Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasının ardından onay vermeyen tek ülke olarak kalan Macaristan’ın istediği sonunda oldu. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson Macar mevkidaşı Viktor Orban ile görüşmek üzere Budapeşte’ye geldi. Orban cuma günü İsveçli mevkidaşının ziyaretinin iki ülke arasındaki güveni yeniden inşa ettiğini söyledi.
Macaristan İsveç’in NATO’ya kabulünü onaylamayı 20 aydır erteliyordu. Türkiye’nin terörle mücadele kaygısını öne sürmesi ABD ve diğer müttefikler tarafından bir nebze hoş karşılansa da Orban’ın herhangi bir kaygı belirtmeyip Türkiye’nin onayından sonra üstüne de Kristersson’ı ayağına çağırması NATO ülkelerini tabiri caizse çileden çıkardı. Ama artık bu uzatma sona erecek gibi görünüyor.
Kristersson ile ortak basın toplantısı düzenleyen Orban “Birbirimiz için savaşmaya, birbirimiz için canımızı vermeye hazırız” dedi. Macar parlamentosu yarın İsveç’in üyeliğini oylayacak ve Orban’ın açıklamaları iktidar partisi İsveç’in üyeliğine onay verecek. Muhalefet zaten İsveç’in NATO’ya alınmasına sıcak baktığını en başından belirtmişti.
Dört Gripen savaş uçağı
İki ülke arasında ilişkileri ısıtan aslında bu ziyaretle birlikte gelen İsveç yapımı dört Gripen savaş uçağı oldu. Nasıl ki Türkiye envanterine 40 adet F16 ve 79 modernizasyon kitini katabilmek için İsveç’in üyeliğine onay verdiyse Macaristan da halen kullandığı 14 savaş uçağına ek olarak Gripen savaş uçakları istedi. Ayrıca Orban Kristersson’dan savaş uçaklarının üreticisi Saab’ın Macaristan’da yapay zeka araştırma merkezi açacağı sözünü de aldı.
Orban cuma günü İsveç’in yeni savaş uçakları ve araştırma enstitüsü teklifinin NATO üyeliğiyle ilgili olmadığını iddia etse de partisi Fidesz’in kontrolündeki medya İsveç ile büyüyen askeri işbirliğini “Macarların müzakere taktiğinin zaferi” olarak lanse etti. İsveç yapımı Gripen savaş uçakları Macar Hava Kuvvetleri’nin bel kemiğini oluşturuyor.
Aylarca İsveç’in Macaristan’a yeterince saygı göstermediğinden dem vuran Orban cuma günkü açıklamasında İsveç’i güvenilir bir ortak olarak övdü. Sovyet birliklerinin 1956’da Budapeşte’deki komünizm karşıtı ayaklanmayı bastırmasının ardından İsveç’in çok sayıda Macar mülteciyi kabul ettiğini, Macaristan’ın 2004’te Avrupa Birliği’ne girmesini canı gönülden desteklediğini belirtti.
Kristersson iki ülke arasındaki anlaşmayı memnuniyetle karşıladıklarını söyleyerek görüşmelerin “yapıcı geçtiğini” ve ortak çıkarlar doğrultusunda ilerleme konusunda mutabık kaldıklarını söyledi ve ekledi: “Her konuda hemfikir değiliz ama ortak bir zeminimiz varken birbirimizle daha aktif bir şekilde çalışmamız gerektiği konusunda hemfikiriz.”
Macaristan’ın inadı tutmuştu
Kristersson önceki açıklamalarında Macaristan’a ancak NATO’ya üyeliği onaylamasının ardından gideceğini söylemişti ancak Budapeşte’nin üyeliği uzatmada diretmesi Kristersson’ı oylamadan önce Macaristan’a gelmeye zorladı. Ay başında Macar muhalefeti ve hatta Batılı diplomatlar parlamentoda İsveç’in NATO üyeliğini oylamak istedi ama iktidar partisi Fidesz oylamaya katılmayı reddederek “Kristersson nasıl Türkiye’ye gittiyse Macaristan’a da gelecek” demişti.
Macaristan’ı ikna etmek için ABD’nin yapacağı çok bir şey yoktu. Daha doğrusu baskı kurmaya çalışsa da Macaristan bu baskılara kulağını kapattı. Mesela geçen hafta sonu ABD’li senatörlerden oluşan bir heyet Budapeşte’yi ziyaret etti. Heyet Macar bakanlarla ve Fidezs milletvekilleriyle görüşmek istedi ama Macar siyasetçiler bunu reddetti. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto sosyal medya hesabından mesajda ülkesinin yabancı heyetlerin etkisinde kalmayacağını belirterek “Amerikalı senatörleri buraya yollayarak baskı kurmaya çalışmanın bir anlamı yok” dedi.
‘Girdiği çıkmazdan böyle çıkıyor’
Bazı diplomat ve analistler Orban’ın birdenbire İsveç ile askeri işbirliğini genişletmeye odaklanmasının Macaristan’ın güvenilir müttefik olarak “itibarını zedelediği” ve bunu doğru dürüst fayda sağlamadığı çıkmazdan kurtulma yolu olarak bulduğunu söylüyor.
İki ülke arasındaki yeni anlaşmaya kadar Macaristan’ın İsveç’i ittifaka kabul etmede çıkardığı zorluklardaki en büyük eksiklik askeri, diplomatik ya da ekonomik fayda sağlayacak bir talepte bulunulmamasıydı. Halbuki Türkiye bu süreçte hem üzerindeki silah ambargolarını kaldırttı, hem de İsveç’in terör yasasının daha da katılaşmasına neden oldu. Ayrıca ABD’den yıllardır bekletildiği F16’ları da almanın önünü açtı. Macaristan ise yalnızca ilgileri üzerine çekmekle kalmıştı.
Macaristan Avrupa Birliği’nin ekonomik gelirinin yüzde birini oluşturuyor ve yaklaşık 40 bin kişiden oluşan ordusuyla NATO ittifakına sağladığı destek o kadar büyük sayılmaz. Ne var ki NATO’nun kurallarından biri birliğe yeni katılacak ülkenin tüm üye ülkeler tarafından kabul edilmesi. Biri bile reddetse başvuru yapan ülke ittifaka katılamıyor.