Hamas’ın siyasi büro şefi İsmail Haniye ölene kadar tüm dünya İsrail ile Lübnan Hizbullahı arasında bir savaş çıkmasını beklerken İran’daki suikast sahnenin değişmesine sebep oldu. İran’ın nasıl bir misilleme yapacağı merak konusu olurken bazı ülkeler vatandaşlarından bölgeden uzak durmasını istedi, yetkililer saldırının gerçekleşeceği zaman için bugüne işaret ediyor.
ABD’li ve İsrailli yetkililer, Axios muhabiri Barak Ravid’e İran’ın cevabını bu sabah saatlerinde beklendiğini söyledi. İsrail gazetesi Walla’nın haberine göreyse ABD’nin Ortadoğu’daki kolu Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Generali Michael Erik Kurilla dün sabah İsrail’e geldi. Kurilla’nın bölgeye gelişinin sebebi olarak İran ve Lübnan Hizbullahı tehdidine karşı koalisyon hazırlıkları gösteriliyor.
Tehditler havada uçuşuyor
İran Devrim Muhafızları dünkü açıklamasında Haniye’nin ölümünden bir kez daha “Siyonist rejimi” sorumlu tutarak intikamlarının “uygun yer ve zamanda ağır bir şekilde” alınacağını söyledi. İran Dışişleri Bakanı Vekili Ali Bakıri Kani, cuma günü Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile telefon görüşmesinde İran’ın İsrail’i “cezalandırmak için meşru hakkını kullanacağını” söyledi. Aynı gün İran’ın devlet kanalı “dünyanın ilerleyen saatlerde olağanüstü sahnelere tanık olacağını” söyledi.
İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği, cuma günü CBS News’e Lübnan Hizbullahı’nın da daha şiddetli tepki vereceğine işaret etti. Çünkü Haniye’nin ölümünden saatler önce İsrail, Lübnan’ın başkenti Beyrut’a saldırı düzenleyerek örgütün önde gelen komutanlarından Fuad Şükür’ü öldürdü. İran heyetinden bir sözcü CBS News’e “Hizbullah ve Siyonist rejim şimdiye kadar ortada yazılı bir anlaşma olmasa da askeri operasyonlarında belli bir sınıra bağlı kaldı. Yani çatışmalarını sınır bölgeleriyle sınırlandırdılar ve öncelikleri de askeri hedefler oldu. Ancak rejimin Beyrut’taki Dahiye’ye saldırması bu sınırdan sapma anlamına geliyor. Hizbullah’ın buna karşılığı hem daha geniş ölçekli hem de daha derin olacak ve bu kez askeri hedefler ve araçlarla sınırlı kalmayacağını tahmin ediyoruz” dedi.
Tahran ve Tel Aviv en son nisan ayında, İran’ın Şam’daki büyükelçiliği vurulup da Devrim Muhafızları’nın önemli bir komutanı öldükten sonra bir kez daha karşı karşıya gelmişti. O zaman İran’ın İsrail’e verdiği karşılık 300’den fazla füze ve dron yollamak olmuştu.
Pentagon cuma günkü açıklamasında Ortadoğu’ya takviye savaş uçakları ve savaş gemileri konuşlandıracağını söylemişti. Bunlar arasında balistik füzeleri vurabilen kruvazör ve destroyerler de dahil. Önceleri Pentagon’un USS Theodore Roosevelt uçak gemisi grubunun Ortadoğu’daki misyonunun sona ermesi tamamladıktan sonra yerine yeni savaş gemisi göndermeyeceği yönünde spekülasyonlar vardı. Ama ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, USS Abraham Lincoln grubunun Roosevelt yerini almasına karar verdi.
Hangi ülkeler vatandaşlarını uyardı?
ABD kendi vatandaşlarından buldukları ilk fırsatta Lübnan’ı terk etmeye çağırdı. ABD Büyükelçiliği, dünkü açıklamasında Lübnan’da kalmayı tercih edenlerin “acil durum planı hazırlamalarını” belirterek “uzun süre orada kalmaya hazır olmaları gerektiğini” vurguladı. İngiltere, İsveç, Fransa, Kanada ve Ürdün de benzer uyarılar yaptı. Türkiye de benzer bir uyarı geçerek Lübnan’daki güvenliğin hızlı bir şekilde bozulabileceğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı’nın özellikle saydığı yerler arasında Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek-Hermel vilayetleri vardı.
Birçok havayolu şirketi İran, İsrail ve Lübnan uçuşlarını askıya aldı, seferlerine devam edenlerin biletleri ise tükendi. Avrupalı bir büyükelçi İngiliz gazetesi The Observer’a, uçak seferlerinin kesintiye uğramasının tahliye ihtimalini artırdığını söyleyerek “Çünkü insanlar buradan doğal yollarla ayrılamayacak. Normalde bölgeye uçan şirketlerin yüzde 70’i seferlerini iptal etmiş durumda. Bekliyor ve izliyoruz. Tahliye senaryosuna İsrail de dahil olabilir” dedi. İngiltere tahliyelere yardımcı olmak için bölgeye takviye birlik, konsolosluk çalışanı ve sınır gücü gönderdiğini açıkladı. BBC International’ın haberine göre şu anda Doğu Akdeniz’de iki İngiliz askeri gemisi var, Kraliyet Hava Kuvvetleri de tahliye helikopterlerini hazırda bekletiyor.
AB’nin doğudaki sınırı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de sivillerin tahliyesine yardımcı olmak için hazırda bekliyor. Çatışmalar büyürse Güney Kıbrıs’ın bölgesel merkez olması bekleniyor. İsveç’in Lübnan Büyükelçisi geçen hafta çalışmalarına devam etmek için Lefkoşa’ya taşındı ve bu Akdeniz adasının olası bir savaşta büyük bir rol oynayacağına vurgu yaptı.
Bölge sakinleri ne yapacağını bilemiyor
Lübnan’da yerel halkın ise kafası karışık. 23 yaşındaki Lübnan-Brezilya asıllı Bruna Hasan El Safevi “Endişeli değilim ama ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum. En iyi seçenek ne, kalmak mı yoksa başka bir ülkede yeni bir başlangıç yapmak mı?” diyor. The Guardian’a konuşan Safevi’nin evi Beyrut Havaalanı’na çok uzak değil: “Uçakların indiğini görmeye devam ediyorsam sorun yok demektir, güvendeyim. Uçakları görmeyi bıraktığım anda eşyalarımı toplamaya koyulacağım” dedi.
İsrail’in en kuzeyindeki Hayfa’da normalde yaz akşamları tıklım tıklım olan bar ve restoranlar neredeyse boş. Şehir sakinlerinden 26 yaşındaki Leyla El Nasır “Mevcut durumu düşünmemeye ve günlük hayatımı sürdürmeye çalışıyorum. Yoksa endişeden kafayı yersiniz” diye konuştu.