Eylül 2022 yılında baş örtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltında maruz kaldığı darp nedeniyle ölen Mahsa Amini, İran’da büyük bir isyanın doğuşuna sebep olmuştu. 20 bin kişinin tutuklandığı, 500’den fazla kişinin de hayatını kaybettiği protestoların ardından İran ilk kez Parlamento ve Uzmanlar Meclisi seçimleri için sandık başına gidiyor. İran halkı, milletvekili seçiminin yanı sıra, ‘Uzmanlar Meclisi’ olarak bilinen ve dini lideri atamak ve görevden almak gibi önemli görevlere haiz dini organın 88 üyesini belirlemek için de oy kullanacak. Ülkede, milletvekili seçimleri dört yılda bir, Uzmanlar Meclisi seçimleri ise sekiz yılda bir gerçekleştiriliyor.
İslam “Devrimi”nin yaşandığı 1979 yılından bu yana insan hakları ihlalleriyle gündemden düşmeyen İran için bu seçimler, Amini protestoları ardından Molla rejiminin popülaritesini test edecek bir araç olarak görülüyor. İran, kişisel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasının yanı sıra aynı zamanda Batı’nın yaptırımları nedeniyle büyük bir ekonomik buhranın da içerisinde. İnsanlar, bu bıkkınlık ve hayal kırıklığı atmosferinde oy vermek için sandıklara gitmeye başladı. İran devlet televizyonu oy verme işleminin yerel saatle sabah 8’de başladığını ve 10 saat sürmesinin planlandığını bildirdi. Yerel medyaya göre oy verme işleminin süresi uzatılabilir de.
Sandığa ilk giden kişi de oy vermeyi dini bir görev olarak niteleyen İran’ın dini lideri Ali Hamaney oldu.
Oy verme işleminin ardından Hamaney, “Mümkün olan en kısa sürede oy verin. Bugün İran’ın dostlarının da kötü niyetli olanların da gözleri seçim sonuçlarında olacak. Dostlarımızı sevindirin, düşmanlarımızı hayal kırıklığına uğratın” dedi.
Köktencilerin hakimiyetini sürdürmesi bekleniyor
Seçim, 2022-23 yıllarındaki hükümet karşıtı protestoların 1979 İslam Devrimi’nden bu yana en kötü siyasi kargaşaya dönüşmesinin ardından kamuoyunun ilk resmi ölçümü. İran’ın yöneticileri, ülke çapındaki protestoların ardından zedelenen meşruiyetlerini onarmak için yüksek bir katılım oranına ihtiyaç duyuyor. Ancak anketlere göre İranlıların sadece yüzde 41’inin oy kullanması bekleniyor. Yani, reformistler ve ılımlıların katılmayacağı İran’daki seçimlerde yarış, büyük çoğunlukla muhafazakarlar ve köktenciler arasında geçecek. Devrim Muhafızları ve onlara bağlı Besiç milislerinin eski üyeleri ile Dini lider Ayetullah Ali Hamaney’e sadık diğer kişilerden oluşan köktenci grubun parlamentodaki hakimiyetini sürdürmesi bekleniyor. Bu partiler arasında ‘İslam Devrimine Adanmışlar ve Yol Arayanlar’, ‘İslam Devrimi İstikrar Cephesi’, ‘İslami Koalisyon Partisi’ ve ‘Muharip Din Adamları Birliği’ gibi partiler yer alıyor. Eski Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ın ikinci dönem için yeniden seçilmesine itiraz ederek 2009’da siyasi ana akımından uzaklaştırılan reformistler, bu defa hiçbir aday listesini desteklememe kararı aldı. ‘Reformistler’ diye tanımlanan reform yanlısı adaylar, 2020’de Meclis seçiminde kitlesel diskalifiye ile karşı karşıya kalmıştı. Reformistler, İran İslam Cumhuriyeti’nin yıkılmasından ziyade kademeli olarak değişmesini istiyor. Ancak sosyal ve siyasi özgürlükleri artırmaya yönelik yıllar süren başarısız girişimlerin ardından, gündemleri 2022’de protestocular tarafından yetersiz bulunarak reddedildi.
İran’da oyların sayımları genelde elle yapılıyor bu sebeple sonuçların açıklanmasının üç günü bulabileceği belirtiliyor. İngiltere merkezli haber ajansı Reuters’ın aktardığına göre, sonuçlar yine de Cumartesi günü belli olmaya başlayabilir.
‘Oy kullanmayın’ çağrısı
İranlı aktivistler ve muhalif gruplar, yüksek katılımın İslam Cumhuriyeti’ni meşrulaştıracağını savunarak oy vermeyin çağrısı yaptıkları ve seçimlerin bir sirk olduğunu niteleyen #VOTENoVote ve #ElectionCircus etiketlerini sosyal medyada yaygın bir şekilde paylaşıyor. Hapisteki Nobel Barış Ödülü sahibi kadın hakları savunucusu Nergis Muhammedi seçimleri “düzmece” olarak nitelendirirken, Hamaney de ülkenin “düşmanlarını” – normalde ABD, İsrail ve Batıcı İranlılar için kullandığı bir terim – İranlı seçmenler arasında umutsuzluk yaratmaya çalışmakla suçladı. Ancak ülkede “düşmanların” çabasından bağımsız genel bir yorgunluk ve umutsuzluk zaten hakim. İsfahan’ın merkezinde yaşayan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Mehran, “Rejim değişikliği istiyorum ve İslam Cumhuriyeti’nin gücünü pekiştirmekten başka bir işe yaramayacağı için oy kullanmamaya karar verdim. Özgürce yaşamak istiyorum” diyor. Ülkede yapılan röportajlar, Mehran gibi düşünen çok sayıda insan olduğunu gözler önüne seriyor. Pek çok İranlı, 2022 yılında Mahsa Amini’nin gözaltında ölümüyle başlayan, 20 bin gözaltı, idamlar ve 500’den fazla can kaybıyla sonuçlanan kitlesel protestoların öfkesini hala içinde taşıyor.
İçişleri Bakanlığı’na göre 290 üyeli Meclis için 15 bin 200 aday (ki bu rekor olarak kabul ediliyor) Muhafız Konseyi’nin elemesinden geçerek adaylık için kayıt yaptırdı. Muhafız Konseyi denilen kurum, İslam’a bağlılığı, dini hukuk sistemine ve İran İslam Cumhuriyeti’ne olan inancı değerlendiren, din adamları ve hukukçulardan oluşan bir organ. Katı bir tutum içinde işleyen bu kurum, Uzmanlar Meclisi oylamasında aday olmak isteyen din adamına yeterlilik vermekle mükellef. Euronews’in aktardığına göre Uzmanlar Meclisi, oylamasında aday olmak için müracaat eden 510 aday arasından 144 din adamına yeterlilik verdi. “Ilımlı” kabul edilen eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin yarışa katılması, Muhafız Konseyi tarafından engellenmişti.
Petrol ve doğal gaz rezervleri açısından dünyanın en zengin ülkelerinden olan ancak dış yaptırımlar nedeniyle ekonomik krizin pençesinde bulunan 87 milyon nüfuslu ülkede yaklaşık 61 milyon kayıtlı seçmen bulunuyor. İran Anayasası, dini azınlıklar için parlamentoda beş sandalye ayrılmasını zorunlu kılıyor. İran Parlamentosu, Hamaney tarafından belirlenen dış ilişkiler ve nükleer gelişmeler gibi alanlarda politika belirlemiyor. Analistlere göre köktencilerin parlamentodaki hakimiyetlerini sürdürmesi öngörülüyor.