İsrailli yetkililerden oluşan bir heyet, ilk kez aleni bir şekilde Suudi Arabistan'a gitti. Bu, normalleşme yoluna girmeye hazırlanan iki ülkenin giderek artan ilişkilerinin yeni bir göstergesi oldu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Amir Weissbrod başkanlığındaki İsrailli bir heyet, UNESCO’nun dünya mirası toplantısında gözlemci olmak üzere Suudi Arabistan’a gitti. UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin 45’inci oturumu pazar gününde 25 Eylül’e kadar Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da devam edecek.

Dolayısıyla bunun normalleşme adımlarını görüşmek için gerçekleşen bir ziyaret olduğu tam olarak söylenemez. Yine de bu, İsrail ve Suudi Arabistan arasında ABD arabuluculuğunda gerçekleşen normalleşme çabalarının, diplomatik ilişkileri olmayan iki ülke arasında yeni bağların oluşmaya başladığının da son işareti.

İslam’ın en kutsal mabetlerine ev sahipliği yapan Suudi Arabistan’da İsrailli yetkililerin aleni bir şekilde kamuoyu önünde boy göstermesi sık rastlanan bir olay değil. Ancak şimdiye kadar her iki taraf da kısmen İran’a karşı ortak korkuları nedeniyle gizli temaslarda bulunmuştu. Gerçi Suudi Arabistan artık İran ile normalleşme yolunda uzun bir yol katetmeyi başardı.

Suudi Arabistan, 2020 yılında buna Birleşik Arap Emirlikleri’nin de dahil olduğu İsrail ile ilişkilerini normalleştiren bir grup Arap ülkesine katılmayı reddetmişti. Suudi yetkililer normalleşme yolunda hem ABD’den hem de İsrail’den büyük tavizler talep edeceğinin sinyalini vermişti.

ABD ve Suudi yetkililer tarafından tartışılan karmaşık ve bir o kadar da hassas anlaşmaya göre İsrail ve Suudi Arabistan’ın normalleşmesi için ABD’nin Riyad’a güvenlik garantileri ve sivil nükleer program için destek vermesi gerekecek.

Buna karşılık ABD’nin Suudi Arabistan’dan isteği ise Arap dünyasının liderlerinden biri olarak diğer Müslüman ülkeleri de aynı şeyi yapmaya ikna edebileceğini düşündüğü bir şekilde İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi.

Bununla birlikte Suudi yetkililerin normalleşme anlaşmasına son noktayı koymak için İsrail’in Filistin’e taviz vermesini talep etmesi de ihtimaller dahilinde değerlendiriliyor. Üç üst düzey Filistinli yetkili geçen hafta bu durumu görüşmek için Riyad’ı ziyaret etmişti.

Financial Times’a konuşan bir Filistinli yetkili, Filistinlilerin şu anda gözlemci statüsünde bulundukları BM’ye tam üyelik için ABD’den destek istediklerini anlattı. Filistinli yetkililer buna ek olarak İsrail yerleşimlerinin genişlemesinin durdurulmasını ve işgal altındaki Batı Şeria’nın daha büyük bir kısmının idari kontrolünün kendilerine verilmesini istiyor.

İsrail, Suudi Arabistan ve ABD arasındaki görüşmeler haziran ayından bu yana ivme kazansa da zorluklar tamamen çözülmüş sayılmaz. Bu zorluklar arasında İsrail’in aşırı sağcı hükümetinin Filistinlilere tavizler verip vermeyeceği ve ABD’nin Suudi Arabistan’ın nükleer santral için uranyum talebini kabul edip etmeyeceği konusundaki şüpheler bulunuyor.

Diplomasi gerçekten sanatmış: G20 liderlerini deklarasyonu imzalamaya iten ortak dil nasıl elde edildi?