İngiltere geçen hafta yasalaşan ve ülkedeki sığınmacıları Doğu Afrika ülkesi Ruanda’ya göndermeyi öngören tartışmalı planı hayata geçirmeye başladı. Planın ilk adımı olarak sığınma başvurusu kabul edilmeyen bir göçmen Ruanda’ya gönderildi. Afrika kökenli olduğu belirtilen sığınmacı Ruanda’ya gitmeyi gönüllü olarak kabul etti, kendisine üç bin sterlin ödeme yapıldı.
Uzun süren tartışmaların ve birçok kesimin tepkilerinin ardından Kral Charles’ın onayıyla yasalaşan ve ‘Ruanda’nın Güvenliği Yasası’ olarak yürürlüğe giren plan sığınmacıların Ruanda’ya yapacağı uçuşların da masraflarını karşılamayı içeriyor. Adı açıklanmayan bu ilk Ruanda yolcusunun yolculuk masrafının da karşılandığı belirtiliyor.
Ruanda ile yapılan anlaşmanın şartları uyarınca syeni ülkesindeki yeniden yerleşim sürecinde sığınmacıya yardımcı da olunacak.
İngiliz basınına göre Afrika kökenli sığınmacı İngiltere’ye sığınma talebinde bulunmuş, başvurusu geçen yılın sonunda reddedilmişti. O da yeni yasa gereği Ruanda’ya gitme teklifini kabul etti ve pazartesi günü İngiltere’den ayrıldı.
Yasaya göre sığınmacılar Ruanda’nın başkenti Kigali’ye vardıklarında Birleşik Krallık vergi mükelleflerinin ödediği yaklaşık üç bin sterlin tutarındaparayı yardım olarak talep edebiliyor.
Plana muhalefetten tepkiler var. İşçi Partisi’nin gölge İçişleri Bakanı Yvette Cooper yaklaşan yerel seçimlere atıfta bulunarak “Muhafazakarlar seçimler öncesi o kadar çaresizler ki göçmen politikasında şimdi de birilerine para ödüyorlar” dedi ve şöyle devam etti:
“İngiliz vergi mükellefleri sadece bir gönüllünün uçağa binmesi için 3.000 Sterlin ödemekle kalmıyor, aynı zamanda Ruanda’ya önümüzdeki beş yıl boyunca ücretsiz yemek ve konaklama sağlaması için de ödeme yapıyor. Bu fahiş seçim öncesi hilesinin kişi başına ortalama 2 milyon sterline mal olması muhtemel.
Muhafazakar Partili eski İçişleri Bakanları, hükümetin planının seçimler öncesinde göstermelik uçuşlar yapmaktan ibaret olduğu konusunda uyarıda bulunmuşlardı. Artık ne demek istediklerini biliyoruz.”
Eski Bağımsızlık Partisi (UKIP) lideri Nigel Farage’dan da yasaya eleştiri geldi. “Hükümetin Ruanda anlaşmasıyla ilgili bu yeni açıklamasına aldanmayın” diyen Farage söyle konuştu:
“Manş Denizi’ni bile geçmemiş olan bu Afrikalı adamın sığınma talebi reddedildi ve gönüllü olarak 3 bin sterlin ve ücretsiz konaklamayı kabul etti. Bu durum ülkeye akın akın gelen göçmen teknelerini durdurmayacak.”
Hükümetin insanları zorla Ruanda’ya gönderme girişimleri iki yıldan uzun bir süre önce duyurulmuştu, ancak şimdiye kadar gönüllü gidişi kabul eden bu göçmen dışında hiç kimse gönderilmemişti.
Yasa neleri öngörüyor?
Avukatlar Guardian’a yaptıkları açıklamada bireysel sığınmacılar adına yasal itirazlar hazırlayacaklarını söylemişlerdi. Gönderilmek istenenler sınır dışı edilme girişimine vaka bazında itiraz edebilecek ve bu da onların uçuş listesinden çıkarılmasını sağlayabilecek.
Yasa gözaltında tutulan bir kişinin “Ruanda’ya gönderilmesi halinde gerçek, yakın ve öngörülebilir bir geri dönüşü olmayan ciddi zarar riski” ile karşı karşıya kalması halinde de itiraza izin veriyor.
