Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonu ardından Gazze’de topyekûn işgale başlayan İsrail’in dış politikası kadar içişleri de karışmıştı. Aksa Tufanı esnasında Hamas tarafından esir alınarak diğer direniş örgütleriyle “paylaşılan” 250’den fazla İsrailli esir İsrail siyasetinde ipleri geren ana konulardan biri haline gelmişti. İsrailli esir yakınları ve onları destekleyenler 7 Ekim’den bu yana hemen her cumartesi meydanlarda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve onun aşırı sağcı hükümetini istifaya davet ediyordu. Bu öfke haliyle anketlere de yansıyor ve Netanyahu yönetimini “milli güvenlik sorunu” olarak görenlerin sayısı arttıkça Likud Partisi ve koalisyonu da geriliyordu.
Anketlerde dibi gören Netanyahu ve yönetimi yürüttükleri savaşın vahşetini kat be kat artırırken hatta savaşın sınırlarını Lübnan’a kadar yayıp bir günde 500’den fazla insanı katlederken ne olduysa yeniden tırmanışa geçti. Biz de bu “ne olduysa” kısmını inceleyeceğiz. Yani, Netanyahu’nun partisi Likud’un ulusal anketlerde zirveye çıkışını…
İsrail’in Lübnan ve İran’da daha agresif operasyonlar başlatmasının ardından Binyamin Netanyahu’nun anketlerdeki durumu 7 Ekim sonrasındaki en düşük seviyelerden toparlanarak Likud partisini ulusal anketlerde yeniden zirveye taşıdı.
Beklenmeyen yükseliş
Aslında Likud’un yükselişi bu yılın başlarında kendisini hissettirmeye başlamıştı, ancak Hamas liderinin ve üst düzey Hizbullah komutanın suikasta uğradığı temmuz ayının sonundan itibaren daha hissedilir bir raddeye erişti.
Şimdi de Hizbullah üyelerini hedef alan iletişim cihazlarının patlatılmasının ardından Lübnan’ın İsrail kuvvetlerince hedef alınması gündemde. Cuma günkü hava saldırısında Hizbullah’ın elit Rıdvan gücünden çok sayıda komutan öldürüldü. Bunu pazartesi günü iki ülke arasındaki 2006 savaşından bu yana İsrail’in Lübnan’da en ölümcül bombardımanı izledi.
Şiddet olaylarındaki artış yurtdışında şaşkınlık yaratırken Birleşmiş Milletler (BM) gerilimi düşürme çağrısı yaptı ve İsrail’in müttefikleri geniş çaplı bir savaşın riskleri konusunda uyarıda bulundu. Ancak İsrail’de yapılan anketler Likud’un Hamas’ın İsrail tarihindeki en kötü güvenlik başarısızlığı olarak görülen saldırısının ardından kaybettiği zemini büyük ölçüde geri kazandığını gösteriyor.
Netanyahu’nun aşırı dinci ve aşırı sağcı partilerle kurduğu koalisyon yeni seçimlerde yine de çoğunluğu sağlayamayacak. Ancak son iki hafta içinde yapılan anketler Likud’un 120 sandalyeli parlamento için yapılacak yeni seçimlerde kazanabileceği sandalye sayısının 7 Ekim’den sonraki aylarda 16’dan 20’lere yükseldiğini ifade ediyor. Ki bu, Likud için bir daha asla erişemeyeceği bir eşik olarak görünüyordu. Ma’ariv gazetesinde yayınlanan anket Likud’un şu an 32 olan sandalye sayısını eylül ortalarında 24’e çıkarttığını yazmıştı. Bu da kayıtlara 7 Ekim’den bu yana Likud’un elde ettiği en yüksek skor olarak yansımıştı. Eski general Benny Gantz liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi’nin sandalye sayısı ise 21’de kalmıştı ki, Gantz Netanyahu’yu zorlayacak en dişli rakip olarak öne çıkıyordu. Gazze’de Hamas’a karşı yürütülen savaşın başlarında kamuoyu yoklamaları Likud’un parlamentoda en fazla 16-18 sandalye kazanacağını gösteriyordu.
Financial Times’a demeç veren analistler birçok insanın Netanyahu’nun İsrail’i ayağa kaldırdığını düşündüğünü belirtiyor.