Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki kriz Kuzey'in başarılı casus uydu fırlatmasından bu yana giderek büyüyor. Kuzey Kore lideri Kim Güney'i düşman ilan etti, barışın umudu olan anıtı yıktı ve bu yıl üçüncü kez füze fırlattı. Bunlar ne anlama geliyor?

Kuzey Kore’nin geçen yıl fırlattığı casus uydunun başarılı bir şekilde yörüngeye oturmasının ardından Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile dönemin Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae In arasında imzalanan anlaşmanın sonuna gelindi. O zamandan bu yana Kuzey Kore füze fırlatmalara doyamadı. Ama Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un son haftalarda kendini sadece füzeyle sınırlamayıp barış umudunun sembolü olan anıtı yıkması ve Güney Kore’yi “baş düşmanı” ilan etmesi Kuzey Kore’nin savaş hazırlığı yaptığı endişesi yarattı.

Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı Kuzey Kore’nin pazar günü doğudaki donanma üssü açıklarından çok sayıda seyir füzesi fırlattığını açıkladı. Füzelerin sabah saatlerinde fırlatıldığı ve Güney Kore ile ABD istihbarat yetkililerince analiz edildiğini belirten Güney Koreli yetkililer fırlatılan füzelerin sayısını söylemedi.

Kuzey Kore bu saldırıyla birlikte ocak ayının başından bu yana üçüncü kez füze gösterisi düzenlemiş oldu. İlk saldırı 14 Ocak’ta Kuzey Kore’nin ilk katı yakıtlı orta menzilli balistik füzesiyle, ikincisi ise 24 Ocak’ta seyir füzesiyle düzenlenmişti.

Kuzey Kore devlet medyası KCNA’da Pyongyang’ın ABD ve Güney Kore birliklerinin son haftalardaki askeri tatbikatlarını kınadığı ve bu tatbikatların “acımasız sonuçlar doğuracağı” uyarısı yaptığı bildirildi. Haberde “Yeni yılın başından bu yana yönetimimize karşı nükleer savaş tatbikatlarının devam ettiği gerçeği nedeniyle kanlı savaşa tamamen hazırlıklı olmamız gerekiyor” dendi.

ABD, Güney Kore ve Japonya, Kuzey Kore ve daha geniş perspektiften bakılacak olursa Çin tehlikesine karşı güçlerini birleştirerek hem askeri tatbikatlarını artırdı hem de iki Asya ülkesi ABD’nin nükleer kapasitesini kendine şemsiye yaptı.

Kuzey Kore birleşmenin umudu olan anıtı yıktı

Öte yandan Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un geçen hafta Pyongyang’da barışın umudu olarak dikili durulan Yeniden Birleşme Kemeri da denen Ulusal Yeniden Birleşmenin Üç Şartı Anıtı’nın “göze battığını” söylemesinin ardından anıtın yıkıldığı öğrenildi.

Kuzey Kore’nin anıtı tam olarak ne zaman yıktığı bilinmese de bunun son birkaç hafta içinde olduğu tahmin ediliyor. Anıt Güney Kore sınırı yakınlarındaki Kaesong şehrine giden otoyolda 30 metre yüksekliğindeki bir yapıydı. Kim anıtı yıkmakla kalmadı, Pyongyang’ın Seul ile görüşmesini teşvik eden kurumları lağvettiğini de açıkladı ve Güney’i Kuzey’in “en öncelikli ezeli düşmanı” olarak nitelendirdi. 

Bu anıt Kim’in babası Kim Jong Il tarafından inşa edilmiş, büyükbabası Kim Il Sung’un ilkelerini temsil eden sembolik bir yapıydı. Kuzey ve Güney teknik olarak iki ayrı devlet olsa da her iki taraf da yıllardır yarımadanın bir gün barışçıl yollarla yeniden birleşeceğini umuyor, birbirlerini aynı ailenin üyeleri olarak görüyorlardı. Kim’in son eylemleri ve söylemleri Kuzey’in Güney Kore ile barışçıl yollarla birleşme yolundan vazgeçtiğini resmen gözler önüne seriyor.

Kim’in söylemleri ve eylemleri ne anlatıyor?

