Bir yıl önce başlayan Gazze savaşında aralarında çocukların ve kadınların da olduğu 42 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Savaşın başlangıcı Aksa Tufanı Operasyonu’ydu. Hamas öncülüğünde, diğer Filistinli direniş gruplarının da katıldığı bu operasyonun ardından İsrail Gazze’yi tam ablukaya aldı. Bir yıldır on binlerce insanı öldürürken kullandığı bahane hep aynıydı: Hamas’ı bitirmek.
Ne var ki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Hamas’ı yok etme planı hâlâ gerçekleşebilmiş değil. Örgüt siyasi büro şefi İsmail Haniye’yi, bölgeye silah soktuğu en önemli girişlerden birini ve binlerce savaşçısını kaybetmiş olsa da gerilla savaşını sürdürüyor. İsrail’in çekildiği bölgelerde Hamas yeniden baş gösteriyor. Örgüt bu durumu “İnsanları öldürebilirsiniz ama düşüncelerini asla” diye açıklıyor.
Hamas 7 Ekim’in birinci yıldönümünde İsrail’e roket fırlatarak gelişmiş silah kabiliyetini kaybetmediğini gözler önüne serdi. Hamas’ın askeri kanadının sözcüsü Ebu Ubeyde İsrail’e karşı “uzun ve acılı yıpratma savaşını sürdürme” sözü verdi. Peki Hamas’ın savaşın birinci yılında elinde hangi güçler kaldı?
İnsanlar ölür, düşünceler ölmez
İsrail Gazze’de 17 binden fazla militanı öldürdüğünü ve esir aldığını söylüyor. Bu sayı doğrulanabilmiş değil. Hamas’ın savaştan önceki savaşçı sayısının 25 bin olduğu tahmin ediliyordu ama grup bu bilgiyi hiçbir zaman teyit etmedi.
Savaş başlayana kadar Gazze Şeridi’nin kontrolü Hamas’ın elindeydi. Bakanlıkları ve sivil kurumları Hamas’ın siyasi kanadı kontrol ediyordu. Bu yüzden İsrail bu yetkililerden bazılarını da hedefine aldı. Bununla birlikte Hamas üyelerinden hangilerinin öldürüldüğü konusunda tam bir netlik yok. Hamas bazı üyelerinin öldürüldüğünü hiçbir zaman kabul etmedi. Bunların başında 7 Ekim saldırılarının beyni Muhammed Deyf var.
Ancak iki şeyi biliyoruz: Hamas’ın siyasi büro şefi İsmail Haniye temmuz ayında İran’ın başkenti Tahran’da meydana gelen patlamada öldürüldü. Hem Hamas hem de İran bu saldırıdan İsrail’i sorumlu tuttu. İsrail ise Lübnan Hizbullahı’nın çağrı cihazlarını patlattığı zamanki gibi saldırıyı doğrudan üstlenmedi. Bildiğimiz ikinci şey de grubun yeni siyasi büro şefi Yahya Sinvar’ın hâlâ hayatta olduğu. Aylardır ne bir ses ne de görüntü kaydı ortaya çıktı. Amerikan istihbaratı elektronik cihazları kullanmayı uzun süre önce bırakan Sinvar’ın bu savaştan sağ çıkamayacağına inanıyor.
Hamas’ın savaştan önceki gücü gerçekten 25 bin ila 30 bin arasında olabilir. Ancak savaşın yarattığı yıkım, İsrail’in Gazze’yi açlıkla ve hastalıklarla sınaması örgüte daha çok katılım olmasına neden olmuş olabilir. Savaş tecrübesine sahip eski Savunma Bakanı Beni Gantz gibi siyasetçiler tam da bundan korkuyor. Gantz gibi siyasetçilerde savaştan sonra Gazze’de İsrail askeri varlığının sürmesinin insanları direniş örgütlerine katılmaya iteceği düşüncesi hakim.
Silahlar ne durumda?
Hamas’ın sahip olduğu silahların türü ve stokları konusundaki bilgiler çok sınırlı. Savaştan birkaç yıl önce İsrail istihbaratı Hamas ve diğer Filistinli direniş gruplarının Gazze’de yaklaşık 30 bin roket ve havan mermisi depoladığını gösteriyordu. Roketlerin menzilleri ve ne teknoloji düzeyleri de büyük farklılık gösteriyor. Bu silahların bazılarının Gazze’ye tüneller aracılığıyla, bazılarının da gıda yardım sevkiyatı kamuflajıyla tahmin ediliyor. Bir kısmı da İsrail’in patlamamış mühimmatından yola çıkarak yeraltında yapılan silahlar olduğu biliniyor.
Hamas savaşçılarından biri temmuz ayında New York Times’a savaşa hazırlık olarak Hamas’ın patlayıcı ve tanksavar füze üretimini artırdığını söylemişti.
İsrail hükümetine göre Hamas ve diğer silahlı gruplar geçen yıldan bu yana İsrail’e yaklaşık 13 bin 200 roket fırlattı. Bunların dörtte biri 7 Ekim’de kullanılmıştı. İsrail ordusuna göre İsrailli askerler Gazze’de buldukları mühimmat depolarını ve silah laboratuvarlarını imha etti.
İsrail’in kabusu tüneller
Hamas yıllarını İsrail saldırılarına dayanabilecek yeraltı tünelleri yaparak harcadı. İsrail savaş başlarında bu tünel ağının uzunluğunu 400 kilometre olarak tahmin ediyordu. Şimdiyse bu ağın sanıldığından iki kat uzun olduğuna kanaat getirdiler. Bu tüneller olmasa Hamas’ın İsrail karşısında şansı çok daha düşüktü.
İsrail Hamas tünellerini sistematik bir şekilde haritalandırıyor ve yok ediyor. Ancak bunun uzun yıllar sürebilecek tehlikeli bir süreç olduğunu not düşmek gerekiyor. Hamas savaşçıları geçen yıl kaçırdığı 250 kadar rehinenin en azından bir kısmını yeraltı sığınaklarında sakladı, saklıyor. Bu da İsrail’in tünel ağını yok etme çabalarını zorlaştırıyor. Gerçi ne kadar zorlaştırdığı da muamma. Geçen yıl aralık ayında ölen üç İsrailli rehinenin İsrail’in hava saldırıları nedeniyle tünellerde havasızlıktan öldüğü ortaya çıkmıştı.
Bu tünel ağı geçmişte Hamas liderlerini İsrail saldırılarından korudu. İsrailli istihbarat yetkilileri Deyf’in sağlık sorunları nedeniyle dışarı çıkmadan önce yıllarını yeraltında geçirdiğini söylüyor mesela.
Ayrıca bu tüneller grup içinde iletişimi sağlamanın en önemli yollarından. Tünellerde İsrail’in izlemesini zorlaştıran sabit telefon şebekeleri var. Grubun liderleri cep telefonu ve çağrı cihazlarını uzun zaman önce hayatlarından çıkardı. Bunun yerine mesajları tünellerde elden ele ilettikleri kuryeleri var.