Pakistan’da genel seçimlerin adil yapılmadığı iddialarının ortaya atılmasının ardından patlak veren protestolardan sonra üst düzey bir yetkili kritik bir itiraf yaptı: Seçimlere hile karıştırıldı.
Pencap eyaletinin Rawalpindi kentinin Emniyet Müdürü Liyakat Ali Çatta gazetecilere eyalet yetkililerinin 70 binden fazla oy farkıyla önde giden bağımsız adayların sonuçlarını değiştirerek kaybedenlerin kazanmasını sağladıklarını söyledi. Bağımsız adayların büyük kısmı İmran Han’ın müttefikiydi.
Çatta üzerinde çok fazla baskı olduğunu, intiharı bile düşündüğünü, ama sonra kamuoyuna durumu itiraf etmeye karar verdiğini söyledi. “Rawalpindi’deki yanlışların sorumluluğunu üstleniyorum. İşlediğim suçlar için cezalandırılmalıyım ve suça karışan diğer insanlar da cezalandırılmalı” diyen Çatta seçim komisyonunun başkanını ve Pakistan yargısının başındakileri seçime hile karıştırılmasında oynadıkları rolden dolayı suçladı. Çatta itirafının ardından polis tarafından tutuklandı.
Çatta’nın itirafı Pakistan’da tartışmalara sebep olan 8 Şubat seçimlerinin meşruluğuna ilişkin soru işaretlerini artırdı. Seçimleri normal şartlarda 101 sandalye ile bağımsızlar yani İmran Han kazandı. Ama mecliste çoğunluğu sağlayamadıkları için tek başlarına hükümet kuramadılar.
Partilerin sesi daha da yükseldi
Eski Başbakan Navaz Şerif’in partisi Pakistan Müslüman Birliği (PML-N) ile Bilawal Butto Zardari’nin Pakistan Halk Partisi (PPP) koalisyon kurarak iktidarı garantiledi. Halk ise seçim sonuçlarını zaten en başından beri kabullenmemişti. Çünkü hem seçim günü bant daraltmasına gidilmesi, hem de sonuçların ancak dört gün sonra açıklanması seçim komisyonuna güveni zedeledi. Ayrıca İmran Han’ın partisi PTI’nin seçime girememesi için önlerine pek çok engel konması, İmran Han’ın seçimden önce 30 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılması da destekçilerini öfkelendirdi.
Pakistan Yüksek Mahkemesi Başyargıcı Kazı Fayez İsa ile hakkındaki iddiaları reddetti. Seçim Komisyonu da Çatta’nın iyice pekiştirdiği “Seçime hile karıştı” iddialarını reddederken Pencap’ın geçici yöneticisi Muhsin Nakvi iddiayı ciddiye alarak seçim sonuçlarının manipüle edildiği iddialarının “tarafsız şekilde soruşturulması” talimatı verdi.
PTI ise seçim komisyonu başkanının istifasını isteyerek hafta sonunda seçim sonuçlarına itiraz için ülke genelinde protestolar düzenleneceğini duyurdu. Geçen ağustostan beri hapiste olan Han ise halkın iradesinin çalındığını söyledi. Pakistan genelinde büyük bir protesto dalgası yayılırken Pencap polisi PTI’nin desteklediği Salman Ekrem Raja’yı Lahor’daki protestolara katıldığı gerekçesiyle tutukladı. Raja sonuçların sahte oylarla değiştirildiğini söyleyen pek çok milletvekili adayından biri.
Muhafazakâr parti İslam Uleması Cemiyeti’nin Genel Başkanı Fazlur Rahman da seçimlere hile karıştırıldığını iddia ederek sonuçları kabul etmeyeceklerini söyledi. 2022’de Han’ın güvensizlik oylamasıyla düşürülmesinde rol oynayan ittifakın bir parçası olan partinin lideri Rahman seçimlerin satıldığını iddia ederek “Bazılarına para karşılığında sandalye verildi” dedi.
‘Seçim manipülasyonundan ordu ve seçim komisyonu sorumlu’
Pakistan’da ayrılıkçıların baskın geldiği Belucistan eyaletinde ise etnik milliyetçi partiler ordunun PPP ve PML-N’ye fayda sağlayacak şekilde seçimlere hile karıştırılmasına yardım ettiğini söyledi. Eyalette ana yollar günlerdir kapalı. Pakistan’ın yönetim kademesinde yıllardır söz sahibi olan ordu seçimden aylar öncesinde dahi sonuçlara müdahale edeceği şüphesiyle eleştirilere maruz kalmıştı.
Yazar ve siyasi analist Zahid Hüseyin emniyet müdürünün itirafında ordudan bahsedilmese de ordunun seçime hile karıştırmasının beklenen bir şey olduğunu belirterek “Pakistan’daki büyük çaplı manipülasyonların arkasında ordunun ve seçim komisyonunun olduğunu herkes biliyor. İtiraf niteliğindeki bu açıklama birçoğumuzun zaten bildiği seçim manipülasyonunun kanıtı” diyor.
Ordunun zamanında Navaz Şerif’in yolsuzluk nedeniyle sürgünde kalmasından da, Bilaval Butto’nun annesi ve eski kadın başbakan Benazir Butto’nun orduya karşı geldiği için 2007’de suikast sonucu öldürülmesinde de parmağı olduğundan şüpheleniliyor. Bugün İmran Han’ın hapiste olmasında da yine ordunun parmağı olduğu düşünülüyor.