Gazze’nin en Güney noktalarından birinde, Mısır’a açılan Refah kapısının yakınlarında üç sıradan İsrail askeri rutin bir devriye görevindeydi. Yakınlarındaki yıkılmış bir binadan üstlerine ateş açıldı, çatışma başladı.
İsrail askerleri üzerlerine ateş açan üç kişiyi öldürüp binada arama yapmaya gittiklerinde ölen kişilerden birinin sık sık fotoğrafını görüp tanıdıkları bir Hamas liderine fena halde benzediğini fark ettiler: Yahya Sinvar’a.
Yahya Sinvar, İsrail’in çok uzun yıllardır yakından tanıdığı bir Hamas lideri. Zaten ömrünün oldukça uzun bir bölümünü İsrail hapishanelerinde geçirmiş, burada beynindeki bir ur yüzünden ameliyat geçirip hayatı kurtulmuş bir isim.
O Sinvar, özellikle 7 Ekim 2023’teki sürpriz Hamas saldırılarından beri İsrail için en büyük düşman. Çünkü Sinvar’ın bu saldırıların planlamasını yapan ve Hamas’ın o sırada Katar’da olan siyasi liderliğinden onay almadan saldırıları başlatan kişi olduğuna inanılıyor.
O yüzden de 7 Ekim 2023’ten beri İsrail’in yürüttüğü ve ‘Hamas’ı bitireceğiz’ dediği son derece vahşi savaşın aslında en belli başlı, en elle tutulur hedefi Sinvar. İsrail ordusu, deyim yerindeyse Yahya Sinvar’ı bulabilmek için bir yılı aşkın süredir Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı, 40 binden fazla Filistinliyi hiçbir ayrım gözetmeksizin öldürdü. Öldürülenlerin çoğu kadın ve çocuktu. Sadece bu da değil; Gazze’de daracık bir toprak parçasına sıkışmış Filistinliler bu bir yılda defalarca göç etmek zorunda kaldılar. Bir yıldır Gazze’de su yok, elektrik yok, temel gıda maddeleri yok, ilaç yok, doktor yok. İsrail hastaneleri bile Hamas militanlarını ve Yahya Sinvar dahil liderlerini bulmak için bombaladı.
Süreç içinde İsrail’in Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’yi öldürmesiyle Hamas liderliğine yükselen Yahya Sinvar’ın nerede bulunduğuna dair onlarca teori vardı. Bunların başlıcası, Sinvar’ın yeraltındaki tünellerde ve 7 Ekimde rehin alan İsrailliler’i canlı kalkan olarak tuttuğu gizli bir yerde olduğuydu. Oysa üç İsrailli asker onu şans eseri yerin üstünde yakaladı. Yanındaki iki militan büyük olasılıkla onun korumalarıydı ve İsrail devriyesini gördüklerinde yakalandıklarını düşünüp paniğe kapıldı ve ateş açtı.
İsrail, öldürülen kişinin Yahya Sinvar olduğunu DNA kontrolu ve diş izleriyle doğruladığını duyurdu. Hamas ise henüz bir açıklama yapmış değil.
Son anlarında da direnmiş
Hamas henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı. 60’lı yaşlarındaki Sinvar’ın daha önce de öldürüldüğü düşünülmüş, ama sonra bu varsayım doğru çıkmamıştı. Ordu Sinvar’ın öldüğünü teyit ettiğini açıkladıktan kısa süre sonra Hamas liderinin son anlarının dron görüntülerini de paylaştı. Bu görüntülerde Sinvar olduğu iddia edilen kişi koltukta oturuyor, elindeki sopayı da fark ettiği drona atıyor.
WATCH: Drone footage of Sinwar’s final moments pic.twitter.com/MMkV23LEvj
— i24NEWS English (@i24NEWS_EN) October 17, 2024
Ordu sözcüsü Daniel Hagari, “Sinvar uzun süredir kuvvetlerimizin kuşatması altındaki bir bölgede saklanıyordu. Orada olduğunu bilmesek de operasyonumuzu kararlılıkla sürdürdük” diye konuştu. Hagariye göre ordu bölgedeki evler arasında koşan üç Hamas savaşçısını tespit ettikten sonra böyle bir operasyon düzenlemeye karar verdiklerini söyledi.
