İsrail Gazze Şeridi’ne 7 Ekim’den bu yana sürdürdüğü saldırılarını 1.5 milyona yakın Filistinlinin sığındığı Refah kentine yayıyor. Uluslararası tepkilere rağmen İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) 7 Mayıs’ta girdiği kenti şimdiye kadar yaklaşık 600 bin Filistinli terk etmek zorunda kaldı.
IDF, Hamas’a karşı Doğu Refah’ın belirli bölgelerinde ve Refah geçişinin Gazze tarafında ‘hassas operasyonlar’ dediği saldırılara başladığı tarihten bu yana bir dizi mahallenin boşaltılması emrini verdi. İsrail şehre asker sokması gerektiğini, çünkü Hamas’ın son taburlarının burada olduğunu savunuyor. Ancak Birleşmiş Milletler (BM) ve Batılı güçler topyekun saldırının kitlesel sivil kayıplara ve insani bir felakete yol açabileceğini belirtip buna karşı çıkıyor.
Şeridin Mısır’a açılan kapısına bombardıman sürerken İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant kente daha fazla asker konuşlandırılacağını söyledi. Dün bölgeyi ziyarete giden ve komutanlardan bilgi alan Gallant’ın ofisinden bugün şu açıklama yapıldı: “Bu operasyon bölgeye girecek ilave kuvvetlerle devam edecek. Bölgedeki birkaç tüneli imha ettik ve yakında daha fazla tünel imha edilecek.”
IDF bir gecede komando tugayını Refah’a konuşlandırarak bu ayın başından beri orada bulunan birlikleri takviyelerle güçlendirirken Gallant “Bu operasyon yoğunlaşacak. Hamas şu anda kendini yenileyebilecek bir örgüt değil. Hiçbir rezervi yok, silah üretme kabiliyeti yok, erzağı yok, mühimmatı yok, yaralanan teröristleri düzgün bir şekilde tedavi etme kabiliyeti yok ve bu da onu yıprattığımız anlamına geliyor” dedi.
Gallant bunları söylerken ordu birlikleri İsrail hükümetinin Refah’ta şimdiye kadar aşamalı olarak gerçekleştirdiği saldırıyı genişletmeyi onaylamasını bekliyor.
Guterres: Refah’a saldırı yeni felaket dalgası getirir
İsrail’in saldırıları aralıksız sürerken Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenen 33. Arap Birliği Zirvesi’nin açılış oturumunda konuşan Guterres, IDF’in Gazze’ye yönelik saldırılarının bölgede yayılma riskine işaret ederek “Gazze’deki savaş tüm bölgede enfeksiyona sebep olabilecek açık bir yaradır” dedi.
İnsani sebeplerden ötürü Gazze Şeridi’nde bir an önce ateşkes sağlanması, tüm esirlerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması ile Gazze Şeridi’nin tüm bölgelerine engelsiz bir şekilde insani yardımların ulaştırılması gerektiğini söyledi: “Refah’a yönelik hiçbir saldırı kabul edilemez, bölgede yeni bir acı ve felaket dalgasına yol açar.”
İsrail saldırıları altındaki Gazze Şeridi’nde sivil can kayıplarının artmaya devam ettiğini belirten Genel Sekreter 7 Ekim’den sonra başlayan savaşın siviller, yardım çalışanları, gazeteciler ve BM personeli için göreve geldiğinden bu yana şahit olduğu ‘en ölümcül çatışma’ olduğunu tekrarladı.
Ayrıca Hamas’ın 7 Ekim saldırılarının meşrulaştırılamayacağını savunan Guterres Filistin halkının maruz kaldığı toplu cezalandırmanın da haklı gerekçesi olmadığını vurguladı.
Prens Bin Selman: İsrail’in barbarca saldırıları durdurması gerekiyor
Aynı zirvede söz alan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ülkesinin İsrail saldırısı altındaki Filistin halkına destek için yardım kampanyası başlattığını ve 700 milyon riyalden fazla (yaklaşık 186 milyon dolar) yardım toplandığını söyledi. Bin Selman Gazze’ye havadan ve denizden yardım gönderdiklerini belirtti.
İsrail’in Filistin halkına vahşice saldırıları karşısında Arap ülkeleri olarak ortak bir duruş sergilemeleri gerektiğini vurgulayan Bin Selman “Uluslararası toplumun da İsrail’in Filistinli kardeşlerimize yönelik barbarca saldırılarını durdurması ve Gazze’de ateşkes çabalarını desteklemesi gerekiyor” dedi.
Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) üyeliğine ilişkin BM Genel Kurulu’nda 10 Mayıs’ta yapılan oylamayı memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Bin Selman bölgede güven ve istikrardan yana olduklarını ve bölgesel sorunların siyasi yollarla çözülmesi çağrısında bulunduklarını ifade etti.
Suudi Prens ayrıca Yemen ve Sudan’daki krizlerin son bulması için de çabalarını sürdürdüklerini belirtti. Kızıldeniz’deki gerilimin uluslararası ticarete etkilerine dikkati çeken Bin Selman, deniz ticaretini etkileyen her türlü eylemin son bulmasını istediklerini söyledi.