Hizbullah'ın geçen hafta çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasıyla hedef alınmasının ardından İsrail Lübnan'daki 300 hedefi vurdu. Ölü sayısının 182'e yükseldiği saldırılarda aralarında kadınlar ve çocukların olduğu 727 yaralı var.

İsrail geçen haftadan beri Direniş Ekseni’nin önemli aktörlerinden Lübnan Hizbullahı’nı hedef aldığı operasyonlarına devam ediyor. Çağrı cihazları ve telsizlerinin hedef alınmasıyla başlayan saldırılar hava bombardımanlarına dönüştü. Savaş tarihinde yeni bir sayfa açan İsrail, Gazze işgali birinci yılına yaklaşırken şiddetin dozunu da günden güne artırıyor. İsrail bugün itibariyle Gazze savaşından bu yana düzenlediği en yoğun hava saldırılarıyla Lübnan’ın güneyini vurmaya başladı. Lübnan’ın güneyinin yanı sıra Suriye sınırı ve Beka Vadisi de İsrail’in hedefleri arasında.

İsrail ordusu 300 hedefi vurduğunu açıklarken Lübnan Sağlık Bakanlığı 182 kişinin hayatını kaybettiğini, 700’ü aşkın kişinin yaralandığını duyurdu. Bunlar arasında kadınlar, çocuklar ve sağlık personeli de var. En önemlisi de Gazze’deki savaş başladığından beri Lübnan en büyük günlük kaybını bu son saldırılarda verdi.

Ordu sözcüsü Daniel Hagari Lübnan’a kara operasyonu başlatıp başlatmayacaklarıyla ilgili gelen soruya “İsrail’in kuzeyinden tahliye edilen halkın evlerine güvenli bir şekilde dönmeleri için ne gerekiyorsa yapacağız” diyerek el yükseltti. Hagari Lübnan’da sivilleri de hedef alan saldırılarını Hizbullah’ın evlere ve yerleşim yerlerine silahlar sakladığını gerekçe göstererek savundu. Bugün İsrail’in hedef aldığı bölgelerde yaşayan 60 bin kişi 7 Ekim’den bu yana bölgeyi terk etmek zorunda kaldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu büyük saldırıdan sonraki ilk açıklamasında “İsrail’in kuzeydeki güç dengesini değiştireceğini” daha önceden söylediğini, İsrail ordusunun şu anda tam olarak bunu yaptığını söyledi. Netanyahu bu saldırılarla İsrail şehirlerini hedef alan füze ve roketlerin vurulduğunu iddia etti. Ancak ölenler arasında kadın ve çocukların da olduğu biliniyor.

Lübnan’dan cevap geldi

İsrail’in şiddetli hava saldırılarının ardından Hizbullah, İsrail’in kuzeyindeki bölgelere yaklaşık 35 roket attı. İsrail’in kuzeyindeki Aşağı Celile, Tabariye Gölü çevresindeki bölgelerde saldırı alarmları çaldı. İsrail acil yardım servisi Kızıl Davud Yıldızı’na göre Tabariye Gölü çevresindeki sağlık merkezine şarapnel isabet etmesi sonucu hafif yaralanan bir kişi sevk edildi.

Beyrut’ta yaşayan Lübnan vatandaşları pazar günü İsrail tarafından cep telefonlarına gönderilen bir tahliye mesajı aldı. İsrail ordusu aynı gün Hizbullah’ın operasyon yürüttüğü bölgelerdeki vatandaşları uyararak “yoğun saldırıların gerçekleşme ihtimaline karşı” evlerini terk etmelerini istedi. Lübnan Enformasyon Bakanlığı bu mesajları “psikolojik savaş” olarak değerlendirdi. Hagari Hizbullah saldırmaya devam ettiği müddetçe telefondan uyarı mesajları yollamayı sürdüreceğini söyledi. İsrail işgal süresince Lübnan’da yaşayanlara daha önce hiç böyle mesajlar yollamamıştı.

Lübnan, İsrail’in hava saldırılarını “kelimenin tam anlamıyla bir soykırım” olarak niteledi. Lübnan Başbakanı Nijab Mikati İsrail’in bu hava saldırılarıyla Lübnan’ın kasaba ve kentlerini yok etmeyi hedeflediğini söyledi. Mikati Birleşmiş Milletler’e de çağrı yaparak bütün uluslararası kurumları “saldırganlığın durdurulması için baskı yapmaya” davet etti.

‘Kim olsa aynı şeyi yapardı’

İsrail Hükümet Sözcüsü David Mencer, bu saldırılar sayesinde “Hizbullah’ı kuzeyden uzaklaştırarak sınırlarını güvence altına aldıklarını” söyledi. Mencer, Lübnan’da üçüncü kez savaş başlama ihitmaline dair sorulara “Her daim diplomatik çözümlerden tarafız. İsrail kuzey sınırını güvende tutmak için diplomatik ve askeri bütün araçları kullanacaktır. Kim olsa bizimle aynı şeyi yapardı” diyerek cevap verdi.

Mencer “Şunu söylememe izin verin. Hiç kimse ülkesi saldırı altındayken böyle bir müdahaleyi yapmak için 11 ay beklemezdi. 11 ay…” diyerek savaşın “geç bile kaldığı” imasında bulundu.

Hizbullah’ı ve İran’ı da hedef tahtasına koyan Mencer “İran elbette Hizbullah’ın arkasında. Biliyoruz ki İran nereye destek verirse orası çöker. Bugün İran destekli Hizbullah Lübnan’ı da çökme noktasına getirmiştir. Lübnanlılar dahil bölge halkı bu ittifaka oldukça karşı” dedi. Bu açıklama İsrail’in bölgede yürüttüğü siyasi planının da ipuçlarından biri. Direniş Ekseni’ni ısrarla işgalcilikle ve ülkeleri çökertmekle suçlayan İsrail, bölge halkının bu örgütlere desteğini kesmesini de istiyor.

Netanyahu Lübnan’ı işaret etmişti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen haftaki açıklamasında savaş sebebiyle Lübnan’ın güneyinden tahliye olan vatandaşlarının evlerine geri dönmesini yeni hedefi olarak açıklamıştı. Bu çağrının ardından başkent Beyrut’ta beş bine yakın telsiz ve çağrı cihazı hedef alınarak patlatılmıştı. İsrail durmadan el yükseltti, geçen cuma 16 Hizbullah savaşçısı öldürüldü. Bunlardan biri üst düzey komutandı. Militanları hedef alan bu saldırı İsrail’in savaş suçlarına bir yenisini ekledi çünkü aralarında kadınlar ve çocuklar dahil sivillerin de bulunduğu hedefler vuruldu. Bütün bu gelişmeler hem Hizbullah hem İsrail tarafından “yeni bir dönem” olarak adlandırılıyor. Peş peşe gelen saldırıların ardından taraflar “intikam yeminleri” ediyor.

Babasına götürürken elinde patladı: Çağrı cihazı dokuz yaşındaki Fatma’nın da sonu oldu