İran’da geçen eylül ayında başörtüsünü ‘uygunsuz’ taktığı gerekçesiyle ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltına alındığı süreçte şiddet görerek hastaneye kaldırılan ve burada hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini için başlatılan protestolar sürüyor. Kadınlar kılık kıyafet özgürlüğünü kazanmak için alışveriş merkezleri, restoranlarda, mağazalarda, kısacası kamuya açık alanlarda başlarını açarak iktidara kafa tutuyor.
İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı’na (HRANA) göre eylül ayından beri 20 bine yakın kişi gözaltına alınırken, 500 kişi de hayatını kaybetti. Çevik kuvvetin başı Tuğgeneral Hasan Karami bu verilerin ‘propaganda’ olduğunu söyleyerek, iddiaları reddediyor. Ancak hayatını kaybetmeyen protestoculardan bazıları adeta eylemlerin ‘nişanı’ olan kalıcı yaralarla hayatlarına devam etmeye çalışıyor.
Bunlardan biri de kasım ayında polis tarafından ülkenin güneyindeki Bandar Abbas’ta sağ gözünden vurulan 21 yaşındaki Gazel Ranjkeş. Sosyal medyada hastanede yattığı ve gözünden kan geldiği videoyu sosyal medyada paylaşan Gazel, diğer İranlı gençlere de ilham oldu. 21 yaşındaki genç kızla benzer yaralara sahip gençler de sosyal medyadan yaralarını paylaşarak, yalnız olmadıklarını birbirlerine gösterdi. Gazel bu akımı, “Gözlerin sesi, bütün çığlıklardan daha güçlü” diyerek yorumladı.
İran’da toplamda kaç kişinin yaralandığını tahmin etmek zor. Bazı protestocular hastanede tutuklanacaklarından korktukları için tıbbi yardım almaya çekiniyor. Bununla birlikte New York Times, eylül ve kasım ayları arasında benzer yaralarla 500 kişinin hastanede tedavi edildiğini bildiriyor.
Ruhani lider Hamaney’den ‘haram’ mesajı
Protestoların başından beri sert tepkiler göstermediği için muhafazakar kesimin eleştirilerine hedef olan iktidar, son günlerde yaptığı açıklamalarla başörtüsü zorunluluğunun devam edeceği mesajını veriyor. Saçları açık olduğu için 1 Nisan’da yoğurtlu saldırıya uğrayan ancak ‘kıyafet kurallarına uymadıkları’ gerekçesiyle tutuklanan iki kadının olayından sonra Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, başörtüsünün ‘yasal bir zorunluluk’ olduğunu belirtmişti. Reisi, bu zorunluluktan dolayı kadınların inanmasalar bile başörtüsü takmaları gerektiğini vurgulamıştı.
Şimdi de İran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney, protestoları hedef alarak, başörtüsü takmayanların ‘düşman ve casus teşkilatların kışkırtmalarına kandıklarını’ söyledi. Hamaney, protestocuların başörtüsüne karşı mücadelenin arkasında hangi örgütlerin ve ülkelerin olduğunu bilse eylemlerine devam etmeyeceklerini iddia etti.
Daha öncesinde de ABD ve İsrail’i protestoların arkasındaki güç olmakla suçlayan Hamaney, bunu kadın haklarını ‘bahane’ olarak kullanan Batılı hükümetler tarafından kışkırtılan bir ‘komplo’ olarak nitelendirdi. Reisi’nin sözlerini yineleyen Hamaney, başörtüsünün ‘dini ve yasal bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, bunu ihlal etmenin ‘haram’ olduğunu da sözlerine ekledi.
44 yıldır süren başörtüsü zorunluluğu
İran’da 1979 devriminden sonra yürürlüğe giren yasalara göre, kadınlar saçlarını örtmek ve vücut hatlarını gizlemek için uzun, bol kıyafetler giymek zorunda bırakılıyor. Kuralı ihlal edenler, kamuoyu önünde azarlanma, para cezası ve hatta tutuklanma riskiyle karşı karşıya kalıyor.
İran İçişleri Bakanlığı, eylül ayından beri devam eden protestolara rağmen başörtüsü düzenlemesinden ‘geri adım atılmayacağını’ ve kuralları ihlal edenlere hoşgörü gösterilmeyeceğini söylüyor. Bakanlık, peçeyi ‘İran ulusunun medeniyeti oluşturan temel yapı taşlarından biri’ olarak nitelendiriyor.
Bakanlık yaptığı açıklamalarda vatandaşlardan, başı açık kadınlarla yüzleşmelerini istiyor ki bu tür çağrılar, ceza alma korkusu olmayan bazı şahısları kadınlara saldırma konusunda cesaretlendirici bir etki yaratıyor.