Almanya’da koalisyon hükümeti FDP’nin hazırladığı yeni ekonomi planı üzerinden patlak veren krizle sarsıldı. Bu krizin sonunda Başbakan Olaf Scholz, hükümetin en tartışmalı ismi olan Maliye Bakanı ve FDP lideri Christian Lindner’i görevden aldı. Lindner’in ekonomik reform talepleri özellikle sosyal kesintiler ve yeni vergi politikalarına odaklanıyordu. Bu plan koalisyonun diğer ortakları, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller tarafından eleştiriyle karşılandı ve ülke içinde de büyük yankı uyandırdı.
‘Kurtuluş reçetesi’ sonrası patlak veren kriz
Christian Lindner’in sunduğu 18 sayfalık ekonomi planı başta sosyal yardımlar ve emeklilik maaşlarında yapılacak kesintilerle yüksek gelirli kesimlere vergi artışını içeriyordu. Lindner Almanya’nın ekonomik durgunluktan çıkması için cesur reformlara ihtiyaç duyduğunu savunarak bu planı bir ‘kurtuluş reçetesi’ olarak tanıttı. Ancak SPD ve Yeşiller Lindner’in önerilerini sert bir dille eleştirerek ekonomik krizle mücadelenin yolunun halkın üstünde yük oluşturacak kesintilerden geçmediğini savundular. Scholz da Lindner’i dar görüşlülükla suçlayarak ekonomik politika konusunda koalisyon ortakları arasında derin bir çatlak oluştuğunu belirtti.
Bu gelişmeler üzerine koalisyonun diğer üyeleri FDP’nin önerilerini bloke ederek kendi ekonomik çözüm yollarını ortaya koydu. Bu karşılıklı engellemeler koalisyonun işleyişini durma noktasına getirdi ve hükümetin temel kararları alamaz hale gelmesine yol açtı. Scholz hükümetin verimli çalışması önünde engel teşkil eden bu durumu daha fazla sürdüremeyeceğini belirterek Lindner’i görevden aldı.
FDP hükümetten çekildi
Lindner’in görevden alınmasının ardından FDP’nin üç önemli bakanı – Eğitim Bakanı Bettina-Stark Watzinger, Ulaştırma Bakanı Volker Missing ve Adalet Bakanı Marco Buschmann – hükümetten çekildiklerini duyurdu. FDP’nin hükümetten ayrılması SPD ve Yeşiller’in meclisteki çoğunluğunu kaybetmesine yol açarak Almanya’yı siyasi bir çıkmaza soktu. Scholz “Ülkemizin bu tür siyasi hesaplara kurban edilmesine izin veremem” diyerek Lindner’in tavrını eleştirdi ve hükümette kalan partilerle Almanya’nın çıkarları doğrultusunda çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
Başbakan’dan güvenoyu ve erken seçim çağrısı
FDP’nin ayrılmasıyla oluşan siyasi boşluk Scholz’u kritik bir karara itti. Almanya Başbakanı ocak ayı ortasında güvenoyu isteyeceğini ve mart ayı sonunda erken seçime gidilmesi için hazırlık yapılacağını açıkladı. Scholz hükümetin hızla hayata geçirilmesi gereken bazı yasalar üstünde çalışacağını ve Noel’e kadar meclisin daha sıkı bir çalışma temposuna gireceğini belirtti.
Scholz’dan Lindner’e: Küçük hesaplar peşinde
Başbakan Scholz Maliye Bakanı Lindner’i “küçük hesaplar peşinde koşmak” ve ülke çıkarlarına aykırı adımlar atmakla suçladı. Lindner’in reform çağrılarının ekonominin geleceği açısından riskli olduğunu ifade eden Scholz halkın ihtiyaçlarını gözeten bir hükümet modeli üzerinde durduğunu vurguladı. Özellikle sosyal yardımlara yapılacak kesintilerin ülkenin en kırılgan kesimlerine zarar vereceğini belirtti. Scholz “Ülkenin daha etkin bir yönetim anlayışına ihtiyacı var” diyerek Lindner’in önerilerini dar görüşlü ve ayrıştırıcı olarak nitelendirdi.
Almanya siyasi istikrarsızlıkla karşı karşıya
Bu gelişmeler Almanya’da erken seçimlerin kapısını aralarken siyasi analistler ülkenin ekonomik ve politik istikrarını koruma mücadelesinin zorlu geçeceğini belirtiyor. Scholz’un güvenoyu isteğinin olumlu sonuçlanmaması halinde Almanya meclis desteği sağlanmamış bir azınlık hükümeti ihtimaliyle yüz yüze kalacak.
Berlin Mart 2025’te yapılacak muhtemel erken seçimler için hızla hazırlık sürecine girerken Scholz’un bu süreci nasıl yöneteceği merakla bekleniyor.