Avrupa Birliği’nin, Kosova ve Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için 10 yılı aşkın bir süredir yürüttüğü çabalar bir türlü karşılık bulamadı. Belgrad, Kosova’nın 2008 yılında Birleşmiş Milletler (BM) destekli plan çerçevesinde ilan ettiği bağımsızlığı tanımayı reddederken, bölgede zaman zaman tansiyon yükselmeye devam ediyor.
Bu sefer tansiyonu yükselten dün Kosova’nın kuzey sınırındaki Banjska köyünde bir polis memurunun öldürülmesi, bir tanesinin de yaralanması oldu. Bu olay, yılın başlarında seçim krizi nedeniyle patlak veren şiddet olaylarından bu yana ilk kez iki ülkenin tansiyonunu bu kadar yükseltti.
Kurti, olayı ‘terör saldırısı’ olarak tanımlarken, saldırıyı gerçekleştirdiği düşünülen 30 kişilik silahlı grubun köydeki manastırda abluka altına alındığı öğrenildi. Kosovalı yetkililerin açıklamasına göre, gece saatlerinde polisin yol kesme ihbarıyla gittiği köyde, kolluk kuvvetlerine farklı yönlerden ateş açıldı, el bombaları ve roketatarlar kullanıldı.
Bir polis yetkilisi, Fransız haber ajansı AFP’ye verdiği demeçte ateş açan silahlı kişilerin üniformalı olduğunu belirtti. Daha sonra yapılan bir açıklamada en az üç saldırganın öldürüldüğü, birinin tutuklandığı ve radyo ekipmanıyla silah taşıyan dört sivilin daha tutuklandığı bildirildi.
Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani saldırının ‘Sırp suç çeteleri tarafından organize edildiğini’ söylerken, Sırbistan tarafından konuyla ilgili bir açıklama gelmedi. Kosova tarafı, çatışmalar sebebiyle sınırını Sırbistan’a kapattığını duyurdu.
14 Eylül görüşmeleri fiyaskoydu
Kosova Başbakanı Albin Kurti, olaydan önce The Guardian’a verdiği bir demeçte, Sırbistan ile ilişkilerin kötü olmasının tetiklediği istikrarsızlığın bölgeyi ‘Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin jeopolitik oyunlarına açık hale getirdiğini’ söyledi.
Kurti, 14 Eylül’de Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile yaptığı başarısız görüşmeyi bir ‘fiyasko’ olarak nitelendirdi ve AB Temsilcisi Miroslav Lajcak’ın ‘tarafsızlığını kaybettiğini’ iddia etti. Kurti’ye göre Lajcak, Sırbistan’ın yazılı müzakere taleplerini toplantıdan önce Kosovalılara iletmediği gibi ancak görüşmeden sonra bu talep belgesini Kosovalılara iletti.
Belgenin altı aydan daha eski olduğunu söyleyen Kurti, “Bu yöntemle daha fazla ilerleme kaydedilemez. 14 Eylül’deki toplantı eski yöntemlerin sınırlarını apaçık gösterdi” dedi. Görüşmeler sırasında Vucic’in kendisine ‘hakaret ettiğini’ öne süren Kurti, arabulucuların bu tavrın önüne geçmek için hiçbir çaba sarf etmediğini söyledi.
Kurti kendisine edilen hakaretin ne olduğunu söylemese de Kosovalı diplomatlar daha önceki toplantılarda Vucic’in Sırpçada Arnavutlar için kullanılan etnik bir hakaret olan ‘shiptar’ kelimesini dile getirdiğini aktarmıştı.
1990’ların sonunda Sırbistan’ın o dönemki başkanı Slobodan Milosevic yönetimindeki Sırp güçlerinin bölgedeki etnik temizlik propagandasına eşlik eden söylemler olduğu için etnik hakaretlere özellikle hassas yaklaşılıyor. Zira o dönemde Kosova’nın çoğunluğu Arnavutlardan oluşan 10 binden fazla insanı öldürülmüştü.
AB’nin dış ilişkilerden sorumlu baş sözcüsü ise Kurti’nin anlattıklarının ‘gerçeği yansıtmadığını’ ve ‘yanlış olduğunu’ söyledi. 27 üye devletin iki ülke arasındaki diyalogu, AB’nin Dış Politika Şefi Josep Borrell’in görüşmelere liderlik etmesini ve Lajcak’a desteğini yinelediğini söyleyen sözcü, Kurti’yi gizlilik ihlali sebebiyle eleştirdi.
Belediye seçimleri çok ciddi bir sorun
İki liderin şubat ayında Brüksel’de yaptığı görüşmeler, Avrupalı arabulucular nezdinde ‘normalleşmeye giden yol’ konusunda anlaşmaya varıldığı yönünde bir izlenim yaratmıştı. Buna göre her iki ülke de birbirlerinin pasaportlarını, bayraklarını ve sembollerini tanıyacak, Sırbistan Kosova’nın herhangi bir uluslararası örgüte üyeliğine itiraz etmeyecek ve Kosova da Kosova’daki Sırp toplumu için uygun bir yönetim şekli sağlayacaktı.
Ne var ki sonraki ay anlaşma imzalanamamış, kısa bir süre sonra da Sırp kökenli Kosovalılar erken seçim sonuçlarına itiraz ederek ayaklanmıştı. Sırp kökenli Kosovalılar erken seçimlerde oy kullanmayı boykot edince, bölgede oy veren az sayıda insanla seçilen belediye başkanları Arnavut kökenli olmuş, bunun sonucunda da Sırp kökenli Kosovalılar sokağa dökülerek belediye binalarına yürümüştü.
Şu anda AB ve Sırbistan ilişkilerde ilerlemenin sağlanabilmesi için Kosova’nın ihtilaflı bölgedeki belediyeler konusunda harekete geçmesini istiyor. Kurti ise Sırbistan bir adım atmadan adım atmayı reddederek, Vucic’e güvenilemeyeceğini öne sürüyor.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın Kosova’daki eski misyon şefi yardımcısı Edward P. Joseph, Kurti’nin temkinli davranmakta haklı olduğunu savunuyor. Şu anda Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Çalışmalar Okulu’nda kıdemli araştırmacı olarak çalışan Joseph, “Kurti, ABD ve AB’den bu anlaşmanın Sırp tarafında da uygulanması konusunda birtakım garantiler istemekte haksız değil. Bu stratejik bir konu. Çok daha büyük ve düşman bir komşu tarafından kontrol edilen ayrılıkçı bir gruba özerklik verilmiş olacak sonuçta” dedi.