Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş başından beri kiliselere de sıçradı. Rus Ortodoks Patrikliğine bağlı kiliselerin Ukrayna'daki faaliyetini durduracak yasa masada. UOC'nin yetkilisi günler önce Fener Rum Patriği'ne açık mektup yazmıştı: Karışmayın.

Ukrayna – Rusya Savaşı’nın şiddeti dinmiyor. Kursk’un Ukrayna tarafından işgalinin ardından bölgede ipler iyice gerildi. Kursk’ta yaşayan 100 bini aşkın Rus evlerini terk etmek zorunda kaldı. Rusya sınır güvenliğine dair daha sıkı önlemler almak zorunda kaldı. Belki de ilk kez Ruslar savaşın kapılarına bu kadar yakın olduğunu hissetti. Ukrayna ise kendi içinde dini bir tartışmanın içinde. Bu tartışmaya Fener Rum Patrikhanesi de dahil edildi üstelik.

Ukrayna parlamentosu ülkede Rus Ortodoks Kilisesi’ne bağlı olarak faaliyet yürüten kiliseleri yasaklayacak yeni yasa tasarısını kabul etti. Kiev yönetimi bu kiliseleri Ukrayna’dan istihbarat sızdırmak ve Rusya’nın doğudaki işgaline destek vermekle suçladı.

Hristiyanlığın Ortodoksluk kolu, hem Rusya hem de Ukrayna’da en yaygın mezhep. İstanbul’daki Ortodoks Patrik, aslında kendisi ‘Ekümenik’ yani ‘Evrensel’ olma iddiasında ama dünyadaki Ortodoksların tamamı üzerinde etkili değil. Daha önce Moskova’daki patrikhane çeşitli anlaşmazlıklarla İstanbul’dan kopmuş, kendini bağımsız ilan etmişti zaten. Benzer sorunlar başka ülkelerdeki ortodoks kiliseleriyle de yaşanıyor ama bu arada İstanbul’daki patrik de zaman zaman kendi etki alanını genişletmeye, eski dini otoritesini yeniden kurmaya çalışıyor.

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından Ukrayna’daki Ortodoks Kiliselerinden bazıları (Ukrayna Ortodoks Kilisesi / UOC) Moskova’ya bağlı faaliyet yürütürken bazıları Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı (Ortodoks Kilisesi Ukrayna / OCU) faaliyet göstermeye başladı.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgale girişmesi ise Ukrayna’daki ortodoks kilisesindeki Rus yanlısı-Ukrayna milliyetçisi ayrımını iyice kuvvetlendirdi. Moskova’ya bağlı kalan kiliseler zaman zaman polis baskınlarına uğradı, ‘Rusya için casusluk yapmak’la suçlandı.

Şimdi bu yeni yasayla Moskova’ya bağlı kilisenin tamamen yasaklanacak olması Ukrayna’da inanç ve ifade özgürlüğü tartışmalarını başlatabilir. Bazı papazların Rus işgalini desteklemesi de tartışmaların ateşini harlıyor. Kiev yönetimi daha önce birçok kilise arazisini OCU’ya bıraktı. Burada amaç UOC’nin etkisini artırmaktı.

Zelenski yasayı onaylarsa ne olacak?

Meclisten geçen yasa bugünlerde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin masasında. Eğer yasa başkan tarafından da onaylanırsa Rus Ortodoks Kilisesi’ne bağlı kilise faaliyetleri yasaklanmış olacak.

Yasa “dini bir örgütün Ukrayna ile savaş halindeki hükümetlerle bağlarını sürdürmesini” yasaklıyor. Rus Ortodoks Kilisesi de hedeflerden biri. Ukrayna Rus Ortodoks Kilisesi’ni işgali desteklediği ve “savaş suçlarında ve insanlık suçlarında suç ortağı” olduğu gerekçesiyle Ukrayna ile ilişiği kesmeye zorluyor. Ayrıca yerel kiliselerin Moskova Patrikhanesi ile bağlarını sürdürerek Ukrayna yasalarını ihlal edip etmediğini belirlemek için bir komite kurulması da gündemde. Ukrayna lideri Zelenski bir Yahudi olmasına rağmen Rus kilisesinin faaliyetlerini denetleyen ulusal güvenlik kontrollerinin arkasında duruyor. Ukrayna kamuoyunun beklentisi Zelenski’nin tasarıyı imzalaması yönünde.

UOC’nin Ukrayna’daki sözcüsü Metropolitan Kliment bir röportajında yasa tasarısının inanç özgürlüğünü ihlal ettiğini söyledi. Ukrayna’daki kiliselerin Rus Ortodoks Kilisesi ile hiçbir resmi bağının olmadığını ve dini bağlarının laik bir hükümet tarafından incelenmemesi gerektiğini söyledi. Kliment röportajında “Bu yasa Ukrayna’nın temel anayasal ilkelerini ihlal ediyor” diyerek yasa tasarısını Sovyet dönemi din politikalarına benzetti.

