Yeni Delhi'deki G20 Liderler Zirvesi'nde hem genişleme kararı alındı hem de liderler uzun zaman sonra ilk kez bir ortak bildiriye imza atmaya razı geldi. Bu, Hindistan'ın dönem başkanlığı için bir 'dönüm noktası' olarak yorumlandı. Zirvede üç kıtayı birbirine bağlayacak kritik koridora imza atıldı.

Yeni Delhi’de dün gerçekleşen ‘Tek Yeryüzü, Tek Aile, Tek Gelecek’ temalı G20 zirvesinin kazananı Hindistan ve ABD oldu.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Yeni Delhi’de dünyanın en zengin ülkelerinin bir araya geldiği liderler zirvesinin açılış konuşmasını yaparken, Afrika Birliği’nin G20’ye daimi üye olarak katılacağını duyurdu. Modi açılış konuşmasında Afrika Birliği Başkanı Azali Assoumani’yi, diğer liderlerin alkışları eşliğinde grubun daimi üyesi olarak yerini almaya davet etti.

Rusya’nın Ukrayna işgali sebebiyle devam eden bölünmeler derinleşmeye devam ederken, Yeni Delhi’de küresel liderleri bir araya getiren Modi, “Bugün G20 başkanı olarak Hindistan, küresel güven sorununu çözmek için dünyayı bir araya gelmeye çağırıyor” dedi. Bu çağrının ne kadar karşılık bulduğu ise muamma. Zira zirveye hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping katılmadı.

Bununla birlikte Modi’nin Çin ve Rusya’nın yokluğunu kullanarak, kendisini Küresel Güney’in lideri olarak gösterdiğini dile getiren bazı analistler var. “Şimdi hep birlikte hareket etme zamanı” diyen Modi, “Kuzey ve Güney arasındaki uçurum, Doğu ve Batı arasındaki mesafe, gıda ve yakıt yönetimi, terörizm, siber güvenlik, sağlık, enerji veya su güvenliği, gelecek nesiller için bunlara sağlam bir çözüm bulmalıyız” diye ekledi.

Afrika kıtasındaki 55 ülkeden oluşan kıtasal bir yapı olan Afrika Birliği, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu da dahil olmak üzere büyük küresel örgütlerle uzun zamandır G20 toplantısına konuk olarak davet ediliyordu. Ancak atılan bu yeni adım, Avrupa Birliği gibi Afrika’yı daimi üye yaparak G20’yi G21’e dönüştürecek ve Afrika bloğuna dünyanın en güçlü küresel birliklerden birinde ön saflarda yer alma fırsatı sunacak.

Modi, G20 başkanlığını üstlendiğinden bu yana gelişmekte olan ülkeleri tanımlayan Küresel Güney’in zengin ülkelerle işbirliği yapmasını artırmaya çalışıyor. Bu çerçevede görevi devraldığından beri birçok kez Afrika Birliği’nin G20’ye katılması gerektiğini dile getirdi.

Zirve öncesinde Hindistan’ın en büyük haber ajanslarından Press Trust of India’ya demeç veren Modi, “Dünyayı bir aile olarak gördüğümüzü inanarak söylüyoruz” demişti. Ancak Hindistan, son dönemlerde kendi içinde bile tam bir aile olmayı başaramadı. Yaz başında Manipur’da patlak veren etnik şiddet olaylarında onlarca kişi yaralanırken, dünya bu olanları ancak iki kadının toplu tecavüze uğradığı görüntülerin internete düşmesinin ardından öğrendi.

Hindistan’da Başbakan Modi’yi güven oylamasına götüren etnik çatışma: Manipur’da neler oluyor?Ortak bildiri imzalandı

Toplantının belki de en zorlu kısmı ortak bir bildiri çıkarabilmekti. Zira Fransa Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin kınanmadığı bir bildiriyi imzalamamakta kararlı olduğunu söylerken, Rusya da öyle bir belgeyi imzalamayacağını söylemişti. Dolayısıyla diplomatlar zirve öncesinde liderlerin ortak açıklamasını hazırlarken Rusya’nın Ukrayna işgaline ilişkin uygun bir dil bulmakta zorlandı. Ayrıca Hindistan’ın dönem başkanlığında şimdiye kadar hiçbir toplantıda anlaşmaya varılamamıştı.