Buna göre Sinvar binalardan birine tek başına girmişti. Ordu bölgeyi taramak için dronlarını kullanmıştı. İşte o dron görüntülerden biri de buydu. Hagari askerlerin önce binaya ateş açtığını, sonra da arama yapmak için içeri girdiğini söylüyor. Sinvar’ı bir yelek, bir tabanca ve 40 bin şekel ile bulmuşlar. Hagari’ye göre Sinvar saldırıya uğramadan önce kuzeye kaçmaya çalışıyordu.
Netanyahu’nun hanesine bir zafer daha
Haniye öldüğünde Hamas ateşkes konusunda geri adım atmamış, kısa süre sonra yeni liderlerinin Sinvar olduğunu açıklamıştı. Ama şimdi üst düzey Hamas yetkililerinin büyük kısmı ölmüş durumda. 7 Ekim saldırılarının mimarlarından Muhammed Deyf’in de öldüğü iddia ediliyor ancak Hamas bu ölümü de doğrulamadı.
Yine de Sinvar’ın ölümü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun hanesine bir zafer daha eklendi. Bu savaş sırasında hem Hamas hem de Lübnan Hizbullahı’nın yönetici kadrosu büyük darbe aldı. Hizbullah, Hasan Nasrallah’ın ölümünden sonra yeni liderini güvenlik endişeleriyle açıklamaya yanaşmadı bile.
Yahya Sinvar’ın öldürülmüş olması, her ne kadar İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ‘Aynı kararlılıkla rehineleri kurtarana kadar savaşacağız’ demiş olsa da, Gazze savaşının bitmesinin, bir ateşkesin önünü açabilir. Çünkü İsrail savaştaki hedeflerinden başlıcasına Sinvar’ı öldürerek ulaşmış, Gazze’deki Hamas liderliğini neredeyse tamamen, Hamas’ın askeri kanadını ise büyük ölçüde yok etmiş durumda.
Nitekim, tam da bu sebeple İsrail üzerinde uluslararası baskı da başladı. Bunu da ABD Başkanı Joe Biden yaptı. Biden, Sinvar’ın öldürülmesiyle ilgili “Bu savaşın sona erme ve esirleri evine getirme zamanı geldi” dedi ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın İsrail’e gideceğini açıkladı. Biden’ın yardımcısı ve başkan adayı Kamala Harris ise “Gazze’de savaşın sona ermesinin zamanının geldiği” yorumunu yaptı. Pentagon sözcüsü Patrick Ryder ise ABD ordusunun Sinvar’ın ölümüyle herhangi bir bağlantısı olmadığını söyledi. Bunun tamamen İsrail’in operasyonu olduğunu vurgulayan Ryder, “ABD güçleri olaya doğrudan dahil olmadı” dedi.
Ordu yıl başında Sinvar’ı yakalamaya çok yaklaşmıştı
Aslında İsrail ordusu 31 Ocak’ta Sinvar’ın Gazze Şeridi’nin güneyindeki büyükçe bir tünelde olduğuna dair istihbarat alınca oraya baskın düzenlemişti. Sinvar gerçekten de o tünelde vakit geçirmişti ama yalnızca birkaç gün önce geriye bir milyon dolar İsrail şekeli bırakarak sığınaktan ayrılmıştı. O tünelden ayrıldıktan sonra nereye gideceğine dair hiç ipucu bırakmamıştı geriye. 7 Ekim’den beri bir hayalet gibi olan Sinvar, kimselerin gözüne görünmedi, destekçilerine nadiren mesaj iletti, bu mesajları da insan kuryelerle yolladı.
Sinvar kaldığı tünel keşfedilene kadar cep telefonu kullanmaya devam ediyor, zaman zaman Doha’daki Hamas yetkilileriyle konuşuyordu. Hem Amerika hem de İsrail’in istihbarat teşkilatları bu görüşmelerin bazılarının izini sürebildi ama yerini tam olarak tespit edemedi. Daha sonra da elektronik iletişimi tamamen kesen Sinvar, telefona göre daha basit düzeneğe sahip olan ve izlemesi zor çağrı cihazlarından bile kullanmadı.
Kasımda serbest bırakılan İsrailli rehinelerden biri Sinvar’ın 7 Ekim saldırısından kısa süre sonra kendileriyle konuştuğunu anlatmıştı. Rehineye göre İbranice konuşan Sinvar onlara bulundukları yerin güvenli olduğunu ve kendilerine hiçbir zarar gelmeyeceğini söylemişti.