Ukraynalıların hatırı sayılır bir kısmı kilisenin Rus yanlısı kolunun yasaklanmasını destekliyor. Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü’nün nisan ayında yaptığı bir anket, Ukraynalıların yüzde 63’ünün kilisenin yasaklanmasını desteklediğini ortaya koydu. Enstitü yöneticisi Anton Hrushevsky “Ukraynalılar bunu bir din özgürlüğü meselesi olarak değil, bir ulusal güvenlik sorunu olarak görüyorlar” diyor.

Hürriyet’e kadar gelen ilan

Ukrayna’da bölünen ortodoks kilisesi konusunda bunlar yaşanırken olayın bir ucunun da İstanbul’a, Fener Patrikhanesine dayandığı ortaya çıktı. 20 Ağustosta, yani iki gün önce kağıda basılı Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir tam sayfa ilanda, kendisini Moskova yanlısı Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin ‘danışmanı’ olarak niteleyen Kanadalı bir avukat, Fener Rum Patriği Bartholomeos’u uyararak Ukrayna’dan gelen kilise yetkilileriyle görüşmemesini istedi. Yani, Ukrayna’ya bağlı kalan ortodoks kilisesi belki de Fener’e bağlanmak için görüşmeler yürütüyordu.

12 Ağustos tarihli olan ama 20 Ağustosta yayınlanan bu açık mektupta Amsterdam’ın yakında Türkiye’ye gelmeyi planladığı yazıyor. Bir de not düşüyor Amsterdam “Türkiye devletinin çıkarlarını, Fethullah Gülen’in ihtilal faaliyetlerine karşı savunma konusundaki çalışmalarım nedeniyle Cumhurbaşkanlığı ile derin bağlantılarım bulunmaktadır” diye.

Türkiye ziyaretinde ‘Ekümenik Patrik’le görüşmeyi istediğini söyleyen Amsterdam, görüşmenin konusunun “UOC’nin yok edilmesi yönündeki çabalarda OCU’nun da oynadığı rol” olduğu belirtiliyor.

Amsterdam, Ukrayna Güvenlik Servisi’nin (SBU) UOC rahiplerini asılsız suçlamalarla tutukladığını, yargılamadan gözaltında tuttuğunu ve Rusya Federasyonu’nun elindeki savaş esirleriyle takas etmek için kullanıldığını iddia ediyor. Amsterdam ‘Ekümenik Patrik’i bir de uyarıyor: OCU (Ukrayna yanlısı) temsilcilerinden oluşan heyetin İstanbul’a yapacakları ziyaretle UOC’nin yok edilmesi için Fener Rum Patrikhanesi’nin desteğini alma amacı taşıdığına inandığını söylüyor. Amsterdam, ellerine geçen belgelerde UOC’yi Fener Rum Patrikhanesi yönetimi altına almak için yeni bir eksarhlık kurulmasına dair planlara işaret edildiği konusunda patrikhaneyi zaten önceden bilgilendirdiğini de ekliyor yazıya. “Bu belgeler” diyor, “UOC ve OCU’nun zorla birleştirilmesi için atılmış bir ilk adımdır” vurgusunu yapıyor.

Bu sırada Putin: 13 yıl sonra Çeçenistan’da

Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in programı doluydu. Zira Çeçen lider Ramazan Kadirov ile Ukrayna’da savaşmaya hazırlanan Çeçen askerleri ve gönüllülerle buluştu. Bu Putin’in 2011’den bu yana Kuzey Kafkasya bölgesine yaptığı ilk ziyaret. Sürpriz gezi, Moskova’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Rusya’yı hedef alan ilk işgalden iki hafta sonra geldi.

Kremlin’in internet sitesinden yapılan paylaşımda, Putin’in Çeçenistan’ın Gudermes bölgesindeki Rus Özel Kuvvetler Üniversitesi’nde askerlere “Sizin gibi adamlarımız olduğu sürece kesinlikle yenilmeyiz” dediği görüldü. Rusya için savaşmaya hazırlanan askerleri övgüye boğan Putin “Burada silah tutmakla savaş alanında silah tutmak farklıdır. Görüyorum ki sizlerin anavatanı savunmak için cesaretiniz var” yorumunu yaptı.

Rus kuvvetleri Ukrayna’nın doğusunda ilerlemeyi sürdürürken, Kiev’in kuzey sınırına saldırısı Putin’in gündeminde. Kremlin’in önemli müttefiklerinden Kadirov, ayrı bir toplantıda Putin’e Çeçenistan’ın savaşın başından bu yana 19 bini gönüllü olmak üzere 47 binden fazla askerin gönderildiğini söyledi. Kadirov kendisini sık sık Putin’in “askeri” olarak niteliyor.

Bu esrarengiz adam, Hürriyet’teki ilanı yayınlatmak için iki katı para mı verdi?

Aşk mı, Kursk bu haldeyken? Rusya’dan sınırdaki askerlerine ‘Flört uygulamaları kullanmayın’ uyarısı

Kursk operasyonunda iki hafta: Ukraynalılar şüpheli, Ruslar öfkeli