Göçmenlerin sınır dışı edilme mektubu aldıktan sonraki sekiz gün içinde itirazda bulunması gerekiyor. Ardından İçişleri Bakanlığı’nın cevabı için bu kişilere birkaç gün süre tanınacak. İtiraz reddedilirse sığınma talebinde bulunan kişiye bir üst mahkemeye nihai itirazda bulunması için yedi gün süre verilecek ve mahkeme de 23 gün içinde talebi karara bağlayacak.
Ulusal Denetim Ofisi Ruanda ile varılan anlaşmanın sınır dışı edilecek ilk 300 kişinin her biri için 1.8 milyon sterline mal olacağını doğruladı.
İçişleri Bakanlığı’nda iki yıldır bu programı denetleyen en kıdemli memur olan Matthew Rycroft daha önce milletvekillerine bu programın caydırıcı bir etkisi olduğunu gösterecek kanıtlara sahip olmadığını söylemişti.
Rycroft Kigali’ye gönderildiklerine dair bildirim almaktan kaçınmak isteyen binlerce sığınmacının sınır dışı işlemleri başladıktan sonra ortadan kaybolma riski bulunduğu konusunda özel olarak uyarıda bulunmuştu.
Ruanda Planı mülteci sürgünü mü?
Mülteci krizine yönelik çözüm arayışında olan ülkelerden biri İngiltere. 2022 yılında ülkeye yasadışı giriş yapan mültecilerin 10 bin kilometre uzaklıktaki Orta Afrika ülkesi Ruanda’ya gönderileceğini açıklamıştı. “Mülteci sürgünü” planı da İngiltere ve dünyada eleştiri konusu olmuştu. Dönemin İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel “Süreci durdurmak ve gönderilme işlemlerini geciktirmek için girişimlerde bulunulacağını bilmekle beraber, bu girişimler beni caydıramayacak. İngiliz kamuoyunun beklentilerini yerine getirme yükümlülüğümün bilincindeyim” demişti.
İngiltere Doğu Afrika ülkesi Ruanda’nın hükümetiyle tartışmalı bir anlaşmaya imza atmış, Ruanda 151 milyon dolar karşılığında İngiltere’den gönderilecek sığınmacıları kabul etmeye razı olmuştu. Sığınma başvuruları değerlendirilen göçmenleri göndermek için Afrika ülkesi Ruanda ile anlaşan İngiltere, bunun Ukraynalılar için geçerli olmayacağını ifade etmişti. Dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson yaptığı açıklamada “mültecileri göndermek için anlaştıkları Afrika ülkesi Ruanda’ya Ukraynalıların gitmeyeceğini” belirtmişti.
İlk Manş Denizi yoluyla İngiltere’ye ulaşanların sayısı 2020’de 8 bin 500 olarak kaydedilirken bu sayı 2022’de 28 bini bulmuştu.
Ülkede muhalefet insan hakları örgütleri ile Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun tepki gösterdiği plan, Yargıtay ve Yüksek Mahkeme tarafından da yasaya uygun bulunmuştu. Sözkonusu kararın ardından Haziran 2022’de Ruanda’ya 7 kişiyi taşıyan ilk uçuş ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla durdurulmuştu. Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı, Yüksek Mahkemede yeni bir dava açmış, mahkeme 19 Aralık 2022’de Ruanda uçuşunun yasal olduğuna karar vermişti. Mahkeme temyiz yolunu da açık tutmuş, bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Suella Braverman, geçen martta yaptığı açıklamada, yazın uçakların Ruanda için havalanacağını öne sürmüştü. Kararı Temyiz Mahkemesine götüren insan hakları savunucularının başvurusu sonucu, mahkeme 29 Haziran’da hükümetin ülkeye yasa dışı yollarla giren düzensiz göçmenleri Ruanda’ya gönderme planının yasalara uygun olmadığına karar vermişti.
İngiltere’nin ülkeye yasadışı yollardan giren mültecileri Ruanda’ya gönderme planı için düğmeye basması ardından gönderilecekleri yönünde resmi bildirim alan bazı sığınmacılar 2022 yılında açlık grevine başlamıştı.