7 Ekim’de Gazze’de başlayan savaşın ardından İsrail Suriye’ye hava saldırılarını da artırdı. Bu Suriye’de konuşlanan İran Devrim Muhafızları ordusunun da teyakkuza geçmesine neden oldu. Konu hakkında bilgi sahibi beş kaynak Reuters’a konuştu. Kaynakların bildirdiğine göre İran güvenlik riskinden ötürü bölgedeki üst düzey subay sayısını azalttı.
Muhafızlar on yıl önce Suriye İç Savaşı’nda Devlet Başkanı Beşar Esad’a yardıma gelmelerinden bu yana Suriye’deki en yıpratıcı günleri yaşıyor. Aralık ayından beri devam eden İsrail saldırılarında aralarında muhafızların üst düzey bir istihbarat generalinin de olduğu yarım düzineden fazla asker öldü.
Reuters’a konuşan üç kaynağa göre Tahran’daki sertlik yanlıları misilleme talep ederken İran’ın üst düzey subaylarını çekme kararı kısmen Ortadoğu’da fokurdayan bir çatışmanın doğrudan içine çekilmek istememesinden kaynaklanıyor. Kaynaklar İran’ın Tahran’ın etki alanının önemli parçası olan Suriye’den çıkmaya niyeti olmadığını söylerken bu yeni tavır Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının tetiklediği savaşın sonuçlarının bölgede yarattığı gerilimi gözler önüne seriyor.
Exclusive: Iran’s Guards pull officers from Syria after Israeli strikes https://t.co/Qd7jcWofOB pic.twitter.com/kMJRrws6pk
— Reuters (@Reuters) February 1, 2024
Hamas’ın destekçisi olan İran Lübnan, Yemen, Irak ve Suriye’den saldırılar düzenleyen ve “Direniş Ekseni” olarak adlandırılan, İsrail ve ABD çıkarlarına düşman grupları desteklese de çatışmanın dışında kalmaya çalışıyor. Tahran’dan bilgi alan üst düzey bir bölgesel güvenlik yetkilisi üst düzey İranlı komutanların onlarca orta rütbeli subayla Suriye’den ayrıldığını söyledi ve bunu “bölgedeki varlığın daraltılması” olarak tanımladı. Fakat ismini vermeyen kaynak tam olarak kaç İranlının bölgeden ayrıldığını söylemedi.
İran 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı sırasında Suriye’ye binlerce savaşçı gönderdi. Bunlar arasında resmi olarak danışman rolünde görev yapan Devrim muhafızları üyeleri de yer alırken bu savaşçıların büyük çoğunluğu bölgenin dört bir yanından gelen Şii milislerden oluşuyor.
‘İranlılar Suriye’yi terk etmeyecek’
Kaynaklardan üçü Muhafızların Suriye’deki operasyonları müttefik Hizbullah’ın yardımıyla uzaktan yöneteceğini söyledi. Lübnanlı gruptan henüz bir açıklama gelmedi. İran’a yakın bir bölge yetkilisi olan bir başka kaynak ise Suriye’de bulunanların ofislerini terk ettiklerini ve gözden uzakta olduklarını söyledi: “İranlılar Suriye’yi terk etmeyecek ama varlıklarını ve hareketlerini büyük ölçüde azaltacaklar.”
Kaynaklar değişikliklerin şu ana kadar operasyonlar üzerinde bir etkisi olmadığını söyledi. İranlı kaynaklardan biri küçülmenin “Tahran’ın Gazze’deki savaşa çekilmekten kaçınmasına yardımcı olacağını” ifade etti.
Gazze Savaşı’nın 7 Ekim’de patlak vermesinden bu yana İsrail, İran’ın Suriye’deki varlığını geriletmek amacıyla yıllardır sürdürdüğü hava saldırılarına hız verdi ve hem Devrim Muhafızları hem de 8 Ekim’den bu yana Lübnan-İsrail sınırında İsrail’le çatışan Hizbullah’ı vurdu.
Suriye’deki saldırıları hakkında nadiren açıklama yapan Tel Aviv son saldırıların sorumluluğunu üstlenmedi. Reuters’ın sorularını yanıtlayan İsrail ordusu yabancı basında çıkan haberler hakkında ise yorumda bulunmadı.
20 Ocak’taki saldırılardan birinde Muhafızların yurtdışı operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü’nün istihbaratını yürüten bir general dahil beş Devrim Muhafızı öldürüldü. Saldırıda Şam’da bir bina yerle bir oldu. Şam yakınlarına 25 Aralık’ta düzenlenen bir başka saldırıda ise Suriye ile İran arasındaki koordinasyondan sorumlu üst düzey bir general olan Razi Musevi öldürüldü. Musevi’nin cenaze namazını İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney kıldırmıştı.
Saldırılarda istihbarat açığı olabilir
Öte yandan kaynaklardan üçü Muhafızların son ölümcül saldırılarda Suriye güvenlik güçleri içinden bilgi sızıntılarının rol oynadığına dair endişelerini Suriyeli yetkililere ilettiklerini söyledi. İran’ın Suriye’deki operasyonları hakkında bilgi sahibi olan bir başka kaynak ise İsrail’in kesin saldırılarının Muhafızları “istihbarat ihlali” endişesiyle operasyon bölgelerini ve subayların konutlarını değiştirmeye sevk ettiğini belirtti.
İran güçleri Esad’ın daveti üzerine Suriye’ye gelerek 2011 yılında başlayan çatışmalarda ülkenin büyük bölümünü ele geçiren isyancıları geri püskürtmesine yardımcı oldu. Esad ve müttefiklerinin Suriye’nin büyük bölümünü geri kazanmasından yıllar sonra İran destekli gruplar hâlâ geniş alanlarda faaliyet gösteriyor. Bu grupların varlığı Irak, Suriye ve Lübnan üzerinden Akdeniz’e uzanan bir İran nüfuz alanını sağlamlaştırdı ve Tahran’ın İsrail dahil bölgesel rakiplerini dengelemeye yardımcı oldu.
Kaynaklardan üçü Muhafızların bir kez daha Afganistan ve Pakistan’dan Şii savaşçıları Suriye’de konuşlandırmak üzere devşirdiğini ve bu durumun Şii milislerin çatışmanın gidişatını değiştirmede rol oynadığı savaşın önceki aşamalarını hatırlattığını söyledi. İran’a yakın bir bölge yetkilisi Muhafızların Suriyeli Şii milislerden daha fazla yararlandığını ifade etti.
Eurasia Group’un siyasi analistlerinden Gregory Brew İranlı komutanların saldırılardan korunamamasının “İran’ın pozisyonunu açıkça zayıflattığını” ancak Tahran’ın Suriye’deki rolünü korumak için Suriye’ye olan bağlılığını sona erdirme ihtimalinin düşük olduğunu söyledi.
Rusya da 2015 yılında Suriye’ye hava kuvvetlerini konuşlandırarak Esad’ı desteklemişti ve İran’ın buradaki rolünün zayıflaması Rusya’nın işine yarayabilir. Brew “Moskova ve Tahran birlikte daha yakın çalışıyorlar ama Suriye’de açıkça rekabet ederlerse ilişkileri gerilebilir” dedi.
Bu arada Rusya bu ay Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İranlı mevkidaşı İbrahim Reisi’nin iki ülke arasındaki siyasi, ticari ve askeri bağların güçlendiği bir ortamda yakında yeni bir anlaşma imzalamasını beklediğini söyledi.