Fransa’nın aşırı sağcı lideri Marine Le Pen ülkesindeki erken meclis seçimlerinde istediğini alamadı. Birinci çıkmayı planladığı yarıştan üçüncü ayrıldı. Ama Fransızlara korku salan o süreci başlatan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin galibi olan da aşırı sağdı. Şimdi Le Pen Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile güçlerini birleştirerek AP’de yeni bir aşırı sağ ittifak kurdu.
Le Pen’in Orban’a katılması haberi Fransa’daki seçimlerden sadece bir gün sonra geldi. Partinin genel başkanlığında Le Pen’in halefi olan ve seçimlerde de başbakan adayı olarak öne çıkan Jordan Bardella AP’deki yeni grubun başkanı oldu. Bardella “Vatanseverler olarak kurumlarımızı yeniden canlandırmak ve politikalarımızı uluslarımıza ve halklarımıza yarayacak biçimde şekillendirmek için birlikte çalışacağız” dedi.
RN’in genel başkanlığını Bardella’ya devretse de Le Pen partinin öne çıkan ismi olmaya devam ediyor. Mitinglerde Bardella’ya eşlik eden Le Pen ilk turun ardından yaptığı açıklamalarla partisinin politikalarında söz sahibi olduğunu göstermişti.
Orban Meloni’ye göz kırpmıştı ama anlaşamadılar
Hem milliyetçi hem de AB’ye şüpheyle yaklaşan bu grupta 12 AB ülkesinden 84 milletvekili var. Grubu sadece sekiz gün önce Orban eski Çek Başbakanı Andrej Babis’in ANO partisi ve Avusturya’nın aşırı sağcı Özgürlük partisi lideri Herbert Kickl’in yardımlarıyla kurdu. Orban’ın partisi Fidesz 2021’de merkez sağ Avrupa Halk Partisi’nden (EPP) ayrıldığından beri bir gruba dahil değildi.
Orban seçim döneminde İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin milliyetçi Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubuna katılmak için göz kırpıyordu. Hem Orban hem de Meloni aşırı sağcı olsa da ayrıştıkları bir husus var: Ukrayna. Meloni Ukrayna savaşında Kiev’i desteklerken Orban AB bütçesinden Ukrayna’ya para harcanmasına karşı çıkıyor. ECR’nin diğer üyesi Çekya Başbakanı Petr Fiala yeni grupla ilgili sert bir değerlendirme yaparak “Eğri oturup doğru konuşalım. Avrupa Vatanseverleri kasten ya da bilinçsiz bir şekilde Rusya’nın çıkarlarına hizmet ediyor. Bu da Avrupa’nın güvenliğini ve özgürlüğünü tehdit ediyor” dedi.
Bu arada Vatanseverler içinde de Ukrayna konusuyla ilgili ayrışma yaşanmıyor değil. Örneğin grubun Hollanda temsilcilerinden biri “Biz Hollanda delegasyonu olarak savaş devam ettiği müddetçe Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğiz. Diğer delegeler destekler ya da desteklemez” dedi.
Grubun kapısı herkese açık, AfD hariç
İtalya’nın aşırı sağcı liderlerinden Matteo Salvini de pazartesi günü partisi Lig’in Orban’ın grubuna katılacağını açıkladı. Salvini sosyal medyadan “Uzun bir çalışma döneminin ardından Avrupa’nın geleceğini değiştirmede belirleyici olacak Vatanseverler grubu bugün Brüksel’de hayata geçiyor” dedi. Lig’den kısa süre önce Hollanda’nın Özgürlük Partisi, İspanya’nın Vox’u, Belçika’nın ayrılıkçı Vlaams Belang’ı ve Danimarka’nın Halk Partisi gruba katıldı.
Bardella’nın yardımcısı olarak çalışacak Fidesz’li siyasetçi Kinga Gál gazetecilere “Uzun vadede hedefimiz AB’nin politikalarını belirleme şeklini değiştirmek” dedi. Grubun ilkeleri de Avrupa’nın Hıristiyan köklerini muhafaza etmek, Avrupa’nın dış sınırlarının mümkün mertebe en güçlü şekilde korumak ve Avrupa’nın güçlü ve rekabetçi olmasını sağlamak şeklinde. Benzer şekilde düşünen diğer partilerin de yakında birliğe katılacağını umduğunu söyleyen Gál “Herkese kapımız açık” dedi.
Her ne kadar kapımız açık çağrısı gelse de bu çağrıya Almanya’nın aşırı sağcı partisi Almanya için Alternatif (AfD) dahil değil gibi görünüyor. Zira Almanya’da yükselişteki parti gruba davet edilmedi. Sebebi de parti liderinin seçim dönemi İkinci Dünya Savaşı’nda SS’te bulunan herkesi “suçlu olarak kabul edemeyeceğimizi” söylemesiydi. Bu sözlerin ardından Le Pen, AfD’yi önceki ittifaklarından ihraç etmişti.
Le Pen’in grup değiştirmesi dengeleri bozdu
Le Pen’in partisi Ulusal Birlik’in (RN) Vatanseverler grubuna katılması AP’deki dengeleri değiştirdi. ECR dördüncü sıraya düşerken liberaller beşinci, Yeşiller ise altıncı sıraya geriledi. Grup bir önceki aşırı sağcı ittifak Kimlik ve Demokrasi grubundan çok daha büyük. Önceki grupta sadece 49 milletvekili varken yeni grupta 80’den fazla milletvekili oldu. Gerçi Avrupa’nın “günümüz vebası” olarak gördüğü aşırı sağın parlamento içinde etkili roller üstlenmekte zorlanacak gibi görünüyor.
Bir zamanlar kendi aralarında çoğunluğa sahip olan merkez sağ EPP 188, merkez sol Sosyalistler ise 136 sandalyeye sahip ve şu anda parlamentoda sandalyelerin sadece yüzde 45’ini ellerinde tutuyorlar. Yeni parlamento ilk toplantısını gelecek hafta Strasbourg’da yapacak. Toplantıda Ursula von der Leyen’in bir dönem daha Avrupa Komisyonu başkanı olup olmaması oylanacak. Bunun öncesinde gruplar arasındaki denge birkaç kez daha değişebilir.
Vatanseverlerin Kimlik ve Demokrasi’nin yeniden markalaşması mı yoksa tamamen yeni bir yapı mı olacağı konusunda farklı görüşler var. Orban’ın siyasi danışmanı Balász Orban “Niyetimiz daha profesyonel işleyen ve büyük bir etkiye sahip yeni bir yapı oluşturmak” diyor. Kimlik ve Demokrasi’den bir yetkili de aynı fikirde: “Tamamen yeni bir grup olacak, hiçbir şekilde yeniden markalaşma çalışması değil.” Ancak başka bir Kimlik ve Demokrasi yetkilisi aynı fikirde değil. Bunu da “Eski arabayı sürüyoruz. Başka bir isimle daha büyük bir grup sadece” sözleriyle dile getirdi.