Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail topraklarına düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu’nda 1200 İsraillinin öldürülüp 250’sinin de rehin alınmasının ardından başlayan misilleme saldırılarının tam teşekküllü bir işgale dönmesinin üstünden yedi ay geçti. Bu süre zarfında İsrail Gazze’yi yerle yeksan etti, 36 bin 550 Filistinli öldürüldü, 82 bin 959’u yaralandı. Ölü sayısının aslında açıklanandan çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor çünkü 11 bin Filistinli de kayıp. Yetkililer İsrail saldırılarında yıkılan binaların enkazlarında ulaşılamayan cansız bedenler olduğunun altını çiziyor.
İsrail’in saldırıları devam ederken gözler hem Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) sunduğu ateşkes teklifinin akıbetinde, hem de savaş sonrası Gazze planları için yapılan görüşmelerde. İsrail Gazze’de savaşın sona ermesinin ardından kendi gözetiminde bir yapı oluşturulmasında ısrarcı, Hamas varlığını sürdürmek isterken İsrail’in müttefikleri dahil birçok ülke yönetimin Batı Şeria’daki El Fetih’e devredilmesinden yana. Türkiye gibi birkaç ülke de savaş sonrası senaryoda İsrail’in isteği olmasın diye Hamas ve El Fetih arasında ortak yönetim kurulabilmesi için adımlar atıyor ve bu ülkelerden biri Çin. Keza Çin haziran ortasında yapılacak Hamas ve El Fetih görüşmelerinin de yeni adresi. Yeni görüşmeler daha önce biri Çin diğeri de Rusya’da yapılan müzakereleri takip edecek.
Söz konusu görüşmeler aynı zamanda uluslararası arabulucuların Gazze için bir ateşkes anlaşmasına varma girişimlerinin ortasında yapılacağı için ayrı bir önem arz ediyor. Toplantının kilit noktası savaş sonrası plan ve yerleşim bölgelerinin nasıl yönetileceği olacak. Birçok Batılı ülke tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Hamas 7 Ekim’deki saldırılardan önce de izole durumdaydı. Haliyle Gazze’nin geleceği için ortak bir yönetim kurulabilmesi birçok açıdan da kritik.
‘Hamas savaş sonrası varlığını koruyabilir’
İngiltere merkezli haber ajansı Reuters da Çin’de gerçekleşecek görüşmeler öncesi El Fetih ve Hamas arasındaki nabzı yokladı. Her iki taraftan yetkililerle görüştüklerini belirten ajans, iki grup arasındaki derin fikir ayrılıklarının müzakere masasını sınırlayacağını vurguladı. Reuters’ın haberine göre iki gruptan da beş kaynakla yapılan görüşmeler sonrasında oluşan çerçeve Hamas’ın bölgedeki nüfuzunu koruyacağı yönünde.
Reuters’a konuşan kaynaklar sahada büyük bir kayıp yaşayan Hamas’ın siyasi kanatta savaş sonrasındaki düzenin kurulmasında etkili olacağı yorumunda bulunuyorlar. Ancak yine de örgüt ne kadar sonraki senaryoda belirleyici olmak istese de savaş sonrasında kendileri tarafından kurulacak herhangi bir yönetimin uluslararası alanda tanınmayacağının farkında. Bilgi veren kaynak ve üst düzey Hamas yetkilisi Besim Naim yine de El Fetih’in şartlar konusunda uzlaşmacı olmasını istediklerini ifade etti.
Çin’de yapılan önceki görüşmelerde masada olan Naim uluslararası medyaya verdiği bir röportajda “Filistin varlığını yeniden yapılandırmak için siyasi ortaklık ve siyasi birlikten bahsediyoruz. Hamas ister hükümetin içinde ister dışında olsun, bu hareketin ana talebi değil ve bunu herhangi bir uzlaşma için koşul olarak görmüyor” dedi.
Hamas’ın etkili bir siyasi aktör olarak varlığını sürdürmesi ihtimali Batılı devletler için çetrefilli bir konu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze savaşında İran destekli örgütü yok etme hedefine rağmen çoğu gözlemci ateşkes sonrasında Hamas’ın bir şekilde varlığını sürdüreceği konusunda hemfikir. Müslüman Kardeşler’in bir kolu olan hareket Filistin toplumunda derin bir nüfuza ve ideolojik köklere sahip.
ABD ve Avrupa Birliği (AB) İsrail’in 36 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaştan sonra Hamas’ın Gazze’nin yönetiminde rol almasına karşı çıkıyor. Yine de bazı ABD’li yetkililer İsrail’in örgütü ortadan kaldırmaya yönelik hedefine ilişkin şüphelerini özel olarak dile getiriyor. Üst düzey bir ABD’li yetkili Reuters’a Washington’un, İsrail’in “tam bir zafer” elde etmesinin mümkün olmadığını düşündüğünü söyledi. İsrail ordu sözcüsü Peter Lerner, Hamas’ın her üyesini öldürmenin gerçekçi olmadığını ancak Hamas’ı bir yönetim otoritesi olarak yok etmenin “ulaşılabilir ve elde edilebilir bir askeri hedef” olduğunu belirtti.
Batılı devletler savaş sonrası Gazze’nin Batı Şeria’nın bazı bölgelerinde sınırlı özerkliğe sahip Abbas liderliğindeki yenilenmiş bir Filistin Yönetimi tarafından yönetilmesi fikrini destekliyor. Merkezi Ramallah’ta bulunan Filistin Yönetiminin tüm dünyada Filistinlileri temsil ettiği kabul ediliyor ve ABD ile AB’den güvenlik yardımı alıyor. Abbas ve daha önce de Yaser Arafat yönetimindeki El Fetih İslamcı bir hareket olan Hamas’ın yükselişine kadar on yıllar boyunca Filistin davasının tartışmasız lideriydi.
