Savaş deneyimi olan eski Savunma Bakanı Benny Gantz savaş sonrası Gazze’de nasıl bir yol çizileceği konusunda ortaya bir plan konması için verdiği sürenin dolması üzerine bir hafta önce savaş kabinesinden ayrıldı. Times of Israel’in Başbakanlık Ofisi’ne dayandırdığı haberine göre Başbakan Binyamin Netanyahu 7 ekimde başlayan savaş için bir ‘milli birlik-beraberlik oluşturmak amacıyla’ kurulan ve altı kişiden oluşan savaş kabinesini feshetti. Netanyahu’nun bundan böyle savaşı savaş kabinesinde de yer alan Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in de aralarında olduğu daha küçük bir grupla yönetmeye devam etmesi bekleniyor.
Savaş başladıktan hemen sonra Netanyahu, Gantz ve muhalefet lideri Yair Lapid’in de aralarında olduğu bir grup siyasetçiye savaş kabinesine katılmaları teklifi götürmüştü. Lapid teklifi reddetmiş, Gantz kabul etmişti. Bazı uzmanlar Gantz’ın hamlesini hem önümüzdeki seçimlere daha popüler bir şekilde girmek hem de savaşın gidişatı konusunda daha radikal kararlar verme eğilimindeki Netanyahu ve Gallant’ı frenlemek olarak yorumluyordu. Gerçekten de mevcut anketler Gantz’ın Netanyahu’dan daha güvenilir bir lider olarak görüldüğünü, erken seçimde kazananın Gantz olabileceğini gösteriyor.
Aşırı sağcı bakanlar kabineye dahil olmak istedi
Ancak savaş kabinesinde rehinelerin kurtarılması konusunda yeterli adımlar atılması, savaş sonrası Gazze’de izlenecek yöntem gibi konularda somut gelişme olmadı. Ayrıca bu zamana kadar çıkan haberler Netanyahu ve savaş kabinesi arasında güven eksikliği olduğunu gözler önüne seriyordu. Uzmanlar işlevsiz hale gelen savaş kabinesinde biraz daha kalırsa Gantz’ın popülerliğini kaybedeceğini düşünüyordu. Böylece hem Gantz hem de ortağı ve eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot kabineden ayrılma kararı aldı.
Koalisyonun aşırı sağcı-dindar ortakları olan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir savaş kabinesine dahil olmak istiyordu. Ancak her iki isim de bugüne kadar gerek ateşkes görüşmelerinin önüne taş koymaları, gerek savaşı daha da harlandıracak şekilde yerleşimcilerin Gazze’ye girmesini istemeleriyle Batı’da hoşlanılmayan tipler. Dolayısıyla bu iki bakanın savaş kabinesine dahil edilmesi ABD dahil Batı ile gerginlik baş göstermesi demekti. Dolayısıyla Netanyahu’nun Ben-Gvir’i savaş kabinesine dahil etmekten kaçınmak için savaş kabinesini feshetmesi bekleniyordu. Biraz önce de belirttiğimiz gibi Netanyahu, Gallant ve diğer yetkililerle daha küçük bir grup oluşturarak savaştaki gelişmeleri istişare edecek ve yeni oluşumda Ben-Gvir’e yer verilmesi beklenmiyor.
Netanyahu’nun savaş kabinesini dağıtması konusunda ne düşündüğü sorulduğunda Lapid, “Asıl dağılması gereken şey hükümet” cevabını verdi.
Gantz tam olarak ne istiyordu da Netanyahu ile görüş ayrılığına düştü?
Savaş kabinesinin savaş sonrası için altı stratejik hedef belirlemesi gerektiğini söyleyen ve kararını vermesi için Netanyahu2ya 8 Haziran’a kadar süre veren Gantz o stratejik hedefleri şöyle sıralamıştı:
📌Rehineleri evlerine getirmek
📌Hamas yönetimini devirmek, Gazze’yi askerden arındırmak ve güvenlik kontrol sağlamak.
