İsrail ve Filistinli direniş örgütleri arasındaki savaş tüm dünyada İslamofobi ve antisemitizm tekrar yükselişe geçirdi. Özellikle ABD’de gerek Vermont’taki üç Filistinli öğrencinin silahlı saldırıya uğraması ve bunun akabinde öğrencilerden birinin felç kalması gerekse Chicago’da bir erkeğin, Filistinli kiracılarının 6 yaşındaki çocuğunu öldürmesi nefret suçlarının geldiği seviyeyi gösteriyor. Bununla birlikte Fransa ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde sinagoglara saldırı gibi olaylar görülse de ABD’de henüz kayıtlara geçen ölümcül bir antisemitik saldırı olmadı. Ancak Temsilciler Meclisi salı günü Cumhuriyetçilerin öncülüğünde antisemitizmi kınayan bir karar tasarısına imza attı.
Meclisteki bazı Demokratlar, Cumhuriyetçilerin önerdiği tasarının çok geniş ölçekli olduğunu söyleyerek, bunun İsrail hükümetine ya da politikalarına yönelik her türlü eleştiriyi antisemitizm olarak tanımlanacağına dair endişelerini dile getirdi. Bu endişelere rağmen oylama 311 “evet” oyuna karşı 14 ret oyuyla sonuçlandı. 92 Demokrat kararı kabul ederken, 13 Demokrat ve Cumhuriyetçi Thomas Massie tasarıya karşı çıktı.
Tasarıdaki “Siyonizm karşıtlığı antisemitizmdir” ifadesine dikkat çeken Yahudi Demokrat Temsilci Jerry Nadler bazı Yahudi toplulukların dini nedenlerle Siyonizme karşı çıktığını söyleyerek, “Bu ya entelektüel açıdan samimiyetsiz ya da gerçekten yanlış kullanılmış bir ifade. Tasarıyı yazanlar eğer Yahudi tarihi ve kültürüne biraz olsun aşina olsalardı antisemitik olmayan Siyonizm karşıtı Yahudiler olduğunu bilirlerdi. Özellikle şu anda çoğu Siyonizm karşıtının antisemitizm sorunu olduğu bir gerçek. Ancak bu kavramın diğerine eşit olduğunu söyleyemeyiz” diyerek tepki gösterdi ancak yine de karara evet oyu verdi.
ABD’deki Müslüman hak grubu MPower Change’in yöneticisi Yasmine Taeb, evet oyu veren milletvekillerinin bazılarının antisemitizmi Siyonizm karşıtlığıyla bir tutmak istemediğini ancak antisemitizme karşı çıkıyormuş gibi görünmeyi göze alamadıklarını söylüyor.
Siyonizm nedir?
1948 yılında İsrail’in kurulmasına yardımcı olan milliyetçi bir ideoloji olan Siyonizm’de, Yahudi halkının atalarının anavatanı olarak gördükleri Filistin topraklarına sahip olması gerektiğini savunuluyor. 1800’lerin sonlarında yükselişe geçen Siyonizm, kısmen Avrupa’daki antisemitizme tepki olarak ortaya çıktı. Ancak Siyonizm’in Filistin topraklarında yüzünü göstermesiyle yüz binlerce Filistinli evlerini terk etmeye zorlandı. Öyle ki bu olay “felaket” anlamına gelen “Nakba” olarak adlandırıldı. Filistinliler, İsrail kurulduğundan beri yaşadıkları baskınlardan, kaybettikleri topraklardan Siyonizm’i sorumlu tutuyor. ABD’deki Filistin yanlısı protestolara pek çok Yahudi ve haham da destek verdi. Bu Yahudiler kendilerini Siyonizm karşıtı olarak tanımlıyor.
ABD’deki protestolara aktif bir şekilde katılan Barış İçin Yahudilerin Sesi (JVP) grubu da Temsilciler Meclisi’nin kararını kınamakta gecikmedi. “Siyonizm karşıtlığının antisemitizm olduğunu söylemek tüm Yahudileri İsrail devleti ile bir tutmakta ve topluluğumuzu tehlikeye atmaktadır” denen açıklamada, “Bu karar Filistinlilerin şiddete uğramasını ve sansürü de körüklüyor. Bizler gururlu Siyonizm karşıtı Yahudileriz. Toplumların birbirine düşürülmesini reddediyoruz” sözleri yer aldı.
‘Nehirden denize Filistin’ sloganı da hedef alındı
Kararda kınanan bir diğer şey ise protestocuların Filistin için adalet çağrısı yaparken kullandıkları “Nehirden denize Filistin” sloganı oldu. Temsilciler Meclisi’nin kararında slogan, “İsrail devleti ve Yahudi halkının ortadan kaldırılmasının çağrısı” olarak yorumlandı. Kararda geçen ay Washington DC’de ABD hükümetinin ateşkesi kabul etmesi için İsrail’e baskı yapmasını istemek için toplanan protestocuları “isyancılar” olarak nitelendirdi. Karara göre protestocular, “antisemitizmi güçlendiren nefret dolu ve aşağılık bir dil” kullanmıştı.
ABD Filistin Toplumu Ağı (USPCN) organizatörlerinden Hüsam Marajda, El Cezire’ye verdiği demeçte kararın Filistinli hak savunucularını bağnazlıkla suçlayarak ve İsrail’in Gazze’deki politikalarına yönelttikleri eleştirilerin “nefret söylemi” olarak etiketlenmesinin “hareketi iptal etme” çabası olduğunu söyleyerek, “Bu karar çok tehlikeli. Çok ama çok kötü bir örnek teşkil ediyor. Özgürlük mücadelemizi, adalet, barış ve eşitlik çağrımızı kriminalize etmeyi amaçlıyor” dedi.
Savaş başından beri ABD’de iki büyük nefret saldırısı düzenlendi
Demokrat Temsilci Pramila Jayapal, CNN’in “State of the Union” programında, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarını kınayarak “korkunç” olarak nitelendirirken, savaşın başından bu yana 15 binden fazla Filistinlinin İsrail’in saldırılarında öldürüldüğüne dikkat çekerek, “Filistinlilere karşı işlenen suçları da gündeme getirerek dengeli davranmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
ABD, Chicago ve Vermont’ta Filistinlilere karşı düzenlenen iki saldırıya tanık oldu. Chicago’daki saldırıda 71 yaşındaki bir ev sahibi iki yıldır hiç sorun yaşamadığı Filistinli kiracısının evine bıçakla gelerek 6 yaşındaki çocuğunu öldürdü. Çocuğun annesi ise saldırıdan ağır yaralı olarak kurtarıldı. Saldırgan suçlu olmadığını kabul etmezken, öldürdüğü çocuğa sadece iki hafta önce doğum günü hediyesi aldığı ortaya çıktı. Saldırgan polise verdiği ifadede saldırıyı Gazze savaşı sebebiyle gerçekleştirdiğini söylemişti.
Vermont’taki silahlı saldırıda ise hedef üç Filistinli öğrenciydi. Öğrenciler saldırıya uğradıkları sırada Filistin davasının bir göstergesi olan kefiye takıyormuş. Öğrencilerden biri söylenene göre felç kaldı.
Temsilciler Meclisi’nin yakın zamanda İslamofobi’yi kınama gibi bir planı en azından ufukta görülmüyor.