Filistin Yönetimi Filistinlilerin son kez oy kullandığı parlamento seçimlerinde El Fetih’i yenilgiye uğrattıktan bir yıl sonra Hamas’ın El Fetih’i bölgeden sürdüğü 2007 yılına kadar Gazze’yi de yönetmişti.
Anlaşma ihtimali düşük
Reuters’ın konuştuğu kaynaklar Hamas’ın uluslararası arenada kabul edilebilir olmadığının farkında olmasına rağmen yine de El Fetih ve Hamas arasında bir anlaşma ihtimalinin düşük olduğu görüşünde. Ajansın beş farklı kaynakla yaptığı görüşmelerde iki grubun düşmanlığı nedeniyle Filistin topraklarının yönetimini yeniden birleştirecek bir anlaşma ihtimalinin düşük olduğu belirtilirken bu görüş dört uzman tarafından da yinelendi.
Carnegie Ortadoğu Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan Yezid Sayigh “Yakınlaşma beklentim asgari düzeyden de az” dedi.
İrlanda, İspanya ve Norveç’in de aralarında bulunduğu 143 ülkenin Filistin’i tanımasına rağmen İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşimleri genişletmesi Filistinlilerin egemen bir ulus olma umutlarını yıllardır azaltıyor.
Hamas-El Fetih bölünmesi bu umutsuzluğu daha da belirgin hale getiriyor. Gruplar strateji konusunda derin görüş ayrılıklarına sahip; El Fetih bağımsız bir ulus yaratmak için İsrail’le müzakerelere bağlıyken Hamas silahlı mücadeleden yana ve İsrail’i tanımıyor. Mayıs ayındaki Arap Birliği zirvesinde Abbas’ın Hamas’ı 7 Ekim saldırısını başlatarak İsrail’e Gazze’yi yok etmesi için “daha fazla bahane” vermekle suçlamasıyla bu ayrım daha da su üstüne çıkmış oldu. Hamas bu açıklamanın üzücü olduğunu söyledi ve 7 Ekim’i Filistin mücadelesinde çok önemli bir an olarak nitelendirdi.
Hamas’ın 1988 tarihli kuruluş tüzüğü İsrail’in yok edilmesi çağrısında bulunuyordu. Hamas 2017’de 1967 savaşından önceki sınırlar içinde geçici bir Filistin devletini kabul ettiğini açıkladı, ancak İsrail’in var olma hakkını tanımaya hala karşı çıkıyordu.
Hamas Gazze savaşının patlak vermesinden bu yana bu tutumunu yineledi.
Yeni hükümet söz konusu mu?
Mart ayında Abbas 2013-2014 yılları arasında hükümette yer aldığı dönemde Gazze’nin yeniden inşasını yöneten Abbas’ın yakın yardımcılarından Muhammed Mustafa başkanlığında yeni bir Filistin Yönetimi kabinesi kurdu. Kabine teknokratlardan oluşmasına rağmen Abbas’ın bu hamlesi onu tek taraflı hareket etmekle suçlayan Hamas’ı kızdırdı.
El Fetih’ten üst düzey bir yetkili olan Sabri Saidam Reuters’a yeni bir hükümet kurmanın zaman kaybı olacağını söyledi.
El Fetih’in Çin görüşmeleri için öne sürdüğü şartları bilen ikinci bir üst düzey yetkili ise Hamas’ın Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olduğunu kabul etmesini ve FKÖ’nün imzaladığı anlaşmalara bağlı kalmasını istediğini söyledi. Buna 30 yıl önce imzalanan ve FKÖ’nün İsrail’i tanıdığı ve Hamas’ın şiddetle karşı çıktığı Oslo anlaşmaları da dahil.
Yetkili El Fetih’in hükümetin Gazze’de tam güvenlik ve idari kontrole sahip olmasını isteyeceğini, bunun da Hamas’ın Gazze’deki hakimiyetine meydan okuma olduğunu ifade etti. İsrail konusunda FKÖ ile temelde anlaşmazlığı olan Hamas FKÖ’ye hiçbir zaman katılmadı.
Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye Cuma günü yaptığı açıklamada bir “ulusal uzlaşı” hükümetinin yanı sıra Filistin Yönetimi başkanlığı, ve seçim yapılmasını istediklerini söyledi.
Batı Şeria’daki Birzeit Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Ghassan Hatip, Hamas’ın sadece kendi şartlarıyla, siyasetini, güvenlik aygıtını ve ideolojisini koruyarak uzlaşmaya ilgi duyduğunu, bunun da FKÖ’yü uluslararası izolasyona sürükleme riski taşıdığını söyledi: “Abbas onları politikalarıyla kabul edemez çünkü bu FKÖ’nün tek başarısı olan uluslararası tanınmayı tehlikeye atar.”
Buna rağmen El Fetih yetkilisi Tayseer Nasrallah El Fetih’in Hamas’ı “Filistin ulusal dokusunun bir parçası ve aynı zamanda siyasi dokunun da bir parçası” olarak gördüğünü söyledi. Saidam Gazze’de yardım ve yeniden yapılanmanın yönetilmesi için uzlaşmanın gerekli olduğunu söyledi. El Fetih’in Gazze’ye “bir (İsrail) tankının sırtında dönmeyeceğini, aksine herkesle anlaşmaya varacağını” açıkça belirttiğini de sözlerine ekledi.
İsrail hükümet sözcüsü Tal Heinrich Filistin Yönetimi’nin Hamas’la çalışma isteğinin “talihsizlik” olduğunu söyledi.