Bununla birlikte liderler ortak bir bildiriye imza atmayı başararak, ‘tüm devletlerin toprak elde etmek için güç kullanma tehdidinden ve kullanımından kaçınması gerektiği’ konusunda anlaştı. Maddenin devamında ise, Rusya’nın da gönlünü yapmak istercesine ‘duruma ilişkin farklı görüş ve değerlendirmelerin olduğu’ vurgulandı.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan bildiriyi, ‘Hindistan’ın dönem başkanlığı için önemli bir dönüm noktası’ ve ‘G20’nin acil konuları ele almak üzere bir araya gelebileceğine dair güven oyu’ olarak nitelendirdi. Sullivan, “G20 bildirisi Ukrayna’daki savaşla ilgili önemli ifadeler içeriyor. Bizim bakış açımıza göre devletlerin toprak elde etmek için güç kullanamayacağı ilkesini savunarak çok iyi bir iş çıkardı” dedi.

Hindistan, Ortadoğu ve Avrupa’yı birbirine bağlayacak deniz koridoru IMEC

Beyaz Saray yetkilileri, toplantı başlarken Şi ve Putin’in zirvede bulunmamasının Biden’ın işine geldiğini ve zirveye daha olumlu bir hava kattığını söyledi. Biden, Şi’nin yokluğu konusunda yaptığı açıklamada, “Burada olsa güzel olurdu ama yok, zirve de gayet iyi gidiyor” yorumunda bulundu. Biden bu toplantıda ABD’yi Çin’in ekonomik büyümesine karşı güvenilir bir denge unsuru olarak göstermeyi amaçlıyordu.

ABD Başkanı; Avrupa, Orta Doğu ve Asya’daki müttefikleriyle Beijing’in küresel ticareti genişletme çabalarına büyük bir meydan okuma olarak yorumlanan bir şekilde üç bölgeyi birbirine bağlayacak transit koridor inşa etmek yönündeki yeni planlarını açıkladı.

ABD’nin bu konudaki planı Hindistan’ı Orta Doğu ve Avrupa’ya bağlayacak IMEC adında yeni bir deniz koridoru oluşturmak. Böylelikle Çin’in her yıl altyapı projelerine milyarlarca dolar akıttığı Kuşak ve Yol projesine doğrudan meydan okunabilecek. Biden; Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa, Almanya ve İtalya söz konusu projeyle ilgili mutabakat zaptı imzaladı.

Mutabakat metnindeki, “60 gün içerisinde katılımcılar, ilgili zaman çizelgeleriyle birlikte bir eylem planı geliştirmeyi taahhüt eder. Uygulamaya ve hızlı hareket edilmesine büyük önem verilecektir” ifadeleri, koridorun bir an önce oluşturulmasının amaçlandığını gösteriyor.

Koridor tamamlandığında mal ve hizmetlerin Hindistan, BAE, Suudi Arabistan, Ürdün, İsrail ve Avrupa’ya transit geçişi mümkün olacak.

Çin Araştırmaları yapan Dr. Hüseyin Korkmaz, sosyal medya hesabından konuya ilişkin yaptığı analizde Türkiye’nin IMEC’e dahil edilmemesinin, Türkiye’nin dahil olduğu bir koridora olasılıkla İran’ın da dahil olacağından (Hindistan-İran-Türkiye-Avrupa ya da Hindistan-Basra-Irak-Türkiye) kaynaklanmış olabileceğini yazdı.

Ayrıca Beyaz Saray’ın deyimiyle gelişmekte olan ülkeler için yüz milyarlarca dolarlık hibe ve kredinin kilidini açabilecek Dünya Bankası reformları ve yatırımlarını açıklayacağı düşünülüyordu. Bu da Çin ve Rusya’nın BRICS şemsiyesi altında Küresel Güney’i toplama çabasına alternatif oluşturacak bir hareket olarak görülüyor.

Erdoğan ve Scholz, G20 zirvesindeki görüşmeden. Fotoğraf: AA

Erdoğan’ın görüşme trafiği

G20 zirvesine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da katıldı. BAE Devlet Başkanı Al Nahyan, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Almanya Başbakanı Scholz ile görüşen Erdoğan, Türkiye’nin de bir parçası olduğu Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Avustralya’dan oluşan MIKTA ülkelerinin liderleriyle bir araya geldi.

Erdoğan’ın düşerek gözünü yaralayan ve göz bandı takmak zorunda kalan Scholz ile yaptığı görüşme, Alman Başbakan’ın durumu sebebiyle en dikkat çeken görüşmelerinden biri oldu. İki liderin görüşmede Türkiye-AB diyalog mekanizmasının yeniden işletilmesini konuştuğu bildirildi.