Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının odağı bu sefer Gazze savaşı ve diğer dış meselelerdi. Toplantı sonrası yayınlanan bildiride İsrail’in “Gazze’de işlediği ve tarihe kara leke olarak geçen insanlık dışı suçların neticeleriyle er ya da geç yüzleşmek zorunda kalacağı” vurgulandı.
“İsrail yönetimi ile katliamı destekleyen aktörlere bu menfur eylemlere bir an evvel son verilmemesi halinde etkileri nesiller boyu sürecek ve bölge dışına sirayet edebilecek bir şiddet sarmalını tetikleyebileceklerinin hatırlatıldığının” belirtildiği bildiride kalıcı barışın 1967 sınırlarını temel alan ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olabileceğinin yeniden altı çizildi.
Toplantıda Irak ile işbirliğinin başta güvenlik boyutu olmak üzere tüm yönleriyle gözden geçirildi, Filistin meselesinin Irak ve bölgenin geri kalanında istikrara muhtemel etkileri detaylı bir şekilde değerlendirildi. Savaşın başından bu yana özellikle Irak’ta ABD’ye ait askeri üsler hedef alındı. ABD ise buna karşılık olarak hem Suriye’de, hem de Irak’ta bazı tesisleri hedef alarak misilleme yaptı. Ancak Irak hükümeti ABD’nin kendi topraklarında böyle bir saldırı gerçekleştirmesini “egemenlik ihlali” olarak değerlendirerek Washington’ı kınadı.
Öte yandan Kerkük’te son zamanlarda yaşanan gelişmeler de yine toplantıda ele alındı. Malum önümüzdeki ay Irak’ta vilayet seçimleri yapılacak. En önemlisi de 18 yıl sonra Kerkük’te ilk kez seçim yapılacak olması. Sadece birkaç ay önce şehirde Haşdi Şabi destekçilerinin eskiden KDP’ye ait bir binanın yine KDP’ye verilecek olmasına tepki gösterip yolları kapatınca Kürtler de ayaklanmıştı. Bildiri “ülkedeki tüm unsurların huzur içinde bir arada yaşamasına Türkiye’nin atfettiği öneme” değiniyor.
Türkiye’ye yönelik tehditlerin “kaynağını yok etme stratejisi” kapsamında sivillerle dost ve müttefiklerin güvenliği gözetilerek PKK/KCK-PYD/YPG hedeflerine Suriye ve Irak’ta düzenlenen operasyonlara da yer verilen bildiride “bölücü terör örgütünün geliştirmeye çalıştığı kabiliyetlerin ciddi şekilde tahrip edildiği” belirtildi.
Son günlerde Azerbaycan ve Ermenistan’da barış yönünde gelişmeler olması sebebiyle bildiride bu konuya da yer verildi. Türkiye’nin “Ermenistan dahil bölgedeki tüm ülkelerin huzur ve refahına katkı sağlayacak kalıcı barışın tesisine yönelik her türlü samimi gayreti destekleyeceği” dile getirildi. Ermenistan Ulusal Meclis Başkanı Alen Simonyan Azerbaycan ile barış anlaşmasının 15 gün içinde imzalanabileceğini söylemişti.
Son olarak bildiride Rusya-Ukrayna savaşına da şu sözlerle değinildi:
“Rusya-Ukrayna savaşının bölgemize ve dünya siyasetine etkileri ile maliyetleri artarken barışı tesis edecek adımların gecikmeksizin atılmasının önemi vurgulanmıştır. Uluslararası güvenlik ortamına menfi yönde tesir eden gelişmelerin, Türkiye’nin Karadeniz’den Afrika’ya, Kafkasya’dan Balkanlar’a uzanan geniş bir coğrafyada barış ve istikrar ikliminin hakim olmasına yönelik gayretlerinin haklılığını teyit ettiğine işaret edilmiş; gerginliklerin krize dönüşmesine mani olmak ve çatışmaları yayılmadan durdurmak için ön alıcı bir anlayışla inisiyatif üstlenmeye devam edileceği belirtilmiştir.”