İsveç, terör tehdidi seviyesini beş dereceli ölçekte ‘artmış tehdit’ anlamına gelen üçten ‘yüksek tehdit’ anlamına gelen dörde yükseltti. İsveç’in güvenlik servisi Säpo, ülkenin son aylarda terör eylemleri için ‘olası’ bir hedeften ‘öncelikli’ hedefe dönüştüğünü söyledi. Ülke 2016 yılından bu yana ilk kez tehdit seviyesini dörde yükseltti.
Stockholm’de açıklama yapan Säpo Genel Müdürü Charlotte von Essen, İsveç’in İslamcı aşırılık yanlıları için ‘giderek artan bir odak noktası’ haline geldiğini söyledi. Terör tehdidindeki değişikliğin stratejik ve uzun vadeli bir hamle olduğunu ve belirli bir olayla bağlantılı olmadığını belirten von Essen, bununla birlikte İsveç’in İslamofobik bir ülke olarak gösteren ‘dezenformasyon kampanyalarının’ da tehdidin artmasına sebep olduğunu sözlerine ekledi.
İsveç’in bu kararı, İngiltere’nin pazar günü İsveç’e gitmeyi planlayan vatandaşlarını terör saldırılarına karşı uyarmasının ardından geldi.
İzmir’deki konsolosluk saldırısı etkili olmuş
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da dün İsveç’in güvenlik kurumlarının planlanan terör saldırılarını önlediğini bildirdi. von Essen, Adalet Bakanı Gunnar Strömmer ve Polis Şefi Anders Thornberg ile görüşen Kristersson, ülkedeki Kuran yakma eylemlerinin artan terör tehdidinde etkili olduğunu belirtti.
Kristersson bu kararın alınmasında İzmir’deki İsveç konsolosluğuna yapılan saldırının da bir etken olduğunu belirtti. Ulusal güvenlik konseyini topladığını ve hükümetin durumla ilgili olarak parlamentoyu bilgilendireceğini açıklayan Kristersson, güvenlik güçlerinin tetikte olduğunu, sosyal medyayı takibe aldıklarını ve uluslararası müttefiklerle yakın işbirliği içinde çalıştıklarını söyledi.
Fikir özgürlüğü yasasına dokunamıyorlar ama…
Azınlık koalisyonunun oluşturulduğu aşırı sağ parti İsveç Demokratları’nın ülkenin imajının uluslararası arenada İslamofobik olarak yansımasına etkisi olup olmadığı sorulduğunda Kristersson, İsveç’te özgürlük yasalarının hâlâ geçerli olduğunu ancak bazı İsveçlilerin ‘kendilerini nasıl ifade ettiklerini yeniden gözden geçirmeleri’ gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Kristersson sözlerine, “Bir başkasını kasıtlı olarak rencide etmenin hiçbir mantığı yok. Zira bu davranışlar İsveç’i tehlikeye atma riski taşıyor. Benim halka çağrım sakin olmaları ve durumun ciddiyetinin farkına varmaları” dedi. İleride yapılması planlanan Kuran yakma eylemlerine de değinen Kristersson, hükümetin kamu düzeni yasalarını gözden geçirdiğini söyleyerek, “Yasal olan her şey uygun değildir” vurgusunda bulundu.
İsveç’in liberal ifade özgürlüğü yasalarınca yasal kabul edilen Kuran yakma protestoları, bu eylemleri nefret suçu olarak görenlerin eleştirilerinin ardından bu konuda bir sınırlama getirilip getirilmemesi gerektiği konusunda bir tartışma başlattı.
Hükümet ifade özgürlüğü yasalarını değiştirmeyi reddetse de ulusal güvenlik tehdidi oluşturması halinde polisin Kuran yakma eylemlerini durdurabilmesini sağlamak için kamu düzeni yasalarını değiştirmeyi düşünüyor.