Bolşevik Devrimi’nin lideri Vladimir İlyiç Lenin’in Moskova’daki mozolesi tam 100 yıl önce halka açıldı. Kızıl Meydan’da Lenin’in naaşının yer aldığı mozole açılışından bu yana sayısız tören ve askeri geçit düzenlendi. Yıllar içinde Lenin’in mumyalanmış bedeni birkaç kez kaldırıldı ve tekrar yerleştirildi.
Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) lideri Josef Stalin’in naaşı da bir dönem buradaydı ancak sonra kaldırıldı. 1970’lerde birçok kez saldırıya uğrayan mezar bu dönemde kurşun geçirmez cam ile koruma altına alındı. 1990’larda Lenin’in naaşının gömülmesi talepleri arttı.
Tarihçilere göre Lenin’in naaşının mumyalanması fikri 1923 yazında gündeme geldi. O dönemde genç bilim insanı Vladimir Vorobyov SSCB’nin ilk istihbarat teşkilatı Çeka’nın ölen bir liderini mumyalamıştı. Moskova’daki naaşın ne kadar iyi korunduğunu gören komünistler bu fikre sıcak baktı.
Aynı yılın Kasım ayında Sovyetler Birliği Komünist Partisi üyeleri Stalin’in talebiyle toplanarak hasta yatağındaki Lenin öldükten sonra naaşının ne yapılacağını tartıştı. Stalin, Lenin’in bedeninin mumyalanarak korunması gerektiğini savundu.
BBC’den Andrey Kozenko’nun haberine göre bu fikre karşı çıkanlar arasında Lev Troçki ve Nikolay Buharin vardı. Troçki Marksizm’de beden kalıntılarının korunmasına yer olmadığını, Buharin böyle bir adımın Lenin’in anısına hakaret olacağını belirtti. Lenin’in eşi Nadejda Krupskaya da naaşının kutsal bir nesneye dönüştürülmemesi gerektiğini savundu.
Stalin ise işçi kolektiflerinden gelen mektupları işaret ederek Lenin’in sonsuza dek yaşatılmasını isteyen bir talep olduğunu belirtti. Ancak mektuplar gerçekten işçi tabanından mı yoksa Stalin’in yakın çevresinden mi geldi, o belirsizdi.
Mozolenin inşası
Lenin mozolesinin ilk hali cenaze için üç günden kısa sürede hazırlandı. Daha sonraki modelleri Mimar Aleksey Şusev tasarladı. Lenin 21 Ocak 1924’te öldüğünde veda töreni Mart ayının sonuna kadar sürdü. İlk mozoleyi milyonlarca insan ziyaret etti.
1924 yazında Lenin’in naaşını mumyalama ve halka sergileme çalışmaları hız kazandı. Şusev yeni bir bina tasarlarken bilim insanları Aleksey Vorobyov ve Boris Zbarski mumyalama işlemi üstünde çalıştı.
1 Ağustos 1924’te mozole halka açıldı. Ahşap yapı boyutu ve şekli ile bugünkü haline çok benziyordu. Granit mozole 1930 sonbaharında tamamlandı. Tapınağa benzeyen şekli, Stalin’in hayal ettiği gibi Sovyetler Birliği’nin büyüklüğünü simgeliyordu. İnsanlar naaşın yanından geçebilmek için uzun kuyruklar oluşturuyordu.
Lenin ve Stalin mozoleyi paylaştı
1953’te Stalin’in ölümünden sonra naaşının Lenin mozolesine konmasına karar verildi. Ancak bu karar tartışmalara neden oldu. Stalin’in derisinin, özellikle de yüzünün kötü durumda olması mumyalama sürecini zorlaştırmıştı. Eski yazıtın üzerine “LENİN STALİN” yazısı yerleştirildi ancak yağmur yağdığında alttaki “LENİN” yazısı yeniden görünüyordu.
1961’de Stalin’in naaşı mozoleden çıkarıldı ve Kremlin Duvarı yakınlarında gömüldü, çünkü Sovyet liderleri Stalin dönemindeki toplu baskılara dikkat çekmek istemişti.
Mozoleye yapılan saldırılar ve ideolojik savaş
SSCB’nin yıkılmasından sonra mozole hem yabancı devlet erkanları hem de Sovyet okul çocukları için önemli bir ziyaret noktası haline geldi.
Mayıs 1945’te 2. Dünya Savaşı’nda mağlup edilen Nazi Almanyası’nın bayrakları SSCB’nin zaferini kutlamak için mozole önüne atıldı. Dünyanın ilk kozmonotu Yuri Gagarin dönemin Sovyet lideri Nikita Kruşçev tarafından mozole önünde tebrik edildi.
1950’ler ve 1970’ler arasında Lenin’in naaşı defalarca taş, çekiç ve Molotof kokteyllerle saldırıya uğradı. Suçlular yakalanarak genellikle psikiyatrik tedaviye zorlandı. 1973’te bir patlayıcının birçok ziyaretçinin ölümüne neden olması sonrası, Lenin’in lahiti üzerine kurşun geçirmez cam yerleştirildi.
Lenin’in kalıntıları
SSCB’nin yıkılmasından sonra dönemin devlet başkanı Boris Yeltsin Kızıl Meydan’da mozole önünde değil, özel olarak yerleştirilen platformda konuşmayı tercih etti. 1990’ların başında Lenin’in naaşını koruyan laboratuvar özel bütçesini kaybetti.
Bugüne kadar mozole ve Lenin’in naaşı hakkında birçok belgesel yayınlandı. Bu belgesellerde Lenin’in mumyasının sadece yüzde 23’ünün orijinal haliyle korunduğu, geri kalanına yapay maddeler yerleştirildiği öne sürülüyor.
Lenin mozolesi her şeye rağmen Rusya’nın en popüler turistik merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.
Google Haritalar ve TripAdvisor gibi platformlarda mozolenin ortalama puanı beş üstünden dört.
Tarihi anıtla ilgili “Çocuğum Lenin’in yeşil suratından korktu” gibi yorumlar da var, “Sovyet dönemine dair hikayeler dinleyenler için gidilmeye değer bir yer olduğunu” belirtenler de.
Liderlerin mumyalanarak mozolelerde sergilenmesi Doğu ve Güneydoğu Asya’daki komünist toplumlarda görülen bir gelenek. Çin’de Mao Zedong, Vietnam’da Ho Chi Minh, Kuzey Kore’de ise Kim Il Sung ve halefi Kim Jong Il’in naaşları da mozolelerde sergileniyor.