İsrail ve Filistin arasında son aylarda artan gerginlik ramazan ayı ve Hamursuz Bayramı’nın denk geldiği son iki haftada zirveye ulaştı. 15 Yahudi hahamın, Mescid-i Aksa’da kurban kesmeyi başaranlara 5 bin 500 dolar değerinde para ödülü vereceğini duyurmasının ardından Yahudi yerleşimciler bölgeye daha çok akın etmeye başladı. Yahudi yerleşimcilerin Aksa baskınlarının yanı sıra İsrail kolluk kuvvetlerinin de sivil Filistinlilere şiddet uygulaması uluslararası arenada tepkiyle karşılandı. Bunun akabinde Lübnan’dan İsrail’in kuzeyine roket saldırıları yapılmıştı. İsrail söz konusu roket saldırılarından Hamas’ı sorumlu tutmuştu.
İsrail’in yaşadığı tek güvenlik sorunu bununla da sınırlı değil. Yüksek mahkemenin yetkilerini sınırlayacak yargı reformuna karşı İsrailliler, 14 haftadır hükümet karşıyı eylemlerini sürdürüyor. Bu çerçevede 750 yedek asker, reformun yasalaşması halinde acil bir durumda göreve gelmeyi reddedeceklerini açıkladı. Reform sürecinin meclis tatilden dönene kadar ertelenmesi ve Filistin ile yaşanan gerginlikler bile protestocuları durdurmaya yetmedi. Yüz binlerce kişi sokaklara dökülerek hakkını aramaya devam etti ve ediyor da.
Bu iç ve dış güvenlik buhranının ortasında, Hamursuz Bayramı’nın bitimine bir gün kala Başbakan Benyamin Netanyahu nihayet bölgedeki gerginliği düşürecek bir adım attı. Savunma Bakanı Yoav Gallant, Ulusal Güvenlik Bakanı ve güvenlik birimlerinin başkanlarıyla görüşen Netanyahu, durum değerlendirmesinin ardından ‘Yahudi ziyaretçi ve turistlerin’ ramazanın sonuna kadar Mescid-i Aksa’ya girmelerini yasakladı.
Bu kararın alınmasında Gallant, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet Başkanı Ronen Bar ve Emniyet Müdürü Yaakov Shabtai’nin etkisi oldu. Aşırı sağcı Ben-Gvir ise pek de şaşırtıcı olmayan bir şekilde karara itiraz etti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde diyoruz çünkü Ben-Gvir daha önce de yargı reformunu oylama sürecinin durdurulmasına tepki göstererek rest çekmişti. Netanyahu o zaman Ben-Gvir’i ikna edebilmek için yeni bir güvenlik teşkilatının kurulmasına zemin hazırlanacağı sözünü vermişti.
Ben-Gvir’e göre, böyle bir karar ‘gerginliği düşürmek yerine daha da tırmandıracak ciddi bir hata’. Ben Gvir bu düşüncesini, Mescid-i Aksa’da Yahudilerin olmamasının otomatik olarak polis varlığının da azalmasına yol açacağı, bunun da ‘Yahudileri öldürmeye yönelik çağrılar için uygun zemin hazırlayacağı’ şeklinde gerekçelendirdi. Aşırı sağcı bakan, “Terörün kaprislerine boyun eğmek yerine güçlü bir şekilde karşılık verilmelidir’ dedi.
Ben-Gvir daha önce de Filistinlilere karşı ırkçı ve provokatif eylemleriyle tanınıyordu. Muhalefet, şu anda yaşanan güvenlik sorunundan başta Ben-Gvir olmak üzere Netanyahu hükümetini sorumlu tutuyor. Hatta eski Başbakan Yair Lapid, Ben-Gvir’i ‘TikTok palyaçosu’ olarak yaftalamış ve Netanyahu’yu da aşırı sağcı bir şahsiyeti güvenliğin başına getirdiği için eleştirmişti.
Öte yandan Hamursuz Bayramı’nın bitişini kutlamak için Mescid-i Aksa’nın yanındaki Ağlama Duvarı’na gidecek Yahudilerin güvenliğinin sağlanması için tüm güvenlik birimlerinin seferber edilmesi talimatı da verildi.