Kuzey Kore, Güney’i düşman ilan ettiğinde de, kendi topraklarını Güney’den tamamen koparmak için adımlar atacağını söylediğinde de şaka yapmıyordu. Kim Jong Un’un yönettiği dışa kapalı bu ülke bugün güneyle bağlantıyı sağlayan ana yolun bir kısmını havaya uçurdu.
Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı’na göre Kuzey ve Güney’i birbirine bağlayan karayolu ve demiryolu bağlantısını sağlayan batıdaki Gyeongui ve doğudaki Donghae hatlarının bir kısmı patlayıcılarla imha edildi. Bu yolların tahrip edilmesi mevcut şartlarda çok büyük bir fark yaratmıyor. Nihayetinde iki ülke 1950’lerden beri teknik olarak savaşta ve sınırları da mayınlarla güçlendirilmiş durumda. Anlayacağınız yollar uzun süredir kullanılmıyor. Ancak yolların tam şu anda patlatılması iki Kore’nin yeniden birleşeceği umutlarını yerle bir ediyor.
Güney Kore Savunma Bakanlığı’nın paylaştığı videolar Koreleri birbirinden ayıran sınır hattının kuzey tarafındaki yollarda meydana gelen patlamaları gösteriyor. Daha sonra videoya kamyonlar ve ekskavatörler dahil oluyor. Güney Kore Kuzey’in olay yerinde ağır makinelerle ek çalışmalar yaptığını söylüyor. Bu ek çalışmaların ne olduğu ise bilinmiyor.
🔴 North Korea blows up roads and rail lines connecting it with South pic.twitter.com/jhzbHao4vl
— The Telegraph (@Telegraph) October 15, 2024
Kuzey’in hamlesine karşılık Güney Kore ordusu da sınır hattının güneyindeki bölgede ateş açtığını ve Kuzey Kore ordusunun hareketlerinin yakından izlendiğini söyledi. Buna ek olarak ABD ile işbirliğine tamamen hazır olduklarının altını çizdi.
Aslında Güney Kore Kuzey’in böyle bir adım atmaya hazırlandığına dair işaretler gördüğünü daha önce de söylemişti. Kuzey de zaten bunu gizleme amacı taşımıyordu, resmi haber ajansı KCNA aracılığıyla böyle bir planının olduğunu duyurmuştu. Ama yolların ne zaman patlatılacağı bilinmiyordu.
Propaganda İHA’ları devreye girince…
Kuzey’in bu hamlesi haybeden değil. Son dönemde Pyongyang semalarında Kim’i kötüleyen propagandaların dağıtılması Kuzey Kore’yi rahatsız etmişti. Kuzey Kore’nin kurulduğu 1948’den beri diktatör yönetimin meşruiyeti Kim hanedanını kapsayan olumlu anlatıya dayanıyor. Sonuç olarak yönetim, Kim Jong Un babası ve dedesi için oluşturulmuş kişilik kültüne dışarıdan gelecek meydan okumalara karşı epey tepki gösterebiliyor.
Aslında Güney Kore’den Kuzey’e zaten uzun zamandır propaganda balonları uçuruluyor. Bu balonlarda para, K-Pop ve Kore dizilerinin olduğu diskler ve Kim yönetimini eleştiren broşürler oluyor. Ancak artık Güney’den gönderilen propaganda malzemeleri uçan balonlarla değil, insansız hava araçlarıyla taşınıyor. Bu da Pyongyang tarafından “hava sahasının ihlal edildiği” ve savaşa çağrı olarak yorumlanabilecek bir şey olarak görülüyor. Öncesinde Kuzey propaganda dolu uçan balonlara dışkı ve çöp dolu binlerce balonla karşılık vermişti.
İki ülke arasındaki anlaşmazlığın en net göstergesi balon olaylarının ardından 2018’de imzalanan sınırda asker barındırmama anlaşmasından her iki tarafın da çekilmesi. Oysa 2018’de Moon Jae In Güney Kore cumhurbaşkanıyken imzalanan bu anlaşma iki Kore’nin birleşmese bile düşman olarak kalmayacağını gösterecek bir işaret olarak yorumlanmıştı. İktidar değişip de Yoon Suk Yol başa geçince Güney Kore ABD ve Japonya’ya yakınlaştı. Kuzey Kore’nin yol patlatma olayına getirdiği açıklamalardan biri de Kuzey’in artık Güney’in birleşme umudu taşımadığına kanaat getirmesi oldu.
Özellikle geçen yıl ABD’ye ait uçak gemisi, amfibi saldırı gemileri, uzun menzilli bombardıman uçakları ve denizaltılar Güney Kore’yi ziyaret edince Kuzey Kore epey öfkelenmişti. O zamandan bu yana da Kuzey kendi sınır savunmasını güçlendirdi, mayın döşedi, tanksavar füzeler inşa etti ve Rusya ile savunma anlaşması imzaladı. Sonuncusu sadece Güney Kore için değil, ABD için de önemli. Çünkü iki ülke arasında yapılan anlaşma NATO’nun beşinci maddesine çok benziyor: Birine yapılan saldırı ötekine yapılmış gibi görülecek ve tüm destekler seferber edilecek.
Güney Kore’deki Ewha Womans Üniversitesi profesörü Leif-Eric Easley Kuzey Kore’nin topraklarını Güney’den koparma hamlesinin esasında ekonomik kökenleri olabileceğini söylüyor. Yani ülkede kıtlık ve ekonomik kriz hakimken maliyeti epey yüksek olan füze ve nükleer silah birikimini açıklamanın bir yolu Güney’le savaşa gideceklermiş gibi davranmak. Ne kadar tanıdık geliyor değil mi? Mesela Türkiye’de de son günlerde “İsrail’in hedefinde biz de varız” söyleminin ardından sırf kredi limiti 100 binin üstünde diye 750 TL vergi kesileceğini konuşuyoruz.