İsrail ve Filistinli Örgütler arasında devam eden savaş nedeniyle Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) acil zirvesi düzenlendi. Zirvede Gazze’deki son durum ele alındı. Zirve dolayısıyla Riyad’da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yıllar sonra aynı toplantıda ve aynı fotoğraf karesinde yer aldı.
Zirvedeki katılımcı ülkeler yaşanan gelişmeler karşısında atılacak somut adımlar hakkında fikir teatisinde bulunuyor. Zirve liderleri Gazze’ye yönelik saldırıların 36’ncı gününde İsrail’e ateşkes çağrısı yaptı.
Erdoğan’dan Gazze için fon önerisi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde Gazze’nin mevcut ve savaş sonrası durumuna dikkat çekti. Erdoğan saldırılara dört saat ara verme kararını “alaycı bir yaklaşım” olarak yorumladı ve Gazze’nin yeniden ayağa kalkması için fon kurulması gerektiğini söyledi.
İsrail’in neden olduğu zararları tazmin etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan “Batı’nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi yol açtığı zararı tazmin etmek durumundadır. Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması için bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz. Soruna kalıcı çözümün yolu ancak 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasıyla mümkündür. Filistinli kardeşlerimizin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalara da ihtiyaç görünüyor. Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Barış şehri olarak bilinen Kudüs’ün ve tüm Filistin topraklarının eski günlerine kavuşması hepimizin dileğidir” dedi.
‘Dört saatlik ateşkes alaycı yaklaşım’
ABD’nin fikir babası olduğu ve İsrail’in günde dört saat için uygulayacağını söylediği “insani mola” önerisine de değinen Erdoğan “Saldırılara dört saat ara verme kararı alaycı bir yaklaşım. Birinci önceliğimiz ateşkesin sağlanması ve insani yardım malzemelerinin ulaştırılmasıdır. İnsani yardımlar kesintisiz gerçekleştirilmeli. Tüm teşkilat üyesi ülkeler Mısırlı kardeşlerimize gereken desteği vererek Refah Sınır Kapısı’nın sürekli açık tutulmasını sağlamalıdır” dedi.
10 uçak dolusu insani yardım malzemesini Mısır’a sevk ettiklerini hatırlatan Erdoğan “Dün sivil gemimiz yola çıktı. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların tedavisiyle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
- 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Ramallah’a yaşananları tarif etmeye kelimeler kifayetsiz kalıyor. Hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının, ambulansların bombalandığı güvenli denilen bölgelere göç eden sivillerin katledildiği tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız.
- Hastane koridorlarında masum bedenleri sıra sıra dizilen çocuklar, sevip koklayamadıkları evlatlarına sarılarak can veren analar, enkaz yığınına dönen binalarda elleriyle aile fertlerini arayan babalar hasılı doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda yitip giden hayatlar tam 36 gündür süregiden vahşetin birer şahididir.
- İsrail yönetimi bir çoğumuzun doğru bulmadığı 7 Ekim hadisesinin intikamını Gazzeli bebeklerden, Filistinli masum çocuk ve kadınlardan çıkarmaktadır. Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir.
- İsrailli güçlerin ve işgalci yerleşimcilerin saldırılarından Batı Şeria’daki kardeşlerimiz de olumsuz etkileniyor. Birleşmiş Milletler’e göre Gazze ve Ramallah’ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73’ü kadın ve çocuklar.
- Bu cinnet halinin savunulabilir veya maruz gösterilebilir hiçbir tarafı yoktur. İnsan hak ve hürriyetlerini dilinden düşürmeyen Batılı ülkelerin Filistin’de süregiden katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir.
- Gazze’de 12 bine yakın insan ölmüş, Gazze’nin neredeyse tamamı yıkılmış ama bu ülkeler İsrail’e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor, yapamıyor. Gazze’de insanlar ölüyor ama onların hiç birinin kılı kıpırdamıyor. Bu sadece acizlik değil, aynı zamanda korkaklıktır, vicdansızlıktır.
- Zulüm karşısında susanlar da en az zalimler kadar akan kana ortaktır. Amerika ve Batılı ülkeler güya savunuculuğunu yaptıkları değerleri İsrail yönetiminin ihtiraslarına kurban etmişlerdir.