Kore Ulusal Birleşme Enstitüsü araştırma görevlisi Jeong Eun Mee CNN International’a “Kim’in konuşmaları onun Kim Il Sung ve Kim Jong Il’in bıraktığı mirası yıkarak birleşmenin güce dayalı kendi yöntemini oluşturduğunu gösteriyor” dedi. Viyana Üniversitesi’nde Doğu Asya Toplumu ve Ekonomisi profesörü olan Ruediger Franks ise Kuzey’in Güney’i düşman ilan etmesi hakkında El Cezire’ye  “Aile olarak görülen bir kitleye karşı topyekun savaş ideolojisini savunmak daha zor, özellikle de Kuzey Kore milliyetçiliğinin etnik milliyetçilik olduğunu düşünürsek. Ayrıca birleşik Kore amacıyla çıkılan yolda toprakların tahrip edilmesi ve en kötü ihtimalle nükleer kirliliğe maruz bırakılması pek anlamlı değil. Güney Kore’nin başka bir ülke olarak tanımlanmasıyla bu iki engel en azından kağıt üzerinde ortadan kalkmış oldu” diye konuştu.

Güney Kore lideri Yoon Suk Yeol hükümetinin Kim’in tehditlerinden korkmayacağını söylüyor. Önceki haftalarda Seul’de düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısında konuşan Yoon “Eğer Kuzey Kore provokasyonlarına devam ederse onları katbekat sert bir şekilde cezalandıracağız” dedi.

Washington ve Seul’deki yetkililer son yıllarda füze fırlatma işini rutine bindiren Kuzey Kore’nin yakın zamanda bir savaş başlatma gibi bir planı olduğunu düşünmüyor. Bununla birlikte Güney Kore, Japonya ve ABD arasında artan işbirliğine karşı Kuzey Kore’nin de Rusya ve Çin’e yaklaşması sebebiyle Pyongyang’ın provokatif davranışlarını sürdürebileceği, hatta bunları artıracağı tahmin ediliyor.

Öte yandan Güney Kore’de Dongseo Üniversitesi profesörü Brian R. Myers bu ay kendi blogunda yazdığı bir yazıda Kim’in yeniden birleşmeyi açık açık reddetmesinin altında ABD’yi askeri operasyon düşüncesinden caydırma ve Güney Korelileri yakında yapılacak parlamento seçimlerinde Kuzey Kore’ye sempati duyan politikacıları desteklemeye itme çabası yattığını belirtti.

Yıllardır devam eden tehditler

Güney Kore’deki Kookmin Üniversitesi’nde Kuzey Kore uzmanı Andrey Lankov, Kuzey Kore’nin tehditleri söz konusu olduğunda uluslararası medyanın “balık hafızalı” olduğunu söylüyor. El Cezire’ye konuşan Lankov “Kuzey Kore 10 yıl önce birkaç hafta içinde resmen savaşın başlayacağını söyledi. Kuzey Kore hükümeti, Pyongyang’daki yabancı elçiliklere kalması zorunlu olmayan tüm personeli derhal tahliye etmelerini istedi. Kuzey Kore medyası Güney Kore’de yaşayan yabancılara seslenerek bölgeden ayrılmalarını tavsiye etti. Onlarca yabancı gazeteci Kore’de yaşanacak savaşın haberini yapmak için Seul’e geldi. Güney Korelilerinin duruma kayıtsız kaldığını görünce şaşırıp kaldılar. Çünkü Güney Koreliler Kuzey Kore’den üç beş yılda bir bu türden tehditlerin geldiğini biliyorlardı” diyor.

Frank ABD’nin Güney’i savunmak için misilleme yapma olasılığı nedeniyle Kuzey’in Güney’e savaş başlatma ihtimalinin düşük olduğunu belirterek “Herhangi birinin, özellikle de uzaktaki bir ülkenin diktatörünün zihnini okumak imkansız. Ama Kim Jong Un’un gerçeğin farkında rasyonel bir insan olduğunu varsayarsak, Kuzey’in Güney’e saldırma olasılığına karşı uzun zamandır dile getirilen argümanların artık geçerli olmaması için tek bir neden bile göremiyorum” diye belirtiyor.

Ayrıca ABD kasım ayında başkanlık seçimlerine gidecek ve Kim’in zamanında iletişim kurmayı başarabildiği eski ABD Başkanı Donald Trump’ın mevcut ABD Başkanı Joe Biden’a karşı zafer kazanmasına olası gözüyle bakılıyor. Böyle bir ihtimal varken Kuzey’in en azından ABD seçimlerini bekleyeceği, bu sırada da provokasyonlarına devam edeceği tahmin ediliyor.

Batı’nın tatbikatına Kuzey Kore’den ‘nükleer tsunami’ yanıtı

Kuzey Kore: ‘Düşmanlık’ bahane, nükleeri meşru kılmak şahane