İsrail ordusu 30 Temmuz’da yaptığı açıklamada Lübnan’ın başkenti Beyrut’a düzenlediği hava saldırısında Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür’ü öldürdüğünü bildirmişti. İran Devrim Muhafızları Ordusu ise 31 Temmuz’da sabaha karşı yaptığı açıklamada Hamas Siyasi Büro Başkanı Haniye’nin Tahran’da kaldığı konuta saldırı düzenlendiğini duyurmuştu. İran ve Hamas suikasttan İsrail’i sorumlu tutarken İsrailli yetkililer bu konuda açıklama yapmaktan kaçındı.
İsrail devlet televizyonu KAN’ın dün yayınladığı haberde İsrail’in İran, Lübnan ve hatta Yemen’den gelebilecek eş zamanlı bir saldırı olasılığını değerlendirdiği ve tüm bölgede “yüksek alarm seviyesinde” olduğu ifade edildi. Tel Aviv ve Washington arasındaki görüşme trafiğinin hızlandığı, İran’dan gelecek bir saldırı durumunda ABD’nin Orta Doğu’daki üsleriyle İsrail’i erken uyarabileceği belirtildi. Olası “balistik füze, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarıyla” yapılacak çok yönlü bir saldırı durumunda İsrail’in hava savunma sistemlerini devreye sokmaya hazırlandığı bildirildi.
İsrail Sağlık Bakanlığı Hizbullah’ın kıdemli komutanlarından Fuad Şükür ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’ye yönelik suikastların ardından olası saldırılara karşı alarm seviyesini artırdı. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada Sağlık Bakanı Uriel Menachem Buso’nun hastane müdürleri ve sağlık sistemi yöneticileriyle durum değerlendirmesi yaptığı belirtildi.
Bu görüşmelerde ilgili tarafların siber güvenlik, sağlık iş gücü, acil durum stokları ve alarm seviyesinin yükseltilmesi gibi konularda Bakan Buso’ya planlarını sunduğu ifade edildi. İsrail Sağlık Bakanı Buso tam hazırlıklı olunması, iş gücü ve tıbbi malzeme stoklarının hazır edilmesi talimatı verdi. Sağlık Bakanlığı, sağlık kurumları, hastane yöneticileri ve kurtarma birimleriyle her türlü senaryo için uygun ve yüksek kalitede tıbbi müdahale sağlamak amacıyla temas halinde olduğunu belirtti.
Açıklamada Sağlık Bakanı Uriel Menachem Buso’nun “Sağlık sistemi 7 Ekim’den bu yana acil durum rutinine göre çalışıyor, güvenlik uyarısı durumunda anında değişime hazırdır” sözlerine yer verildi.
Netanyahu: Bize zarar verene zarar veririz
Başbakanlık Basın Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre Başbakan Binyamin Netanyahu İç Cephe Komutanlığı’nda düzenlenen durum değerlendirmesi toplantısına katıldı. Netanyahu toplantıda yaptığı açıklamada İsrail’in “hem savunma hem de saldırı anlamında her türlü senaryoya karşı yüksek düzeyde hazırlıklı durumda” olduğunu söyledi.
İsrail’e karşı hangi alanda olursa olsun yapılacak bir saldırıya “ağır bedel ödeteceklerini” ileri süren Netanyahu, “Kim bize zarar verirse biz de ona zarar veririz” dedi.
7 Ekim sonrası Gazze: Neler yaşandı?
Gazze’de savaş Hamas öncülüğündeki Filistinli örgütlerin 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği ve çoğu sivil binden fazla kişinin ölümü, 5 bin 132 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının ardından patlak verdi. Militanlar ayrıca yaklaşık 250 rehine ele geçirdi; İsrail’in tahminlerine göre bunlardan 110’u Gazze’de kaldı, 36’sı öldü.
Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 39 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te dört günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 300 Hizbullah mensubu ve 50’den fazla Lübnanlı sivil, 40’ı aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.
Soykırım davası ve savaş suçları
Dünya Mahkemesi olarak da bilinen Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Filistin topraklarındaki yerleşim politikalarının ve doğal kaynakları sömürmesinin uluslararası hukuku ihlal ettiğini ilan etti.
Güney Afrika, Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan BM’ye bağlı mahkemede İsrail’e karşı bir soykırım davası yürütüyor. Mahkeme, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırım olarak tanımayı reddetti ancak İsrail’e Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinde askeri eylemlerini durdurması ve Filistinlilere daha fazla zarar verebilecek eylemlerden kaçınması çağrısında bulundu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han da Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın yanı sıra üç Hamas lideri hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla tutuklama emri çıkarılmasını talep etti.