📌Amerikan, Avrupalı, Arap ve Filistinli aktörlerin içinde bulunacağı sivil bir yönetim mekanizması oluşturmak. Gazze’nin Filistin Yönetimi tarafından yönetilmemesi gerektiğini savunan Gantz diğer Filistinlilerin Arap devletleri ve ABD’nin yardımlarıyla bunu yapabileceğini söyledi.
📌Hizbullah saldırıları nedeniyle tahliye edilen kuzeyli İsraillilerin 1 Eylül’e kadar evlerine dönmesi, 7 Ekim saldırılarında hedef alınan Negev’in batısının ıslah edilmesi.
📌İran ve müttefiklerine karşı Batı ile ittifak oluşturmak için Suudi Arabistan ile normalleşme yolunda ilerlemek.
📌Tüm İsraillilerin askeri ya da sivil alanda devlete hizmet edeceği bir çerçeve benimsemek.
Peki bu maddeler ne anlama geliyor? Netanyahu rehinelerin evlerine dönmesini istemiyor mu? Gantz’ın Hamas’ı yok etme hedefini desteklemediğini mi düşünmeliyiz yoksa bu hedefe nasıl ulaşılabileceği konusunda fikir ayrılıklarına düştüklerini mi?
Netanyahu ve Gantz arasındaki fark özellikle savaş sonrası Gazze planında kendini gösteriyordu. Zira Gantz’ın planı Hamas ve Filistin Yönetimi’nin dahil olmayacağı, bağımsız Filistinlilerden oluşan ve Arap-Batılı liderlerin denetimi altında yeni bir yönetim oluşturulmasıydı. Netanyahu ve hükümetin geri kalanının isteği ise İsrail’in Gazze’de kalıp kontrolü sağlayacağı bir sistem kurmak. Gantz ve Gallant İsrail askerinin Gazze’de varlığının Hamas’ı yok etmenin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyor. Bu düşünceye göre İsrail askerinin bölgede kalması Filistin halkının düşmanlığını büyütmekten başka işe yaramayacağı gibi Hamas’a daha fazla destekçi kazandıracak.
Ayrıca Netanyahu Hamas ile imzalanacak bir ateşkes sonucunda rehinelerin bir kısmının evlerine dönebileceğinin farkında olsa da ateşkesin aynı zamanda savaşın durgunlaşması ve erken seçim için baskıların artması anlamına geleceğini de biliyor. Ayrıca ateşkesi kabul ederse aşırı sağcı bakanların hükümetten ayrılma tehdidiyle karşı karşıya. Koltuğu kaybetmemek için savaşı olabildiğince uzatmaya çalışıyor.
Bir diğer anlaşmazlık konusu ise Suudi Arabistan ile normalleşme meselesi. Aslında ABD’nin de desteklediği bir dış politika konusu Suudi Arabistan. Ancak Riyad’ın normalleşmenin ilk adımı olarak bağımsız bir Filistin devleti istemesi şimdiye kadarki en aşırı sağcı hükümeti kuran Netanyahu’yu zorluyor. Bu şimdiye kadarki politikalarından taviz vermek demek ve uzmanlar da en azından Netanyahu hükümeti dağılana kadar iki ülke arasında böyle bir normalleşme beklemiyor.
Ne var ki bu sıralama hükümet kanadında epey tepkiyle karşılanmıştı. Ben-Gvir, Gantz’ı “büyük gözlere sahip küçük bir lider” olarak nitelemişti. Gantz’ın kabineye girdiğinden beri esas amacının hükümeti dağıtmaya çalışmak olduğunu iddia eden Ben-Gvir “Başbakanın durumu ortadayken Washington’a yaptığı seyahatler bölücü tavrının küçük bir örneğiydi” demişti. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise “İsrail’in Gantz olsun ya da olmasın kahraman savaşçıları ve İsrail halkı sayesinde kazanacağını” söylemişti.