İsrail kanadında sular durulmuyor. Mescid-i Aksa baskını sebebiyle son 5 gündür hem Filistin hem de Lübnan ile gerilen İsrail, bu sefer de Suriye'yi vurdu. 450 bin İsrailli ise ülkedeki güvenlik açığına rağmen sokaklara dökülerek, demokrasi çağrılarına devam etti.

İsrail’de hafta boyunca yaşanan sınırötesi çatışmalarda tansiyon hiç düşmedi. Mescid-i Aksa’da bulunan Filistinlilere coplarla saldırılmasının ardından tepki olarak Lübnan’ın güneyinden İsrail’e 30’dan fazla roket atılmış, İsrail ise saldırıdan Hamas’ı sorumlu tutarak Lübnan ve Gazze’de söz konusu örgütle bağlantılı olduğu düşünülen bölgelere karşı saldırılar düzenlenmişti.

Bölgedeki durum böyleyken gerginliğe Suriye de dahil oldu. İsrail ordusundan yapılan açıklamada Suriye’den işgal altındaki Golan Tepeleri’ne gece boyunca altı roket atıldığı belirtildi. Roketlerden sadece üçünün İsrail kontrolündeki bölgeye geçtiğini belirten İsrail, ikisinin açık araziye düştüğünü, birinin ise hava savunma sistemleri tarafından engellendiğini söyledi.

Suriye’den gerçekleştirilen roket saldırıları için Lübnan medyası, İran destekli İslami Cihad hareketinin silahlı kanadı El Kudüs Tugayı’nın sorumlu olduğunu iddia etse de İsrail Savunma Kuvvetleri’nden yapılan açıklamada, Suriye’den yapılan her bir saldırıdan Suriye yönetiminin sorumlu tutulacağı vurgulandı.

İsrail, Lübnan ve Filistin arasında Mescid-i Aksa gerginliği: Havada gece boyunca hareketlilik yaşandı

Bunun akabinde İsrail’den Suriye ordusuna ait bir yerleşkeye, askeri radar sistemine ve topçu mevzilerine yönelik hava saldırıları yapıldığı açıklandı. Suriye Savunma Bakanlığı, hava savunma sistemlerinin İsrail’in fırlattığı füzelerden bazılarını durduğunu bildirdi. Saldırılarda herhangi bir can kaybının meydana gelmediği, sadece maddi hasar oluştuğu aktarıldı.

İsrail’in eski Başbakanı Yair Lapid ise son günlerde yaşanan gerginliklerde hükümetin sorumsuzluğunun payı olduğunu söyleyerek, Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’i kast ederek ülkenin güvenliğini ‘en aşırılık yanlısı kişiye emanet etmenin sonucunun bu’ olduğu değerlendirmesinde bulundu. Ben-Gvir için ‘TikTok palyaçosu’ ifadesini de kullanan Lapid, bakanın tek isteğinin ‘Orta Doğu’yu ateşe vermek’ olduğunu söyledi.

İsrail söz verdi: Saldırılmadıkça saldırmayacağız

İçeride protestolar devam ediyor

İsrail dış sorunlarıyla terlerken, içteki sorunlar bekleme moduna geçmedi elbette. Başbakan Benyamin Netanyahu liderliğindeki aşırı sağcı koalisyon hükümetinin yüksek mahkemenin yetkilerini kısıtlayacak yargı reformuna karşı ayaklanan halk, yeniden meydanlara döküldü. Başta Tel Aviv olmak üzere Batı Kudüs, Hayfa, Birüssebi, Nes Ziona, Rehovot gibi kentlerde düzenlenen gösterilere on binlerce İsrailli destek verdi.

Gösterilerde sadece yargı reformu değil, son zamanlarda İsrail’e yönelik çoğalarak artan saldırılar kınandı. Bu güvenlik krizinden Netanyahu ve hükümetini sorumlu tutan protestocular, İsrail ordusunu desteklemeye devam edeceklerini belirtmekle birlikte, ‘diktatörlüğe karşı’ protestolarına son vermeyeceklerinin altını çizdi. Her zamanki gibi başkentteki Hükümet Kompleksi’ne akın eden protestocular, ellerinde İsrail bayraklarıyla ‘demokrasi’ sloganları attı.

İsrail’in karabasanları: Netanyahu ve Anayasanın yokluğu