İsrail’in 1967’den beri işgal ettiği Filistin topraklarıyla ilgili geçen haftadan beri Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) devam eden davanın son gününde sunum yapan ülkelerden biri Türkiye oldu. Geçen haftadan bu yana kürsüye 50’den fazla ülke çıktı. Amaç yıllardır çözülemeyen işgal altındaki Filistin toprakları meselesiyle ilgili Birleşmiş Milletler’in danışma görüşünü almaktı. Kürsüye ilk Filistin çıkmış, İsrail’in ağır ihlallerine, çözülemeyen sorunun uzamasına dikkat çekmişti. Sonraki günlerde pek çok ülke çıktı kürsüye ama en çok tartışılanı kuşkusuz işgali savunmayı sürdüren ABD’ydi. ABD güvenlik gerekçesiyle yargıçlardan İsrail aleyhinde karar almamasını istemişti.
Son günün ilk konuşmacısı Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız oldu. Yıldız Türkiye’nin yıllardır sürdürdüğü Filistin politikasını dile getirerek “İsrail insan haklarını ve uluslararası hukuku ihlal eden tüm eylemlerinden sorumlu tutulmalı” dedi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 1967 sınırlarının dışında İsrail’in işgal ettiği yerlerdeki varlığının tanınmaması gerektiğine dair kararlarına vurgu yapan Yıldız “bazı devletler dikkate almasa da” kararın hala geçerliliğini koruduğunu belirtti.
İsrail 1967’deki Altı Gün Savaşları’nda Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze’yi işgal eden İsrail sonrasında daha sonrasında Gazze’den askerlerini ve yerleşimcilerini geri çekse de yıllarca abluka yoluyla Gazze’yi açık hava hapishanesine çevirdi. Doğu Kudüs ise işgal hâlâ işgal altında. Oslo Barış Anlaşması’na göre Batı Şeria üç ayrı bölgeye ayrılmış durumda. İsrail bugün Batı Şeria bölgesinin yüzde 60’ı üzerinde idari ve güvenlik kontrolüne sahipken Filistin Yönetiminin Filistinli nüfusun ağırlıklı olduğu bölgelerde kısmi kontrolü var. Batı Şeria’da yasadışı 700 bin İsrailli yerleşimci olduğu tahmin ediliyor.
2023’te 48 bin İsrailli yerleşimci Mescid-i Aksa’yı bastı
Konuşmasında Türkiye’nin Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın statüsünün değiştirilmesine karşı çıktığını belirten Yıldız “Türkiye Müslümanların rahatça Harem-i Şerif’te ibadet yapmasının engellenmesini de kınıyor. Bu engellemeler Kudüs’ün tarihi statüsüne aykırıdır” diye konuştu. Özellikle geçen yıl Filistinliler için Mescid-i Aksa’da ibadet etmek çok zorlaştı. Çünkü hem İsrail polisi hem de İsrailli yerleşimciler sık aralıklarla Mescid-i Aksa’yı bastı. AA’nın haberine göre 2023’te 48 bin İsrailli yerleşimci baskına uğradı.
BM Genel Kurulu UAD’den Filistin topraklarıyla ilgili olarak ikinci kez danışma görüşü istemiş oluyor. İlki Temmuz 2004’te İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği tecrit duvarıyla ilgiliydi ve mahkeme o davada duvarın uluslararası hukuka aykırı olduğuna ve yıkılması gerektiğine hükmetmişti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ülkelerin anlaşmazlıkları çatışmasız çözebilmesi için kurulan mahkemenin karar alması muhtemelen aylar sürecek. Ne var ki bu karar UAD’nin tavsiye görüşü niteliğinde olacak, yani bir bağlayıcılığı yok.
Bu arada İsrail Güney Afrika’nın soykırım davasının aksine bu duruşmaya katılmama kararı aldı. O davada yargıçların ezici çoğunluğu İsrail’in Gazze’de Filistinlilere soykırım yapılmasını engellemesi talimatını verse de Güney Afrika’nın İsrail’in Gazze’deki işgal faaliyetlerine son vermesi çağrısı mahkemede istediği gibi bir yankı bulamadı. İsrail o zaman UAD’nin kararını kabul etmeyeceğini belirtmiş, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisi “Bizi kimse durduramaz, ne Lahey ne şer ekseni ne de başka biri” açıklaması yapmıştı. Kararın açıklandığı gün de BM’nin Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya çalışan 12 kişinin Hamas’a 7 Ekim’deki saldırılarında yardım ettiği iddiasını ortaya atarak UAD’nin kararının üstünü örtmeye çalışmıştı.
‘Ben ölmek zorundaysam siz hikayemi anlatmak zorundasınız’
Sunumlar devam ederken İsrail’in Han Yunus ve Refah’taki saldırıları da devam etti. Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre son 24 saatte 90’dan fazla insan öldü, 164 kişi de yaralandı.
Bugün konuşan ülkeler arasında İspanya, Arap Birliği, İslami İşbirliği Örgütü ve Afrika Birliği vardı. Arap Birliği’nin temsilcisi Ralph Wilde’ın konuşması özellikle dikkat çekti. Wilde UAD’a “Sizin istediğiniz yasalar var olan yasalar üzerinde belirleyici olmamalı” dedi. Wilde’ın bu sözlerle mahkemeyi değil, ABD ve İngiltere’yi kast ettiği tahmin ediliyor.
Wilde konuşmasını bitirirken Gazze’deki İsrail bombardımanlarında ölen Filistinli yazar, şair ve aktivist Rıfat Alarer’den alıntı yaptı: “Ben ölmek zorundaysam siz de hikayemi anlatmak zorundasınız. Ben ölmek zorundaysam, bırakın bu umudu getirsin. Bırakın hikayeleşsin.”