Beyaz Saray yetkilileri, cuma günü Ukrayna savaşına dair gizli belgelerin Telegram ve Twitter üzerinden sızdırıldığını açıklamıştı. Sızdırılan 100’den fazla belgede silah teslimatları, birlik ve tabur güçleri gibi kritik bilgilerin yanı sıra, Orta Doğu, Avrupa, Latin Amerika, Asya ve Afrika’daki ülkelerle ilgili dünya çapında istihbarat brifingleri, taktiksel savaş alanı güncellemeleri ve Ukrayna’nın savunma becerilerine ilişkin değerlendirmeler yer alıyordu.
Şubat sonu ve mart başına ait bu belgelerin üst düzey Pentagon yetkilileri için hazırlandığı ve uygun güvenlik izinlerine sahip yüzlerce diğer personel ve sözleşmeli çalışanın kullanımına sunulduğu biliniyor. Sızdırılan belgelerin çoğunda ‘NOFORN’ etiketi bulunuyor, bu etiket yabancı devletlerle paylaşılamayacakları anlamına geliyor. Ancak etiketin olmadığı belgelerin ABD’nin yanı sıra İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan oluşan Beş Göz ittifakı da dahil olmak üzere ABD’nin yakın müttefikleriyle paylaşılmasına izin verilen bilgiler.
Gizli belgelerde Wagner-Türkiye ayrıntısı
Belgelerde bizi de ilgilendiren birtakım istihbaratlar bulunuyor. Buna göre Rusya’nın paralı asker örgütü Wagner’in, Türkiye’den silah satın almaya çalıştığı bilgisi yer alıyor. Raporlardan birinde grubun adı W yerine V ile yazılmış ve şu ifadelere yer verilmiş: “Vagner, Mali ve Ukrayna’daki faaliyetleri için Türkiye’den silah ve teçhizat almak üzere Türk bağlantılarıyla bir araya geldi.” Raporda ayrıca Mali’nin geçici Devlet Başkanı Addimi Goita’nın ‘Mali’nin Vagner adına Türkiye’de silah alabileceğini teyit ettiği’ belirtiliyor.
Raporda Türk hükümetinin Wagner’in niyetleri hakkında ne biliyor olduğu ya da bu amaçların sonuç verip vermediği ise yer almıyor. Bununla birlikte Washington Post, özellikle İsveç’in NATO’ya katılmasına engel olan Türkiye’nin böyle bir görüşmeyi yapmasının bomba etkisi yaratacağını söylüyor.
‘Çin, Rusya’ya desteğini artırabilir’
Öte yandan bu belgeler Ukrayna’daki savaşın jeopolitik sonuçlarını da gözler önüne seriyor. CIA’in üst düzey yetkililere yönelik günlük yayını World Intelligence Review’da yer alan bir analizde, Beijing’in Ukrayna’nın Rusya topraklarına gerçekleştirebileceği saldırıları, ‘NATO’yu saldırgan olarak göstermek için bir fırsat’ olarak değerlendirebileceği ve Çin’in saldırıların ‘önemli’ olduğunu düşünmesi halinde Rusya’ya desteğini artırabileceği sözleri yer alıyor.
‘Mossad protestoları destekledi’ iddiası
Sızdırılan ‘çok gizli’ belgelerde şu anda hem komşu ülkeleriyle sıkıntılı bir hafta geçiren hem de son iki ayda yargı reformu protestolarıyla yıpranan İsrail hakkında da ilginç bir iddia dikkat çekiyor. Bu iddiaya göre, İsrail’in istihbarat servisi Mossad’ın üst düzey liderleri, yeni hükümetin yargı reformuna karşı protestocuların eylemlerini savundu ve hatta hükümet karşıtı eylemleri teşvik eden bir tavır sergiledi.
Mossad’ın iç işlerine karışması yasaklanmış bir istihbarat servisi olmasına rağmen İsrail siyasetine yönelik bu doğrudan müdahale girişimi eğer gerçekse önemli bir ifşa teşkil ediyor. Ayrıca bilginin, ABD’nin en yakın Orta Doğu müttefikine karşı yürüttüğü istihbarat faaliyetlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkması da İsrail’de gözlemlenen bu tarihi huzursuzluğun iyice alevlenmesine yol açabilir. Zira İsrailli muhafazakarlar, ülkede devam eden protestolardan zaten ABD’yi sorumlu tutuyordu.
Başbakan Benyamin Netanyahu’nun basın ofisi ise Mossad adına yayımladığı açıklamada iddiaları yalanladı. Açıklamada, “Mossad ve yetkililerin gösteriler konusuna hiçbir yaklaşımı olmadı. Mossad ve yetkilileri, servisin kurulduğu günden beri devletin değerleri karşısında vefalı olmuştur” denildi.
Yargı reformu güvenliği tehlikeye attı
Yüksek mahkemenin yetkilerini kısıtlamayı amaçlayan yargı reformu sebebiyle yüz binlerce kişi sokaklara döküldü, 750 yedef asker acil bir durumda göreve gelmeyeceğini açıkladı ki bu yedek asker sorunu, halihazırda Filistin, İran ve Suriye ile sorunlar yaşayan İsrail için büyük bir darbe.
Hatta sırf bu yüzden Savunma Bakanı Yoav Gallant, sessizliğini bozarak ülkenin güvenliğini korumak adına yargı reformuna ara verilmesini söyledi. Tabii bu çıkışı Netanyahu tarafından tepkiyle karşılandı ve görevden alındığı açıklandı. Ancak hem halkın protestolarını artırması hem de çevre ülkelerle başlayan çatışmalar, Netanyahu’yu kararından döndürdü ve Gallant en azından şimdilik hâlâ görevinin başında.
Öte yandan ABD’li yetkililer sızıntıdan sorumlu kişi veya kişileri bulmaya çalışıyor. Belgelerin Ukraynalı yetkililerden sızdırılmasına ihtimal verilmiyor, çünkü Pentagon’un damgasını taşıyan bu özel belgelere Ukraynalı yetkililerin erişim izni yok. Şu anda atılabilecek ilk adım bu belgelere hangi yetkilerin erişiminin olduğunu tespit etmek. Bazı analistler bunun Washington ve Kiev arasında güvensizlik yaratmayı amaçlayan Rusya tarafından yapılan bir operasyon olabileceğini düşünüyor.