Abbas’tan koruma talebi
Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas da zirvede ABD ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) Filistin’e ilişkin sorumluluklarını yerine getirme ve İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırıları durdurma çağrısı yaptı. Abbas İsrail’in iki devletli çözüm imkanını ortadan kaldırdığını, Batı Şeria ile Kudüs’te Yahudi yerleşim birimi inşa, ilhak, etnik temizlik, ayrımcılık politikaları ile Gazze Şeridi’ne yönelik abluka uyguladığına dikkati çekerek İsrail’in yürüttüğü askeri-güvenlik çözümlerini de kabul etmeyeceklerini ve Filistin halkının meşru hakları üzerinde pazarlık yapmayacaklarını vurguladı.
Gazze Şeridi’nin Filistin devletinin ayrılmaz parçası olduğunu ve Kudüs ile Gazze Şeridi de dahil tüm Filistin topraklarında kapsamlı siyasi bir çözümün oluşturulması gerektiğini ifade eden Abbas, İsrail’in Filistin yönetiminin Gazze Şeridi’ne gönderdiği mali desteğe de elkoymasını reddettiklerini söyledi. Abbas BMGK’ya Filistin devletinin Birleşmiş Milletler’e (BM) tam üyeliğini onaylamasını, Filistin halkına uluslararası koruma sağlamasını ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasını öngören iki devletli çözüme garantör olması çağrısı yaparak Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) de Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğunu savundu.
Uluslararası toplumun Filistin devletinin kurumlarının kendi topraklarında görevlerini yerine getirmesi ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarı için destek vermesi gerektiğini kaydeden Abbas Filistin ekonomisini güçlendirmek için kaynak sağlamanın önemine vurgu yaptı.
Abbas “Halkımız soykırım savaşıyla karşı karşıya. Batı Şeria ve Kudüs’te her gün saldırıya uğruyor. Uluslararası koruma talep ediyoruz” dedi.
Esad da zirveye katıldı: Ajandada görüşme yok
Ülkesinde 2011’de patlak iç savaş ardından uluslararası arenadan “izole” edilen ve yeniden başlayan normalleşme süreçleri kapsamında Arap Birliği sandalyelerine geri dönen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da zirveye katıldı. Böylelikle Esad ve Erdoğan yıllar sonra aynı zirvede bir araya geldi, aynı fotoğraf karesinde yer aldı. Cumhurbaşkanlığı kaynakları Sputnik’e Erdoğan’ın programında Esad’la görüşme olmadığını açıkladı. Esad işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumu görüşmek üzere olağanüstü Arap-İslam zirvesi sırasında yaptığı konuşmada “Gazze hiçbir zaman sorun olmadı, sorun Filistin’dir ve Gazze sorunun özünün vücut bulmuş hali ve halkının acılarının açık ifadesidir. Gazze bir bütünün parçası ve ona yönelik son saldırılar 75 yıllık Siyonist suçlara uzanan süreçte yeni bir merhale anlamına geliyor. 32 yıldır barışı başaramamanın tek sonucu İsrail’in daha saldırgan, Filistin’in durumunun daha adaletsiz, baskıcı ve perişan hale gelmesi oldu. Baskı için gerçek araçlarımız yoksa attığımız hiçbir adımın veya yaptığımız konuşmanın hiçbir anlamı yok” dedi.
‘İki devletli çözüm öncelik değil’
Suriye Devlet Başkanı Esad iki devletli çözüm ve diğer detaylar hakkında konuşmanın önemli, fakat öncelikli olmadığını söyledi: “Bunları konuşmanın bir faydası olmayacağını biliyoruz.”
Arap liderlerini tavırlarını “uysallık” olarak nitelendiren Esad “Bu bize karşı daha fazla Siyonist vahşet ve katliam demektir. Sarmekte olan suç Arap ve İslam ülkeleri olarak Filistin meselesiyle ilgili tekrar eden olayları parçalı bir şekilde ele alma şeklimizden ayrı düşünülemez. Zirvemizde yaşananlar cinayet değil, Siyonizm’in barbarlıkta kendini aşması ve bizi benzeri görülmemiş sorumluluklarla karşı karşıya bırakmasıdır. Filistinlinin önce insani yardıma mı ihtiyacı var, yoksa yaklaşan soykırımdan korunmaya mı? Cesur Filistin direnişi bölgemize yeni bir gerçeklik dayattı ve biz de bununla birlikte denklemleri değiştirmemizi sağlayacak siyasi araçlara sahip olduk” diye konuştu.
Öte yandan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi Riyad’daki olağanüstü zirveye katılmak üzere Tahran’dan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada Gazze’deki çatışma karşısında eyleme geçmenin zamanının geldiğini söyledi. Reisi “Gazze söylem değil eylem alanı olmalı. Bugün İslam ülkelerinin birliği çok önemli” demişti.