7 Ekim’de Hamas öncülüğündeki Filistinli örgütlerin İsrail kontrolü altındaki topraklara saldırmasıyla Gazze Şeridi’nde başlayan savaşta 39 binin üzerinde Filistinli yaşamını yitirdi. Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail yönetimi tüm tepkilere rağmen saldırılarını sürdürüyor.
Çin, 21 ve 22 Temmuz’da Fetih Hareketi ile Hamas başta olmak üzere Filistinli grupların katıldığı kapsamlı bir ulusal toplantıya ev sahipliği yapmıştı. Filistinli 14 grubun üst düzey temsilcisi, 21 Temmuz’da başlayan uzlaşma görüşmeleri sonrası aralarındaki bölünmüşlüğe son vermeyi ve birlik oluşturmayı amaçlayan ‘Pekin Diyaloğu’nu imzalamıştı.
Gazze’deki savaşa uluslararası tepkiler sürerken İsrail’in saldırılarına bir tepki de okyanusların ötesinden geldi. Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda, Filistinli grupların üst düzey temsilcilerinin Çin’in öncülüğünde yürüttüğü görüşmelerin uzlaşıyla sonuçlanmasının ardından ortak yazılı açıklama yaptı.
‘Hamas’ın Gazze’de hiçbir rolü olmamalı’
Yapılan bir açıklamada, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda, sivillerin korunması ve Gazze’deki yardım akışının artırılması gerektiğini vurgulayarak, Gazze için “acil ateşkes” çağrısında bulundu. Gazze’deki durumun “felaket” olarak nitelendirildiği açıklamada, insanların yaşadığı acıların kabul edilemez olduğu ve bu durumun devam etmemesi gerektiği belirtildi.
Açıklamada, sivillerin korunmasının önemine dikkat çekilerek, Hamas’ın silah bırakması ve tüm rehineleri serbest bırakması gerektiği ifade edildi. Buna ek olarak üç ülke, Hamas’ın Gazze’nin gelecekteki yönetiminde hiçbir rolü olmaması gerektiğini düşündüklerini dile getirdi.
Ayrıca Lübnan sınırında artan gerilimle ilgili olarak çatışmaların devam etmesinin on binlerce Lübnanlı ve İsraillinin hayatını tehlikeye atacağı uyarısında bulunuldu.
Hamas: ABD Netanyahu’ya baskı yapmalı
Bu arada ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların başkan adayı Kamala Harris’in “Gazze’deki acil insani durum” konusundaki endişelerini dile getirmesinin ardından, Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet er-Rişk bu konuda bir açıklama yaptı.
Rişk “Gazze’deki insani durumla ilgili endişeler ve halkımızın çektiği acılara dair üzüntü, Amerika’nın tekrarladığı bir yalandır. Savaşı durdurmak isteselerdi, bunu yapabilirlerdi. İsrail ordusuna verdikleri askeri, güvenlik, siyasi ve istihbarat desteğini geri çekerlerdi” dedi.
Hamas yetkilisi, Harris’in seçim kampanyasında “yalanlar söyleyerek, savunduğunu iddia ettiği insan haklarını ve uluslararası hukukun güvence altına aldığı işgalciye direnme hakkını göz ardı ederek Siyonist oluşumun lehine ve Filistin halkının aleyhine sapkın bir vizyonla hareket ettiğini” öne sürdü. Rişk ABD yönetimine “soykırım savaşını” durdurma çağrısında bulunarak şöyle konuştu:
“ABD esir değişimi anlaşmasını defalarca ihlal edenin Netanyahu olduğunu biliyor ve masum halkımıza karşı acımasızca yürüttüğü savaşı durdurması için ona baskı yapmalı.”
Harris iki gün önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından, Gazze’deki acil insani duruma ilişkin ciddi endişelerini dile getirerek “Bu anlaşmayı (esir takası) gerçekleştirelim ve ateşkes ile savaşı sonlandıralım” demişti.
7 Ekim sonrası Gazze: Neler yaşandı?
Gazze’de savaş, Hamas öncülüğündeki Filistinli örgütlerin 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği ve çoğu sivil binden fazla kişinin ölümü, 5 bin 132 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının ardından patlak verdi. Militanlar ayrıca yaklaşık 250 rehine ele geçirdi; İsrail’in tahminlerine göre bunlardan en az 110’u Gazze’de kaldı, 36’sı öldü.
Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 39 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te dört günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasadışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 300 Hizbullah mensubu ve 50’den fazla Lübnanlı sivil, 40’ı aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.