca yine radikallere göre savaş sona ermemeli.
Oysa Kanal 12’nin geçen haftaki anketine göre İsraillilerin yüzde 69’u savaşı sona erdirecek rehine anlaşmasını destekliyor, yüzde 20’siyse çatışmaların devam etmesini tercih ediyor.